Uyandığımda yalnızdım, gülerek kalktım, lavaboya giderek elimi yüzümü yıkadım.
Aşşağı indiğimde yiyecek kokuları geliyordu, mutfağa girdiğinde bana döndü.
"Günaydın"
"İşte olduğunu sanıyordum"
"Bu gün izin günüm"
Kafamı sallayarak masaya oturdum ve zeytin yedim, yanıma geldi.
"İyi misin?"
"Evet"
"Hoseok ne oldu? Anlat bana"
Yakalarından tutarak kendime çektim, dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda elini yanağıma koyarak öpüşüme karşılık verdi ve kolunu belime sardı.
Geri çekilerek onu ittim.
"Yumurta yanıcak"
Şaşkınlıktan kurtulup yumurtaların yanına gitti ve altını kapattı, tabaklara koyarak geldi, tabağı önüme koydu.
"Hoseok ne oldu? Hadi anlat bana"
Kimi bekliyorsun yoongi? Kimi bunca yıldır bekliyorsun? Neden bana yalan söylüyorsun?
Konuşmadım, mesaj geldiğinde açtı ve bana döndü.
"Bizimkiler toplanıcak mış, gidelim mi?"
Kafamı sallayarak onayladım, mesaj yazarak geri bana döndü, gözlerine bakamıyordum, bakarsam ağlardım.
"Aşkım"
"Bana aşkım deme"
"Hoseok ne oluyor, cidden sinirim bozulmaya başlıyor"
"O zaman işine git"
Kalkarak mutfaktan çıktım, bardak kırılma sesi gelince yukarı çıktım, yine tabak,bardak kırıcaktı.
Yatağa uzanarak uyumaya başladım, onu görmek istemiyordum.
/
50. Kitabımıız LDŞXXLŞXLDDLXM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope: Contradiction
Fanfic"Bu saçmalığa bir yıl dayandım, ne o,bir kadını mı bekliyordun? Bir kadın için mi bana bir yıl işteyim diyerek yalan söylüyordun, artık bitti, daha fazla canımı yakmana müsade etmeyeceğim, şimdi o beklediğin tepeye gidip yeniden bekle"