Minho ve Jeongin o geceyi Chan ve Hyunjin'in evinde geçireceği için gerekli olan eşyalarını yanlarına alarak evden ayrılmıştı.
Aslında Hyunjin ve Jeongin ikilisi noel için haftalar öncesinden plan yapmaya başlamıştı ancak Chan'in yoğun isteği üzerine birlikte bir şeyler yapmaya karar verilmişti.
Aralığın son günü hava iyice soğumuştu ve gece kar bekleniyordu. Kaç yaşına gelirse gelsin Jeongin her kış günü hava durumuna bakıp kar ne zaman yağar diye kontrol ediyordu.
Minho son zamanlarda kendi evdinden daha çok uğradığını evin kapısını çalarken Jeongin de arkasında kapının açılmasını bekliyordu.
Hj:"Hoş geldiniz."
Hyunjin'in somurtması arkada duran Jeongin'i görünce solmuştu.
Hyunjin'in ardından beliren beden ile Minho yutkunmuştu. Chan siyah dar tişörtünün altına aynı renk bol bir eşofman giymişti. Bir eli kurabiye hamuruna bulanmışken diğer elinde de karıştırma teli vardı.
C:"Hoş geldiniz."
Selamlaşma faslından sonra içeri geçmiştiler. Minho yardım için Chan ile birlikte mutfağa geçerken Jeongin oturma odasının koltuğunda yayılmış Hyunjin'in yanına sokulmuştu. Ev sıcaktı ama dışarıdan geldiği için üşümüştü.
Jg:"Soğuk muydu hava?"
Jeongin başını olumlu anlamda sallamıştı.
Hyunjin sıcak ellerini Jeongin'in kızaran yanaklarıyla birleştirmişti. Önce yanakları gibi kızaran burnuna sonra da büzülen dudaklarına bir öpücük bırakmıştı.
Jeongin'in yüzü alev almaya başlamıştı bu harektle. Ardından da sıcak bir gülümseme kaplamıştı ikisini de.
Odaya giren Chan ve Minho diğer ikili gibi koltukta yan yana oturmuştu.
C:"Kurabiyeleri fırına verdim. Açsanız yemeği kurmaya başlayabilirim."
Hyunjin babasının boynundaki izi göstererek kahkaha atmış ardından zar zor konuşmuştu.
Hj:"Kurabiyeleri fırına verdiğine emin misin? Daha çok kendini Minho hocaya vermiş gibisin."
Jeongin de gördüğü şeyle gülmeye başlamıştı. Odada çatları kaşık tek kişi Minho olmuştu.
Hyunjin seri bir hareketle yerinden kalkıp Jeongin ile birleşik olan ellerini havaya kaldırmıştı.
Hj:"Bu bir savaş ilanıdır. Babama yaptığın şeylerin aynısını oğluna yapayım da gör."
Minho da sinirle yerinden kalmıştı ki Chan onu zorlanmadan tek hamlede oturtmuştu.
M:"Saçmalama!"
C:"Hyunjin ben bu düşman askeri oyalarım sen işine bak."
M:"Chris!"
Hyunjin gülerek odasına doğru adımlamıştı.
Hj:"Şaka şaka korkma. Sadece öpeceğim."
Jeongin Hyunjin'in ardından odaya girmiş ve arkasından kapıyı kalmıştı. Yeni yeni inceleme fırsatı olan odanın her bir detayına bakmıştı.
Perdeleri ardına kadar açık olan cama yönelen Jeongin bağırarak konuşmuştu.
Jg:"Kar yağıyor! Hyunjin bak!"
Hyunjin de bir kaç hızlı adımda cama ulaşıp heyecanla konuşmuştu.
Hj:"Hadi! Dışarı çıkalım."
Jeongin onu başıyla onaylayıp odadan çıkmıştı. Aklına gelen şeyle çıkması ile geri girmesi de bir olmuştu.
Jg:"Ya içeride kötü şeyler yapıyorlarsa."
Hj:"Önceki seferden daha kötü olamaz."
Hyunjin odadan çıkarken yüksek sesle öksürmüştü ne olur ne olmaz diye. Jeongin de bakışları yerde onu takip ediyordu.
Hj:"Biz çıkıyoruz."
C:"Nereye?"
Jeongin korktuğu şeyin olmadığını anlayınca başını kaldırmıştı. İkili normal bir şekilde sohbet ediyordu.
Jg:"Kar yağıyor."
M:"Olmaz! Hasta olursunuz."
Hj:"Ya siz beni mi düşünüyorsunuz?"
M:"Evet?"
Ani gelen itirafla üçü de şaşkınlıkla susmuştu.
Minho belli etmese de son zamanlarda Hyunjin'e karşı ısınmaya başlamıştı. Chan'in oğlu olmasının yanında Jeongin'in değer verdiği biriydi.
Jg:"Baba lütfen."
C:"Bir şey olmaz Minho kocaman oldular. Çıkın ama sıkı giyinin."
Hj:"Tamamdır. Ben Jeongin'e atkı eldiven falan veririm."
İkili tekrar odaya dönünce Hyunjin çekmeceden ikişer tane atkı, eldiven ve bere çıkarmıştı. Üzerinde olan ince tişörtün üstüne kalın bir sweatshirt giyip montunu da üzerine giymişti.
Hyunjin çoktan eldivenlerini ve beresini takan Jeongin'in atkısını da bağlandıktan sonra kendi de hazırlanıp çıkmıştılar.
Jeongin kapının girişinde parlayan gözlerle yağan iri taneli kara bakıyordu.
Hyunjin onu kolundan tutup şimdiden kaldırım kenarları karla kaplanmış sokağın ortasına çekmişti. Bir elini beline yerleştirince Jeongin ne yaptığını anlamış ve kendi elini onun omzuna çıkarmıştı.
İkisi birlikten Snowman şarkısını mırıldanırken dans ediyorlardı.
Tabii Minho ve Chan'in onları camdan gülerek izlediğini bilmeden.
.
.
.
.
.
.[dün aklıma gelen fikirle sabah böyle bir bölüm yazdım. aslında daha uzun yazmak istiyordum ama atmak için yeterince geç olmuştu.]
[umarım yeni yıl; mutlu, sağlıklı, eğlenceli, gerçek sevgi ve doslukla dolu bir yıl olur. bol gay insanlı, bol skz'li ve bol paralı bir yıl diliyorum.]
☄hazel
ŞİMDİ OKUDUĞUN
benim babam senin babanı yer / hyunin - minchan
FanfictionJeongin karşındaki çocuğun okul müdürü Chan'in oğlu olduğunu bilmeden çıkışmıştı. "Benim babam senin babanı döver." Hyunjin de ona neredeyse karşılaştıkları ilk andan beridir takık olan fizik öğretmeni Minho'nun oğlu olduğunu bilmediği çocuğa karşıl...