4. BÖLÜM / elini korkak alıştırma baba

438 51 3
                                    

İlk okul günün ardından Jeongin okulun dışında babasını bekliyordu. O sırada Minho da müdürün odasında ilk gün hakkında konuşuyordu.

C:"Sizi rahatsız eden bir şey olmamıştır umarım."

M:"Hayır olmadı. Gerçekten işinizi iyi yapıyorsunuz."

Müdür utangaç bir şekilde gülümseyip başını eğmişti.

C:"Teşekkür ederim."

Odadaki garip atmosfer Hyunjin'in odaya dalması ile bölünmüştü.

Hj:"Ba- yani hocam."

C:"Sana kaç kere daha odama bu şekilde girmemeni soyliyeceğim Bang?"

Hyunjin başını eğip yanıtlamıştı.

Hj:"Özür dilerim."

Chan ani parlamasına pişman olmuştu.

C:"Önemli değil Hyunjin. Ne için gelmiştin?"

Hyunjin gözlerini Minho'ya kitleyip konuşmuştu.

Hj:"Hocam özel bir şey."

C:"Kapıya çık madem geliyorum."

Hyunjin'in odadan çıkmasıyla Chan oturduğu yerden kalkmıştı.

C:"İzninizle."

M:"Keyfinize bakın."

Chan odadan çıkıp Hyunjin ile birlikte kapıdan biraz uzaklaşmıştı.

C:"Bir sorun yok değil mi?"

Hj:"Hayır yok baba. Bizimkilere takılacaz biraz da param yok."

Boş cüzdanını babasına göstermişti.

Hj:"Ateşlesene bir şeyler."

Chan cüzdanından iç içe geçmiş paraları çıkarmıştı. Bir kısmını sayıp Hyunjin' e onaylamasını istercesine başlamıştı.

Hj:"Elini korkak alıştırma baba."

Bir kaç banknot daha ekleyip bu sefer sormadan parayı oğlumun eline sıkıştırmıştı müdür.

Hj:"Var ya sen yeryüzündeki en mükemmel babasın."

Hyunjin babasının yanağına sıkıca bir öpücük bırakmıştı. Sonrasında ise hızla ordan ayrılmıştı.

Chan de gülümseyerek arkasından gidişini izlemişti. Oğlunu her şeyden çok seviyordu. Onu dünyalara değişmezdi. Hayatını Hyunjin'e adamıştı ve bundan pişman değildi.

Düşüncelerle iç çekip tekrar odasına dönmüştü.

M:"İyi misiniz? Bir sorun yok değil mi?"

C:"Hayır yok. Sadece..."

C:"... sadece çocuklar çok çabuk büyüyorlar."

M:"Haklısınız Jeongin'in doğumu daha dün gibi aklımda."

C:"Özel değilse Jeongin'i neden tek başınıza büyüttüğünüzü sorabilir miyim?"

M:"Annesi evliliğimizin dışında hamile kalmıştı. Aldırmayı çok istedi ama bir şekilde onu durdurdum. Doğurduktan sonra da onu kucağıma verip 'bunu sen istedin.' deyip bizi bir başımıza bıraktı."

C:"Sizin için de zor bir dönem olmuş."

M:"Ben yine bir şekilde atlattım ama Jeongin hayatı boyunca bunun yokluğuyla büyüdü."

C:"Eminim siz ona bunu hissettirmemişsinizdir."

M:"Teşekkür ederim. Düşünceleriniz için."

Odaya yine garip bir hava hakim olmuştu.

M:"Ben artık gideyim o zaman."

Minho kapıda onu bekleyen Jeongin'i yeni hatırlamış gibi telaşlanmıştı - en azından Chan telaşını buna bağlamıştı - .

M:"Jeongin'i daha fazla bekletmiyeyim."

C:"Tabii. Yarın tekrardan görüşürüz."

Minho ona uzatılan eli havada bırakıp odayı terk etmişti.

Okul binasından çıktıktan sonra basamaklarda bir süre durmuştu. Neden Chan'e özel hayatını anlattığını bilmiyordu. Bundan pişman değildi ama onunda konuşurken hissettiği duygular hoşuna gitmemişti.

Karnında ve kalbinde hissettiği şeylerin kelebek olmadığı umarak tekrar ilerlemeye başladı.

.
.
.
.
.

hazel

benim babam senin babanı yer /  hyunin - minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin