"K-kusacağım." diye mırıldandığımda Jungkook hızlı bir hamleyle yatağın ucunda duran kaba uzandı ve onu önüme getirdi. Eğilip yaklaşık yarım saat önce zar zor birkaç kaşık aldığım hastane çorbasını çıkardım. Sevgilim elini sırtıma koyarak tenimi okşadı.
Neredeyse iki saattir hastanedeydik ve kustukça tansiyonum da düştüğü için bir şeyler yemem gerekmişti. Doktor hâlâ ortalıkta görünmüyordu. Altı üstü kan tahlili yaptırmıştım!
"Daha iyi misin?"
Dönen başım yüzünden gözlerimi kapatırken odanın kapısı açıldı. Kimin geldiğine bakamadım bile. Neyse ki birkaç saniye içinde "Taehyung!" diyen kişinin Seokjin Hyung olduğunu anladım.
Babamın çalıştığı hastaneye geldiğimiz için gergindim biraz. Onun da buraya gelmesi an meselesiydi muhtemelen.
"Hyung, ağlama." dedim zar zor çıkan sesimle. Onun gözyaşlarına dayanamazdım. Hamile bir omegayı ağlatmak beni ne kadar kötü hissttirirdi, bilmiyor muydu?
"Neden böyle oldu ki?" Bu defa Hoseok'un sesini duyunca muhtemelen hepsinin burada olduğunu düşündüm ve bir saniyeliğine gözlerimi araladın. Tıpkı düşündüğüm gibiydi.
Jungkook sesine yansıyan öfkesiyle "Çünkü kendini çok zorlamış." dedi. "Nasıl buna izin verirsiniz, anlamıyorum. Bir de canımı yol kenarında bulmadım diyorsun Taehyung."
"Ya, homurdanma. Yine kusarım yoksa."
"Asıl kavgamızı iyileştiğin zaman edeceğiz. Bekle sen."
"Oha, ilk kavgamız. Ama bir şey diyeyim mi... sinirliyken çok yakışıklı oluyorsun."
Saçlarımda onun elini hissettim. Gülümseyerek tatlı bir uykuya dalarken onun bir şey dediğini duydum ancak anlamadım.
Odanın kapısı açıldığında sıçrayarak uyandım. Sanki aniden kulaklarım aşırı derecede hassaslaşmış gibi hissediyordum. Kaşlarımı çatarak odaya giren doktora bakarken görüşümün netleşmesini bekledim.
"Geçmiş olsun. Hasta ve eşi dışındakileri dışarı alabilir miyim?"
Arkadaşlarımız bir şey demeden odadan çıktıktan sonra kapı kapandı. Doktor, yanındaki hemşirenin ona verdiği dosyayı açıp bir süre inceledi. Bu arada Jungkook'un bileğini tutuyor ve tırnaklarımı tenine batırıyordum korkuyla. O yüz ifadesi hiç hoşuma gitmiyordu.
"Pekala Taehyung, öncelikle bu yaptığının hiç normal bir şey olmadığını bildiğini varsayıyorum."
Sorarcasına bana baktığında "Lise yıllarımda da yapıyordum." diye mırıldandım.
"Lise yıllarındaki durumla şu anki durum korkarım ki farklı şeyler. Kızgınlığa girip feromonlarını kullanmayı yeni öğrendiğin bir yaşta insanlar üzerinde baskınlık kurmak daha kolaydır ve sandığının aksine bu durum kadar ciddi değildir. O insanlara bariz hasarlar verdiğin belli."
"A-anlamadım, bu yaptığım ne peki?"
"Emin değilim." diye mırıldanırken birkaç sayfayı karıştırdı. "Bazı testler yapmamız gerekecek. Seni birkaç gün burada misafir edeceğiz. Ayrıca mide bulantın ve kusman için de bir serum takalım. Güçsüz düşmezsin."
Kafamı sallayarak onaylamak dışında başka çarem yoktu. İçimi kaplayan endişe yutkunmama sebep oldu. Jungkook'un bana döndüğünü görsem de ona bakamadım. Elini elimin üzerine koydu ve tenimi okşadı parmağıyla.
Doktora odadan çıkmak üzereyken bize döndüğünde ben de ona baktım.
"Bu arada, kan değerlerine bakılırsa yaklaşık üç haftalık hamilesin. Umalım da bu yaptığın bebeğini etkilemesin. Ağrılı bir süreç seni bekliyor olabilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leaving tonight ✓
FanfictionTaehyung iki yıllık ilişkisini ayakta tutmaya o kadar odaklanmıştı ki yanı başındaki gerçek aşkını fark edememişti bile. |omegaverse| |omegatae&alfakook|