5: "You're not lying to me, are you?"
Taehyung, yatakta dizlerini kendine doğru çektiğinde, iki büklüm bir şekilde yatıyor oluşunu umursamadan ellerini dizlerine sardı. Böylelikle cenin pozisyonuna geçmiş olan esmer, geniş yatakta küçücük kalmıştı. Sağ tarafı boştu, eşi yanında uyumuyordu; bu sebepten arkasına dönmeye bile cesareti yoktu. Bakışlarını boş yatakta gezdirirse, içinin parçalanacağını biliyordu.
Eğer esmer arkasını döner ve eşinin olması gerektiğini yere bakarsa, aklında yalnızca tek bir düşünce oluşacaktı. Kendi yatakları boş ve ıssızken, bir başkasının, yabancının yatağının eşiyle ısınıyor oluşunu hayal etti.
Bunu düşünmenin, ona salt zarar getireceğini biliyordu. Gözlerini sımsıkı kapattığında, siyah çarşafa uzanan zayıf bedeni titremeye başladı. Gözlerini kapalı olsa bile, ağlama isteği öyle yoğundu ki, gözlerini araladığı anda gözyaşları çarşafı usulca ıslatmaya başladı. Yatakta biraz daha küçüldü, dizlerini karnına bastırırken mide bulantısını ve öğürme hissini zorlukla bastırıyordu.
Ayağa kalkmak istedi, midesinde bulunan, bu akşam zorla yediği tüm yemekleri çıkarmak; ardından bir şişe şarabı tek başına içerken, sarhoş olmak, ağlamak belki de haykırmak... İçinden geçenlere rağmen, Taehyung yalnızca, yatakta oturur pozisyona geçti. Elleriyle karnını okşadığı sırada, bulantısını yok etmeye çalıştı. Ardından gözyaşlarını sildi ve yatağın tam karşısında bulunan boy aynasından dağılmış suretine baktı.
Karşısında gördüğü adamın, aldatıldığını düşündüğü ve yalnız kaldığı için berbat halde olduğunu biliyordu.
Başını iki yana salladığında, kendi suretine bile tahammülü kalmadığını fark etti. O böyle biri değildi; karşısında gördüğü zavallı adamın, kendisi olduğunu kabul etmedi. Taehyung tüm bunları yapmazdı, karamsar değildi bir kere. Hayata olumlu yönlerinden bakardı, kocasının onu aldatması düşüneceği son şey bile olmamalıydı. Jungkook beni seviyor, diye düşündü ve dudaklarında silik bir tebessüm oluştu. Beni seviyor, bizim için birçok zorluğa katlandı. Benden bu kadar çabuk vazgeçmez.
Dağılmış, uzun ve kabarık saçlarını geriye doğru taradı. Saçlarının uçları parlak, açık bir sarı olsa da, diplerindeki siyahlıklar kendini belli ediyordu. Saçlarını boyatması gerektiğinin farkındaydı. Ellerini yüzünde gezdirmeye başladığı sırada, ne kadar şiş ve solgun olduğunu düşünüyordu. Eskiden, neredeyse her sabah bakım ürünleri uygulardı. Şimdi ise yalnızca sabahları yüzünü temizleme köpüğüyle yıkayıp geçiyordu o kadar.
Saten geceliklerinden birini giymemiş, bedenini cesurca eşine sunmamıştı. Üstünde Jungkook'un mor kapüşonlularından biri vardı. Jungkook, bu kıyafeti genelde spora gittiğinde giyiyordu. Kendisine oldukça büyük gelmişti, şişman duruyordu. İncecik bedenini bol kıyafetler altında, örtülemişti. Suratı memnuniyetsiz bir şekilde buruşturdu. Bakımsız, özensiz ve bitkin gözüküyordu.
Taehyung kendinde kusurlar bulmayı severdi. Jungkook'un kendisinden uzaklaşmasını, bu paspal hallerine bağlamak istedi. Aksi taktirde eşinin kendisinden uzaklaşmasının arkasında saklı olan onlarca sebebi sorgulayacak, evliliğine daha da zarar verecekti. Bunu yapmadı, kendisini bahanelerle avutmak o an daha kolay geldi.
Gözlerinden akan yaşları sildiğinde, derin bir nefes alıp ciğerlerini şişirdi. Ayağa kalktığı sırada, pek bir şey düşünmüyordu. Yalnızca banyoya gitti ve kendisini, yaklaşık bir buçuk saat sürecek şekilde, banyoya kapattı.
***
Yer: Seul
Saat: 01.25
Eşinin doğum tarihi olan evlerinin şifresini girdiğinde, kapılar Jungkook için açılmıştı. Arabasının anahtarını, iş çantasını ve üstündeki siyah kabanı vestiyere astığında, minik adımlarla, merdivenleri tırmandı. Ses çıkarmamaya özen gösteriyordu. Oysa Jihoon ve Jihyo, sabaha kadar sürecek olan derin uykularına çoktan dalmıştı. Kocası ise uyumuyordu, Jungkook yatak odalarına girdiği sırada, bakışlarını yatağa çevirdi ve eşini göremedi. Bu anlık olarak kalbinin teklemesine sebep olduğunda, bakışlarını odanın etrafında gezdirdi. Balkonun aralık kapısını görmesi uzun sürmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paradise | Taekook
Fanfiction"Eğer beni terk edersen, elimde, avucumda ne varsa alıp gideceksin. Benden çocuklarımı, ailemi ve biricik eşimi alacaksın, Taehyung. Düşünebiliyor musun? Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun? Beni öldürmenle, kapıdan çıkman eşdeğer. Ben zaten sen...