"Çiçek kokulum."
Yanağıma değen dudaklarla gözlerimi aralarken kaşlarımı çattım. Uyuyakalmıştım! Jungkook'a onun olmadığı bir aylık süreçte neler yaptığımı anlatıyordum en son. O da yüzündeki gülümsemeyle beni dinliyordu.
"Ya," diye sızlandım kısık bir sesle. Dudakları burnumun ucuna değdi bu defa. Onun yanaklarını tutarak biraz sabit kalmasını sağladım. "Niye uyandırmadın? Kaç saat uyudum ben?"
"Bir saat falan. Hiçbir şey de yapmadım ama çok yorgunsun." Gözlerini devirerek konuştuğunda karnına cimcik attım. İnleyerek büyük bedenini üzerime bıraktı. Şaşkınlıkla kollarımı ona sararken "Ezildim!" diye bağırdım.
"Ağırlığımı vermiyorum bile yalancı."
"Kaç kilosun sen?"
"Yüze yaklaştım."
"Ne diyorsun?" Şokla kocaman açtığım gözlerime bakarken gülen Jungkook kafasını kaldırıp dudaklarımı öptü. Ardından yavaşça üzerimden kalktığında sıcaklığı gittiği için kendimi kötü hissettim. Kolunu tuttuğumda onu yeniden üzerime doğru çekmek üzereyken o beni tuttu ve resmen yataktan kaldırdı.
"Ne yapıyorsun?"
Korkuyla onun koluna sarıldım. Resmen tek eliyle tutup kaldırmıştı beni. Hem de yattığım halde yapmıştı bunu.
"Ne kadar güçlüyüm diye test ettim. Kaç kilosun sen? Zayıflamışsın ben yokken." Sarıldığım kolunu hareket ettirmek istememiş olacak ki diğer eliyle uzanıp kalçama vurdu. "Zayıflamışsın."
"Yani bunu... kalçamdan mı anladın?"
"Son vurduğumda ele avuca geliyordun." dediğinde uzanıp onun göğsünü cimcikledim bu defa. Acıyla inleyişi gülme sesine karıştı. Çok arsız olmuştu bu çocuk. En son kalçama vurduğunda sevişiyorduk ya!
Eli bir anlığına göğsüne gider gibi olduğunda aklıma gelen şeyle kaşlarım havalandı. "Çok üzgünüm. Ben kaburganı tamamen unutmuştum. Acıdı mı?"
"Sence?"
Özür dilemek için bakışlarımı gözlerine çıkardığımda ve bana alayla baktığını gördüğümde kaşlarım gevşedi. Jungkook muhtemelen bir cimcik daha yiyeceğini düşündü fakat bu defa elimi ensesine atıp onu öperek azarladım. Kendimi yatağa bıraktığımda onu devirecek gücüm olmadığını biliyordum. Yine de o istediğimi yapıp az önceki gibi üstüme çıktı.
Dudaklarına birkaç öpücük bıraktım. Jungkook geri çekilerek çenemi öptü. "Acıkmadın mı sen?"
"Acıkmadım. Ama biraz enerji harcayarak acıkabilirim."
Bakışlarımı onun yüzünde gezdirirken konuşmam belimdeki tutuşunun sıkılaşmasına neden oldu. Jungkook'u nasıl etkileyeceğimi öğrenmiştim artık. Gözlerimi onun üzerinde gezdirip konuştuğumda ne söylersem söyleyeyim karşı koyamıyordu.
Yeniden dudaklarımızı birleştirdiğinde öncekinden daha sıcak bir öpüşme başlatmış oldu. Kısık sesli bir inlemeyle dudaklarımı aralayarak ona yer açtım. Aynı zamanda sırtımın yatakla olan temasını kesmiş, Jungkook'u da yönlendirmiştim. Yerlerimizi değiştirerek istediğimi yaptı.
Şimdi onun kocaman bedeni üzerinde otururken dudaklarının keyfini sürüyordum. Ellerim onun tişörtünün içine kaydı. Sert kaslarına tırnaklarımı sürdüğümde dudağımı ısırdı.
"Ya!" diye mızmızlandım. "Acıdı." Sırıtarak burnunu burnuma dokundurdu.
"Öpeyim de geçsin."
"Öpme." Kafamı yana çevirdiğimde dudaklarıma yönlendirdiği dudaklarını yanağıma bastırmış oldu. İstemsizce gülümsedim.
Yeniden ona baktığımda ellerini ensesine birleştirmiş, keyifle beni izliyordu. Kucağında hareketlenerek tişörtünü iyice yukarı doğru sıyırdım ve çıkarmasına yardımcı oldum. Bakışlarım bedeninde gezindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leaving tonight ✓
FanfictionTaehyung iki yıllık ilişkisini ayakta tutmaya o kadar odaklanmıştı ki yanı başındaki gerçek aşkını fark edememişti bile. |omegaverse| |omegatae&alfakook|