Mesaim bitince Berke'yi beklemeye başladım. O da kapıdan çıkıp yanıma gelince "Yorucu bir gündü ha?" dedim. "Sorma! Ağzıma sıçılmış gibi hisediyorum ama seninle ilgilenicem bu gece. Yanında olmalıyım..." dedi karşılığında.
Elinden tutup hızla motora doğru sürükledim. "Önce bu çılgından ölmeden inmeliyiz!" dedim sırıtarak. Arka bagajdan kaskı çıkarıp ona uzattım.
Gözlerini büyütüp bana baktı "Bu sıcakta mı?" diye baktı.
Omuzlarımı silktim ve "Kask takmayanlara boyunluk takıyoruz diyen sendin. Boyunluk takarsan sevişebileceğimizi sanmıyorum!" diye cilvelendim. Berke kaskı takıp arkama geçti ve koca motoru otoparktan çıkardım.Şehir içinde bir iki alışverişten sonra eve giden yola çıkmıştık. Dağ yolunun o kısmında hala bir polis arabası vardı ve bu Berke'nin bana daha sıkı sarılmasına neden oldu. Hızlıca yanından geçtim.
Büyük bahçeden içeri girdim. Motoru durdurup indim. Berke ise hala kaskını çıkarmaya uğraşıyordu. Yavaşça kaskını çıkardım ve "Çok sıcakkkkk!" diye bağırmasıyla irkildim. "Yavaş ol! Ödüm patlarsa sevişemeyiz!" diye uyardım.
Büyük bir hızla elimden tutup arka bahçeye çekiştirdi.
Bu yapmayı en çok sevdiğimiz şeydi. Her seferinde arka bahçeden sevişerek içeri girerdik.Sevişmelerimiz sürerken arka kapının açık olduğunu gördüm. Tek kelime ettim "Siktir!".
Berke bir anda korktu "Daha yumuşak olamazdım affedersin!" dedi. Ona bakmadığımı anlayınca baktığım yöne baktı. "Arka kapıyı kapatmadın mı?" dedi.
Elini tutup içeri sürükledim. Pasta ve mum sapasağlam masanın üstündeydi. Tek sorun vardı -İyiki doğdun GÖKKUŞAĞI- yazan yerde benim dün akşam yatakta çekilmiş bir resmim vardı. Nereden mi anladım?
Yanımdaki bıçak hala duruyordu.*****
Berke ve Gece'nin kendilerini bekleyen süprizden habersizlerdi.
Berke sözde girdi "Hiçbir şey anlamadım. Ne ki bu?" derken üst kattan bir düşme sesi geldi.
Her şey çok hızlı gelişti. Gece ağlamaya başlayıp eline masanın üstünde duran dün akşamki bıçağı alıp "Öldürücem seniiiiii!" diyerek üst kata koşmaya başladı. Gece çalışma masasının sandalyesinde oturan arkası dönük siyah kapşonlu adamı gördü. Elindeki bıçağı hızla siyah adamın omzuna sapladığı an ters giden bir şeyler olduğunu anladı.
Adam bir tepki vermemişti. Hatta hareket bile etmemişti. Gece onun adam olduğundan bile şüpheliydi.
Bir hışımla kapşonlu adamı döndürdüğünde karşısında balondan bir surat buldu. Bu Dilara'nın çocuk hastalara yapıp verdiği gibi eldivenden bir balondu. Üstünde siyah keçeli kalemle kaş göz ve gülümseyen bir ağız çizilmişti. İçinde de uyduruktan bir yastık vardı. Gece bu saçma kandırmacaya nasıl aldandığını düşündü.
O sırada Berke çoktan merdivenleri çıkmış ve kapıdan içeri girmişti.
*****
Arkamda bir el hissettiğimde çığlık attım. Oda çığlık attı. Berke anlamamış ve bir hayli korkmuş olduğunu belli eden gözlere ''Neler oluyor?'' diye sordu.
Ona sımsıkı sarıldım "Sana her şeyi anlatacağım. Çok kötü şeyler oldu!" diyerek ağlamaya başladım.
''Dün gece eve biri girmiş. Bende bilmiyorum kim. Aşağıdan tıkırtılar gelince uyandım bende. Tıkırtıdan çok gıcırdama sesine benziyordu aslında.Aşağıya indiğimde bir pasta vardı. Aynı bunun gibi bir pasta. Üzerinde Gökkuşağı yazıyordu. Onun bana söylediği gibi.'' diyerek ağlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giz
Novela JuvenilKüçük bir ilçe... Her şey normal devam ediyor. İnsanlar normal yaşantılarında sıkılıyorlar. Ayyaşlar kafayı çekiyor , öğrenciler ders çalışıyorlar, ergenler sigara ile tanışıyor. Gökşehir'de her şey normal. Tek sorun 3 yıldan beri kayıp olan bir kı...