crimson winter | hyunin

6. dolunay

Hyunjin: Bugün dışarıda buluşacağız değil mi?

Jeongin: Evet! Bugün tamamen boşum.

Hyunjin: Ah, çok güzel. Hm, saat kaçta buluşacağız?

Jeongin: Beş gibi iyi olur bence.

Hyunjin: Olur, bir de buluşma diyoruz ama beraber gideriz değil mi?

Jeongin: Evet, evet öyle yaparız.

Hyunjin: Peki, görüşürüz o zaman...

Jeongin: Görüşürüz tabii...

_______________

Jeongin, Hyunjin'le konuştuktan sonra telefonu bırakıp kahvaltı için yatağından kalktı.

***

Üzerini de giyindikten sonra koltukta oturmuş Hyunjin'i beklerken zil çaldı.

Yanındaki çantasını aldı ve hızlı adımlarla kapıya doğru ilerlerken saçlarını eliyle düzeltti

Kapıyı açtı ve artık Hyunjin'le karşı karşıyaydı.

Önce küçük bir sessizlik oluştu, sonra Hyunjin konuşmaya başladı.

"Hazırsan çıkalım."

Jeongin, başını olumlu anlamda salladı ve gülümsedi.

"Çıkalım."

Hyunjin, Jeongin'in de çıkması için yana doğru çekildi.

Jeongin, çıktıktan sonra kapıyı kilitledi ve Hyunjin'e döndü.

Hyunjin, eliyle gel işareti yaptığında onu takip etti.

Hyunjin, evinin önündeki motoruna bindi ve kaskını taktı.

Jeongin, anlamsız bakışlar attığında Hyunjin hafifçe güldü.

"Gelmiyor musun?" dedi, Jeongin'e gülümseyerek. Jeongin'in cevabını beklerken motoru çalıştırmak için anahtarı taktı.

Jeongin, başını olumlu anlamda salladı. Jeongin'e yedek bir kask verdi ve tekrar önüne döndü.

Jeongin, kaskı taktıktan sonra motorun arkasına bindi ve oturduğu yerin yanlarından tuttu.

Hyunjin, yüzüne hafif bir gülümseme yaydı ve Jeongin'in sağ elini tutup kendi beline doğru götürdü. Jeongin'in elini sıkıca kendi beline sardı.

Jeongin, elini hareket ettirmedi. Hyunjin'in belinde öylece duran eli hareket etmiyordu.

Çünkü elinin üzerinde diğerinin eli vardı, nedense buna tepkisizdi.

Hyunjin, Jeongin'e doğru döndü.

"Hız yapacağım, düşmemelisin."

Jeongin, olumlu anlamda başını salladı ve derin bir nefes aldı.

Hyunjin tekrar önüne döndü ve Jeongin'in sol elini de kendi beline götürdü.