SUSPENDED LOVE《Taekook》

Trap

Gönlünüzden koptuğu kadar yorum yapın kelebeklerim💗

"Bir insanı acı ve ölüm değiştirir."

☆

6 yıl önce, Haziran.

Sabah ışıkları yüzüne vururken gülümsedi, Jungkook. Nöbetden çıkmış, sevgilisinin evine doğru yürüyordu.

Muhtemelen uyuyordu, Taehyung. Jungkook gece ara ara konuşmuştu onunla. Sınav döneminde olduğu için oldukça meşgüldü esmer. O yüzden kaç gündür doğru düzgün görüşemiyorlardı bile.

Beyaz tenli,sevgilisini o kadar özlemişti ki, 48 saatlik nöbetinin yorgunluğu üzerindeyken onu görmeye gidiyordu. Onu görmeden 1 gün bile duramıyorken 4 gün nasıl dayanmıştı hayret ediyordu doğrusu.

Babaannesiyle beraber tek katlı küçük bir evde kalıyordu Taehyung. Annesi Taehyung daha küçükken onları terketmiş, babası da kendisini içkiye vermişti. Kimsenin umursamadığı 4 yaşlı çocuğu babaannesi sahiplenmiş, evine getirmişti.

Babaannesi Taehyung'un dünyadaki en değerli varlığıydı. Onu her zaman korur, hayallerine ulaşması için elinden geleni yapardı, Bayan Kim. Yönelimi tarafından okulda dışlanıp depresyona girdiğinde babaannesi sarmıştı yaralarını. Sevginin dünyanın en kutsal duygusu olduğunu,cins ve ırk tanımadığını anlatmışdı küçüğüne.

Taehyung ne kadar seviyordusa, Jungkook da onun kadar sevip saygı duyuyordu Bayan Kim'e. İlişkilerinin en büyük destekçisi oydu çünki.

Jungkook bahçenin kapısını aralayıp içeri girdiğinde gözü evin hemen yanındaki ağaç eve kaymıştı. Işığı yanılıydı hâlâ. Muhtemelen Taehyung çalışırken uyuya kalmış, ışığı kapatamamıştı.

Sevgilisinin orda olduğunu tahmin eden çocuk adımlarını ağaç eve doğru yöneltmişdi. Merdivenleri çıktıktan sonra eğilerek küçük kapıdan geçmiş anında tüm yorgunluğunu alan, içini huzurla kaplayan manzarayla karşılaşmıştı.

Bebeği yanı başında kitapla yer yatağında öylece uyuya kalmıştı. Havalar sıcak olduğu için giydiği kısa şort yukarı sıyrılmış, beyaz atleti ise esmer karnını açıkta bırakmışdı. Küçük odaya yayılan kokusu zaten en başından sarhoş etmişdi, adamı. Bir de bu görüntü...Jungkook karşısındaki güzelliği ısırarak sevmemek için kendini zor tuttu.

Emekleyerek çocuğun yanıbaşına geçip arkadan beline sarıldı. Yüzünü boyun çukuruna gömerek kokusunu doya doya içine çekti. Bebek gibi kokuyordu, Taehyung. Jungkook bu kokuyu solumak için herşeyini verirdi.

"Güzel bebeğim benim," diyerek sevdi yumuşak saçlarını. Minik minik öpücükler kondurdu yüzünün her santimine. Göz kapaklarını, burnunun ucundaki beni, iki yanağını, sus noktasını teker teker öptü. Son durağı ise günlerdir hasretinden kavrulduğu bal dudakları oldu.

Yavaşça öptü, yumuşak et parçasını, uyandırmaya kıyamadan. "Yanındayken bile özlüyorum seni, birtanem. Sana o kadar aşığım ki içim titriyor. Ne yaptın bana böyle?"

O sırada esmer uykusunda mırıldanmış, yan dönüp Jungkook'un üzerine bacağını atmışdı. Bu yaptığıyla kıkırdamıştı, beyaz tenli. Sevgilisinin uyku alışkanlıkları da onun gibi tatlıydı.

Taehyung'u uyandırmamak için yerinden bir santim bile kıpırdamadı, Jungkook. Sırtı ağrısa da o pozisyonda tam 2 saat bekledi bebeğinin uyanmasını. Uyumadı da, öylece izledi aşık olduğu bedeni, ezberlediği yüz hatlarını tekrar tekrar inceledi.