Uyuz - Cesaretin var mı ?

42 6 0
                                    

Bir boşlukta yolculuk edermiş gibi her şey toz pembeydi gözümde. Hiç bir yerimi hissetmiyordum denge sağlayamamıştım. Kolumda bir bilek hissetmiştim. Eli elimle buluştu çok sıkı tutuyordu.

Hissizdim söylediklerini bile duymuyordum. O kadar sıkı tutuyordu ki ben bıraksam o hiç bırakmayacak gibi. O an da ağzımdan çıkan cümlelerde hissizleşmişti adeta gözlerimi yumup Meriç'e doğru yönelttiğim sözlerimin duyulması için odaklanmıştım. Korku ve üzüntü ile karışık Hissiz ve boğuk çıkmıştı o cümlelerim " Nasılsa bitecekti... Yarından erken olacak dünkü veda... " Kesik yutkundum ve artık o eli bileğimde hissetmeyince " BİTTİ " diye haykırırcasına bağırmaya çalıştım ne kadar çıkarsa.

Bedenim suya düştüğünde hala ayıktım ama gördüğüm kırmızı sıvı denizle temas etmiş ve dudaklarıma baskısını artırınca ağzımın içine doğru yol oluşturmuştu. Tadını aldığımda kan olduğunu anlamıştım elimle yüzüme uzattığımda kafamdan kan akıyordu sanırım çizdirmiştim düşerken , hissizleşmiştim iyice gücümü kaybettiğimde öldüğümü fark ediyordum kesik kesik görüntüler beynime düştüğünde anlayamamıştım ama ölüyordum bitmişti her şey ... Göğüs kafesimde bir yanma vardı , nefes almak , hayal etmek... Hiç birşey. Bu kadarmış.

Meriç

Birkaç dakika sessizce denize bakıyordum birşey duyamıyordum sadece Beril ' in son sözleri ve denizdeki dalga sesleri. Birden kolumda bir el hissettiğimde düşüncelerime yol verdim ve elin sahibine baktım Anıl'dı bu birden hissiz ve belirsiz cümlelerim dökülüyordu dudaklarımdan birer birer. Kendi söylediklerimi bile duymakta zorlanıyordum. " Allah Allah kahretsin Beril... "
" Beril.. "Anıl elini çekti kolumdan oda şaşkındı ve panikleyişi beni de daha çok panik ediyordu " Meriç sakin ol " Ne yapacağımı bilmiyordum. " Anıl ara babamları bulsunlar bi yolunu.. Ya yap birşeyler Anıl bulsunlar Beril'i arama kurtarma ekipleri falan ara benim yüzümden amına koyayım ben düşseydim keşke " Uçurumun kenarına doğru yöneldiğimde kolumda bir el hissettim hızlıca kafamı çevirdiğimde o puştu gördüm " Sen senin senin yüz yüzünden " dediği anda bayıldı " şerefsiz asıl senin yüzünden adi herif " diyip bir tekme savurup atladım Beril'in buluştuğu o derin sulara. Suyla buluşmanın etkisiyle gözümü zor açtığımda etrafta kimseyi göremiyordum biraz daha yüzmeye devam ettiğimde boğuk boğuk sesler kulağıma değiyordu. " Meriç çık artık Meriç nerdesin " Anıl'ın sesiydi bu.

Arada dışarı çıkıp nefes alıyordum yaklaşık olarak bir saattir denizde olmalıydım bomboş hayallerle Beril'i arıyordum. Keşke söyleseydim sevdiğimi lanet olsun. Ama artık son olanlardan sonra bir kıza güvenemeyecek kadar güçsüzdüm ama bunu asla yansıtmadım kimseye düşüncelerden biraz daha uzaklaştım fazlasıyla çok yüzmüş olmalıydım ki titremeye başladım. Nefes almak için yukarı yükseldiğimde Beril'in ayakkabısını gördüm bir kayanın arkasında orda olmalıydı bulmuştum onu işte. Allah'ım şükürler olsun. Biliyordum bulacağımı.

" Berill geldim lütfen affet beni " hızlıca kayanın oraya yüzdüğümde sadece ayakkabısının orda olduğunu gördüm hayal kırıklığına uğramıştım.

Hayal kırıklığı.

Uzaktan bir ses işittiğimde nerden geldiğini çözmeye çalışıyordum " Meriç çık artık Meriç nerdesin Merriiçç " ne kadar uzun süre olmuştu denizdeydim acaba annemler gelmiş olmalıydı bu onun sesiydi geldiğim yöne dönmeye çalışıyordum ki birkaç adam denizde arama yapıyordu dalgıçları getirmişlerdi sanırım umarım Beril'i bulurlardı ikinci bir şok altında beynimi kaybetmek istemiyordum Duygu'dan sonra Beril'i de kaybetmek istemiyorum aynı şekilde... Akli dengemi kaybetmiş gibiydim. Ne yapacapımı bilmiyordum. En kötüsü de seni seviyorum diyemeden gitti. Saçmalama Meriç. Gitmedi ki o gitmedi. Gülüyordum.

Yukarı çıktığımda annem hemen gelip bana sarıldı. Battaniye ile beni sarıp sarmaladıktan sonra ben hiçbir tepki vermiyordum sadece ağzımdan " BİTTİ " deyip yeniden gülüyordum. Annemin şaşkın yüzüne ve yaşlı gözlerine bakıp " Bulucaklar ki onu boşuna üzülmeyin. Bakın ben ağlıyor muyum ? Tabi ki de hayır. Hadi Beril çık hadi sudan yeter bu kadar. Bak bekliyorum şurada "
" Oğlum.. Oğlum... "

Meriç'in Annesi

Duygu'ya olduğunda da aynı şey olmuştu. Akli dengesini yeniden yitirmesine dayanamam bu sefer. Lütfen yardım edin lütfen.

Meriç

Uyandığımda sedye ile götürüyorlardı " Bırakın beni Beril'e gidicem bırakın lan bırakın dedim size " orta boylu 40 yaşlarında bir bayan " Meriç Bey sakin olun lütfen serumunuz bitsin kalkacaksınız " beynimi hissetmeyecek kadar zorluyordu.

Beril'in ''BİTTİ'' deyişi o sinirle düşünceleri kenara itip " İstemiyorum serum falan çıkarın şunu yoksa kendim çıkaracağım "
" Meriç Bey sakin olun lütfen " birden elimdeki o bandı çıkartıp indim o sedyeden gece olmuştu uçurumun kenarına gidip sessizce söylediğim cümlelere ben bile anlam veremiyordum. Ağlıyordumda. " Çok güzel gözlerin vardı içinde kaybolabileceğim türden ve sanır- sanırım kay-kayboldum." ...

ERTESİ GÜN

Uyandığımda yanımda Deniz vardı kokudan anladığım kadarıyla hastanedeydim. Sakinleştirici falan vermişlerdi sanırım. " Noldu bana? " Deniz düz bir ses tonuyla " Uçurumun kenarında bayılmışsın sonra buraya geldik işte " deyip gözlerini yere doğru dikti ağladığı anlaşılıyordu silmeye çalıştı belli etmemeye çalışarak dışarıdan sesler geliyordu. " Beril uyan yalvarırım uyan " Deniz eğdiği kafasını yerden kaldırarak hızlıca odadan çıktı. Bir süre sonra sesler hıçkırıklarla ağlamaya dönüştüğünde yataktan kalkıp yürümeye başladım odadan çıktığımda Dilara'yı gördüm gözlerinden akan yaşlarına karışmış eyeliner aşağı süzülüyordu Deniz yanıma gelip beni içeri sokmaya çalıştı. " Bıraksana lan " Aniden beni sarmalayan elleri aşağı doğru düştü. " Ne oluyor burada ? " kimse cevap vermemişti. " Neden kimse bana bir şey söylemiyor '' diye ani bir çıkışta bulunduğumda karşıdan üstü çarşafla örtülü bir sedye geliyordu. Dilara ayağı kalkıp sedyeye doğru koşmaya başladığında ''Beril niye bıraktın beni niye gittin niye burada böyle yatıyorsun sen yatmayı sevmezsin ki sen koşmayı gülmeyi seversin niye burada yatıyorsun ölmüş gibi sen ölmedin dimi ölmedim de kalkıcam de sadece uyuyorum bilirsin Dilara ben uyumayı çok severim de hadi kalk ne olur. Hem üstüne uymamış bu sen daha canlı renkleri seversin. Hadi kalk... " Arada hıçkırarakda olsa cümlesini bitirmişti. Sedyeye sarıldı. Birden hissizleşen bedenim yavaşça yere salıyordu kendini,nasıl yani Beril ölmüş müydü hem de sevdiğim kızı kendi ellerimle öldürmüştüm nasıl yani Beril'de ölmüştü onu da kaybetmiştim Allah kahretsin yanımdan uzaklaşan sedye giderek kayboluyordu gözümde sonunda bir odaya sokmuşlardı onu Duygu'nun ölümünden sonra ağlamayacağıma söz vermiştim ama durduramıyordum akıyordu.

Beril gitmişti o mavisinin tonuna aşık olduğum gözlerini kendim öldürmüştüm keşke ben ölseydim. " Yavaşça doğrulduğumda Deniz'den yardım aldım " Deniz sana yalvarırım vur beni gönder onun yanına kavuşayım mavisinin benim için ayrılan bölümüne " yutkundum " Beni ona götürün " Yavaşça ilerlediğimizde odaya girmiştik beyaz çarşafa bürünmüş bedenini görünce yıkıldım Deniz'in üzerine.
Yardım alıp tekrar doğruldum yavaşça ondan ayrılıp Beril'in yanına gittim titreyen ellerimi umursamadan çarşafı hafifçe kaldırdım kapalı olan gözlerini bir daha göremeyecektim keşke gözlerinin mavisin de ben boğulsaydım , çöken ve moraran gözlerine elimi uzattığımda dokunamadan çektim. Birkaç dakika öylece bakakaldım gözlerinin mavisini göremediğim o yüzüne. " Söylesene Beril sen niye bıraktın beni neden burada böyle yatıyorsun kalk de dokunma bana de Latif'e de söz veriyorum ona dokunmam sen kalk sarıl bana kalbimin yerini hatırlat söz sana kalbimin kapısını kilitlerim kimse girmesin diye hadi lütfen kalk... Koş kat birbirine ortalığı sesim çıkmaz sen kalk yeter ki koş bana sarıl sevgili rolü değil gerçeği olsun bu sefer ne olur kalk Allah benim belamı verdi seni alarak zaten canımı da alsın da geleyim yanına affet beni olur mu ? " Yanağımdan süzülen yaşlar üzerine düşüyordu bir bir daha çok yaslanıp sarıldım " Berilll " diye bağırdım tekrar duymayacağını bilsem bile , eğilip öptüm. Hissetmeyeceğini bilsem de son kez koydum elimi boynuna. Sarıldım... Tekrar tuttum yasladım göğsüme kafasını yaşasaydı oda sarılırdı şimdi bana tekrar yavaşça koydum başını oraya gitmesini hiç istemesem de eğildim tekrar beni duymayacağını bilsem de kulağına " Beni bırakıp gitmeye cesaretin var mı ? Burada benim ruhumu alıpta gitmeye cesaretin var mı? "

UyuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin