Minho direksiyonun başında yeni tayin olduğu okula doğru ilerliyordu . Yola odaklanması oğlu Jeongin'in konuşması ile bölünmüştü.
Jg:"Bu sefer de babam olduğunu belli etme."
M:"Bunu neden istiyorsun?"
Jg:"Biliyorsun notlarım yüksek ve eğer oğlun olduğum öğrenilirse kayrıldığım düşünülür."
M:"Nasıl istiyorsan öyle olsun."
Minho ufak bir sessizlikten sonra devam etmişti.
M:"Bu sefer doğru düzgün arkadaşlar edin. Sürekli içine kapanık olman canımı sıkıyor."
Jg:"İçime kapanık değilim. Her seferinde tam olduğum ortama alışacakken taşınıyoruz ve hayatım yine altüst oluyor."
Minho istediği yere varmış olacak ki arabayı durdurmuştu.
M"Özür dilerim Jeongin..."
Kapıyı açıp arabadan inmişti.
M:"...sana daha iyi bir hayat sunamadığım için."
Jeongin kapı kapanıp arabada yalnız kaldığında dediğinin pişmanlığını yaşamaya başlamıştı bile.
O da arabadan inip okulun demir parmaklıklardan oluşan kapısının önünde durmuştu. Derin bir nefes alıp içeriye adımını atmıştı.
İlk olarak müdürün odasını bulması gerekiyordu. Sora sora sonunda istediği odayı bulmuştu. Kapının üzerinde müdürün adı yazıyordu.
"Christopher Bang Chan"
diye fısıldadı. Kapıyı tıklatıp "gel" komutuyla birlikte odaya girdi.
Müdür olduğu için yaşlı birini beklemişti Jeongin ama karşında oldukça genç ve yakışıklı bir adam duruyordu.
Chan karşısındaki çocuğun çekingen tavırlarından ve onu daha önce görmemiş olmasından yeni öğrenci Jeongin olduğunu anlamıştı.
C:"Jeongin?"
Jg:"Ahh evet. Lee Jeongin ben. Kendimi tanıtmadım üzgünüm."
Chan karşında heyecanla karışık saygı ile eğilen çocuğa gülümsemişti.
C:"Benimle konuşurken rahat ol. Burda kasıntı bir ortam yerine rahat ve sevecen bir ortam oluşturmayı amaçlıyoruz."
Jeongin başıyla onayladığında Müdür eliyle karşındaki koltuğu gösterip oturmasını belirtmişti. Jeongin oturduğunda da tekrar konuşmuştu.
C:"Bay Lee'yi göremedim seninle."
Jg:"Ayrı ayrı geldik."
Jeongin derin bir nefes aldıktan sonra devam etti.
Jg:"Kimsenin baba-oğul olduğumuzu bilmesini istemiyorum. Lütfen siz de kimseye söylemeyin."
C:"Anlıyorum seni. İstediğin gibi olsun."
"Anlayamazsın." diye geçirdi Jeongin içinden.
Sessizliği bozmak için tekrar konuşmuştu Chan.
C:"Özellikle istediğin bir sınıf var mı?"
Jg:"Hayır yok. Kafanıza göre alın bir sınıfa."
Müdür başını Jeongin'den bilgisayara çevirmişti. Bir dosyaya girip sınıf listelerinin olduğu sayfalarda gezdirmişti gözlerini. Yüzünü ekşitip tekrar Jeongin'e dönmüştü.
C:"En az mevcudu olan sınıf 12/E sınıfı. Kaydını oraya alıyorum o zaman."
Jeongin başıyla onaylamıştı.
C:"O sınıfta biraz garip tipler var."
Chan cümlesini Jeongin'in gözlerinin içine bakarak kurmuştu ve "biri de benim oğlum" dememek için zor tutmuştu kendini.
C:"Alt katta müdür yardımcısının odası var. Oraya gidip sınıfının adını söyle kaydın tamamlansın sonra da tekrar yanıma gel birlikte sınıfına gideriz. İlk günden geri kalm-"
Müdürün lafı kapının tıklatılmasıyla kesilmişti.
C:"Gel."
Kapının açılması ile okulun yeni fizik öğretmeni Lee Minho görüş acılarına girmişti.
C:"Sen çıkabilirsin Jeongin. İyi dersler."
Jg:"İlgilendiğiniz için teşekkürler."
Jeongin kapıya doğru yönelmişti. Çıkmadan önce fizik öğretmenine saygıyla eğilmeyi de ihmal etmemişti.
Minho odadan çıkan Jeongin'in ardından iç çekip müdürün masasına doğru ilerlemişti.
İkili daha önce telefonda görüşmüş olmalarına rağmen yüz yüze ilk defa görüşüyorlardı.
Ayağa kalkan Chan elini uzatmıştı.
C:"Christopher Bang Chan."
Minho ona uzatılan eli tutup karşılık vermişti.
M:"Lee Minho. Memnun oldum."
Müdür ellerini ayırıp tekrar karşındaki koltuğu göstermişti. Ona uyan Minho oturup konuşmasını beklemişti.
C:"Sizinle öncelikle Jeongin'in velisi olarak konuşmak istiyorum. Sonrasında işiniz hakkında konuşuruz."
Minho onaylayınca Chan devam etmişti.
C:"Öncelikle çok saygılı bir çocuk yetiştirmişsiniz. Bu devirde böyle bir çocuk yetiştirmek zor olmalı."
M:"Bekar olunca daha da zor oluyor."
C:"Ah anlıyorum. Ben de çocuğumu aynı şartlarda büyüttüm ama Jeongin'in aksine daha şey..."
M:"Daha ne?"
C:"Yani bi olmamışlık var ama nerede pek emin değilim."
Minho sesli bir kahkaha atınca Chan'in gözleri bir anlığına dudaklarına kaymıştı. Chan yaptığı şeyi farkedip bakışlarını odasında dolandırmıştı.
M:"Eminim sizin çocuğunuz da en az Jeongin kadar iyidir."
Chan başını eğip "göreceksin." diye geçirdi içinden.
C:"Şimdi de işiniz hakkında konuşalım. Okulumuza hoşgeldiniz. Daha önce çalıştığınız okullara bakınca neden bizi seçtiğinizi merak ediyorum."
M:"Özel bir nedeni yok aslında. En iyi seçenek bu gibi görüyordu."
C:"Anlıyorum. Programınız size ulaşmıştır."
Minho başıyla onaylayınca Chan devam etmişti.
C:"Öğretmenler odasındaki tek boş masaya da yerleşebilirsiniz."
Chan'in cümlesini tamamlanmasıyla da zil çalmıştı. Minho ayaklanıp müdür ile selamlaştıktan sonra odadan ayrılıp ilk dersinin olduğu 12/E sınıfını aramaya başlamıştı.
.
.
.
.
.☄hazel
ŞİMDİ OKUDUĞUN
benim babam senin babanı yer / hyunin - minchan
Fiksi PenggemarJeongin karşındaki çocuğun okul müdürü Chan'in oğlu olduğunu bilmeden çıkışmıştı. "Benim babam senin babanı döver." Hyunjin de ona neredeyse karşılaştıkları ilk andan beridir takık olan fizik öğretmeni Minho'nun oğlu olduğunu bilmediği çocuğa karşıl...