"Belki bunu anlatmanın zamanı değildir, değil mi?"
Jeongin, sessiz kalıp sadece başını olumlu anlamda salladı. Hyunjin, koltuktan kalkıp odanın köşesindeki masya doğru ilerledi.
Masanın üzerindeki kâğıtları karıştırdı ve kağıtların altında kalan iki küçük bileti alıp cebine koydu.
Jeongin'e doğru döndü.
"Aç mısın?" diye sordu; kendisi kurt gibi acıkmıştı, eğer o da kabul ederse yemeğe gideceklerdi.
"Hm, sanırım." diye cevap verdi ve güzel gamzelerini gösterdi.
Hyunjin, ona daha da yaklaştı ve karşısına geldiğinde elini uzattı.
Jeongin, kendisine uzatılan elle biraz şaşırmış görünüyordu; ama sonrasında tekrar gülümseyip kendisine uzatılan eli tuttu ve ayağa kalktı.
"Pizzaya ne dersin?" diye sordu, karşısındakinin gözlerine bakarken.
"Olur derim..." dedi, gülümsemesini geride bırakmadan.
***
"Eminim burayı çok beğeneceksin." dedi, kaskını çıkartırken.
Hyunjin'in söylediği restoranta gelmişlerdi, dışarıdan çok şaşaalı görünen bu mekân aynı zamanda da çok pahalı görünüyordu...
Ama önemli olan bu değildi, uzun bir süre sonra böyle bir yere gelmişti ve eğleniyordu.
Evet, uzun bir süre sonra eğleniyordu...
İçeriye girdiler ve onları kapıda bir garson karşıladı.
"Hoşgeldiniz."
Hesap kesinlikle çok pis girecekti.
"Hoşbuldum." dedi, karşılık olarak.
"İstediğiniz bir masaya geçebilirsiniz efendim."
Hyunjin, başıyla garsonu onayladı ve Jeongin'in önden gitmesi için yol açtı.
Köşede bir masaya karşı karşıya oturdular. Hemen arkalarından garson iki tane menü getirdi ve tek tek önlerine koyup orada beklemeye başladı.
İkisi de menüye bakındı ve bir süre sonra Hyunjin, karşısındakine baktı.
"Seçtin mi?" diye sormasıyla Jeongin başıyla onu onayladı.
"Şundan." diyerek elindeki menüden ismini telaffuz edemediği 'Quattro Stagioni' isimli pizzayı gösterdi.
Garson, başını salladı ve Hyunjin'e doğru döndü.
"Ben de aynısından alacağım." dedi, yüzünde hafif bir gülümseme yayarak.
Garson, onları onayladı.
"İçecek olarak ne alırsınız?"
Hyunjin, karşısındakine döndü ve onun sipariş vermesi için başıyla işaret etti.
"Kola." dedi ve menüyü masaya bıraktı.
"Ben de kola alayım." dedi ve o da menüyü masaya bıraktı.
Garson, başıyla onları onayladı ve menüleri alıp yanlarından ayrıldı.
Hyunjin, yüzünü eline yasladı ve karşısındakinin gözlerine bakarken konuştu.
"Jeongin, sana bir şey sorabilir miyim...?"
Jeongin, gülümsedi ve başıyla onu onayladı.
"Tabii."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crimson winter | hyunin
De TodoOcak ayı, yoğun bir kar yağışının olduğu gün Yang Jeongin ilk defa ailesinden ayrılıp ayrı bir mahalle, ayrı bir eve çıkıyordu. Bu mahalle hakkında bazı korkunç söylentiler duymuştu, geceleri dışarıda dolaşan birileri?