Why can't i sleep?

413 37 8
                                    

" Tell me i'm worth being loved, please.
I wanna sleep tonight"

" Sana verdiğim değeri haketmiyorsun, Hiç bir şeyi haketmiyorsun Kim Taehyung!"

"Bana aşık değildin, sadece duygularımla oynadın değil mi?!Korkak herifin tekisin!"

"Bir daha karşıma çıkma, seni görmezden geleceğim. Bu gün itibari ile sadece bir yabancısın, karşılaşmak istemediğim bir yabancı."

Kan ter içinde gördüğüm rüyadan uyandım. Yastığım ıslaktı, sanırım rüyadayken ağlamıştım. Hayır bu bir rüya değildi, kabustu. 5 yıl önce gerçeğini yaşadığım ve o günden beri geceleri beni rahat bırakmayan bir kabus.

Tir tir titriyordum. Battaniyeyi bulmalıydım. Beni sadece o ısıta bilirdi. Yıllar önce üşüdüğüm zaman bana sardığı battaniyesi. Ondan bana kalan sayılı eşyadan biriydi işte.

Karanlık odada yalnızca dişlerimin bir birine değme sesi yankılanırken dolaba doğru yürüdüm. Son çekmeceni açıp battaniyeyi aldım ve sıkıca kendime sardım.

Kokusu gitmesin diye yıkamıyordum, bu yüzden sıklıkla kullanmazdım. Ama şuan tek ihtiyacım olan şey o gibi duruyordu.

Yatağa oturup battaniye içinde küçüldükce küçüldüm ve gözyaşlarımı serbest bıraktım. Çok yalnız hissediyordum. Hayallerimi gerçekleştirirsem en büyük mutluluğa ulaşacağımı sanmıştım ama yanılmıştım.

Her şeyin en iyisini bulmaya çalışırken elimdekinin değerini bilememiştim. Gerçek mutluluğu yıllar önce kaybetmişdim..

"Ç-çok pişmanım, hocam. Umarım beni affetmişsinizdir."

Hıçkırıklarım ve gözyaşlarım bir birine karışırken aklıma gelen hatıralarla burukça gülümsedim.

Acaba Jungkook ona ilk kez nasıl seslendiğimi unutmuş mudur?

Acaba Jungkook beni unutmuş mudur?

...

~7 yıl önce

Hızlı adımlarla merdivenleri çıkıyordum. Bu gün üniversitede ilk günümdü ve aşırı heyecanlıydım. Kampüsü dolaşmaya o kadar dalmıştım ki, neredeyse derse gecikiyordum. Neyse ki benden büyük öğrenciler bana dersin olduğu bölümü göstermişlerdi. Gerçekten çok iyi insanlardı, onlar olmasa derse gecikecektim!

Yukarıya çıktıktan sonra sağa sola bakınmaya başladım. "Konferans salonu" yazan kapıyı gördüğümde gülümsedim.

Nefes nefese kapıyı çalıp içeri girdim. Karşımda ders anlatan hocayı gördüğümde donakaldım. Beni farkettiğinde anlatdığı konuyu durdurup kaşlarını çatarak bana baktı.

Beyaz ten, kuzgun saçlar, simsiyah gözler ve kiraz kırmızısı dudaklar.

Ahh, hocalar bu kadar yakışıklı olur muydu ki?

Gözlerimi kırpıştırarak kendime gelmeye çalıştım.

"Merhaba hocam, ben galiba birazcık geç kaldım, üzgünüm hemen geçip oturucam."

"Ne? Dur-"

" Geç kaldığım için giremez miyim? Özür dilerim hocam ben kampüsü dolanırken zamanın nasıl geçtiğinin farkında değildim, gerçekten çok üzgünüm lütfen geçmeme izin verin."

Tüm bunları tek sefere söylediğim için nefes nefese kalmıştım.

"Hayır, ben-"

"Burada hoca olan kişi benim çocuk"

SUSPENDED LOVE《Taekook》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin