Jeongin bir süre sonra yavaş yavaş uyanmıştı. Yanında uyuyan bedeni rahatsız etmeden kalkıp mutfağa gitmişti. Suyunu içip geri döndüğünde başucunda duran sehpanın üzerinde bir kağıt farketmişti.
Bardağın dibinde kalan suyu tek yudumda içip sehpanın üzerine bırakıp ters duran kağıdı eline almıştı. Gördüğü şeyle şaşkınlığını gizleyemeyip bağırmıştı.
Jg:"HYUNJİN!"
Hyunjin gözlerini aralayıp neler olduğunu anlamak için Jeongin'e bakmıştı. Ardından elindeki kağıdı farkedip hızlıca çekmişti elinden.
Hj:"Niye bakıyorsun ya?!"
Jg:"Sadece merak etmiştim."
Hyunjin bağırdığına pişman olup yataktan kalkmıştı. Kollarını Jeongin'e sarıp başını göğsüne bastırmıştı.
Hj:"Bağırmak istemedim sadece sen öyle görünce gerildim."
Jeongin yavru köpek bakışlarını Hyunjin'e göndererek konuşmuştu.
Jg:"Bakabilir miyim yani?"
Hj:"Hayır!"
Jg:"Ya ama Hyunjin!"
Jeongin Hyunjin'in kolları arasından çıkmıştı.
Jg:"Gördüm zaten ne olur baksam?"
Hyunjin bir elindeki kağıda bir Jeongin'e bakmıştı en sonda oflayıp Jeongin'i yarı çıplak çizdiği kağıdı ona uzatmıştı.
Jeongin zafer gülümsemesini yüzüne yerleştirip elindeki çizimin her ayrıntısını incelemişti.
Jg:"Çok ayrıntılı çizmişsin. Görmediğini bilmesem her gün görüyorsun sanırdım."
Hj:"Görmediğimi nereden biliyorsun?"
Hyunjin'in kısık tonda kurduğu cümleyle Jeongin tüm odağını ona vermişti.
Jg:"Ne ara gördün lan?!"
Hj:"Uyurken çok savunmasız oluyorsun Jeongin."
Jeongin tek adımda yanına yaklaşıp tüm gücüyle vurmuştu.
Jg:"Dalga mı geçiyorsun benimle!?"
Hj:"Ah şaka yaptım. İstemediğin sürece öyle bir şey yapmam."
Hyunjin Jeongin'in vurduğu yeri ovalayarak konuşmuştu.
Jg:"Bana doğruyu söyle Hyunjin."
Hj:"O kaslarını görmek nasip olmasın ki doğru söylüyorum."
Jg:"Çok mu görmek istiyorsun?"
Hj:"Eh yani merak etmiyor değilim."
Jeongin elindeki kağıdı arkasında duran masaya bırakıp kollarını Hyunjin'in boynuna sarmıştı ardından kulağına fısıldamıştı.
Jg:"İstersen görebilirsin."
Hyunjin başını uzaklaştırıp ciddi olup olmadığını sorarcasına bakmıştı.
Jg:"Benim de seninkileri görmem şartıyla tabi."
Hj:"Al sana kurban olsun."
Hyunjin'in heyecanla açtığı karnını kapatmıştı Jeongin.
Jg:"Ya Hyunjin! Anın içine sıçtın. Yok sana kas falan."
Hyunjin daha fazla ısrar edecekti ki kapı çalmıştı.
Hj:"Birini mi bekliyordun?"
Jeongin olumsuz anlamda sallamıştı başını.
İkili birlikte dış kapıya gidince Jeongin kapıyı açmıştı.
Jg:"Hoşgeldin baba."
M:"Hoşbuld- bu hâlâ burda mı?"
Hj:"Size de merhaba Minho Hoca."
M:"Merhabaymış."
Minho ayakkabılarını çıkarıp içeriye girmişti.
M:"Aç mısın Jeongin."
Jg:"Biraz."
M:"O zaman hazırlarım sana bir şeyler."
Mutfağa yönelince Jeongin tekrar konuşmuştu.
Jg:"Baba Hyunjin için de bir tabak hazırla."
Minho onaylar mırıltılar çıkarıp mutfağa gitmişti.
Hj:"Ya tabağıma zehir koyarsa?"
Jg:"Saçmalama Hyunjin."
.
.
.
.
.☄hazel
ŞİMDİ OKUDUĞUN
benim babam senin babanı yer / hyunin - minchan
FanfictionJeongin karşındaki çocuğun okul müdürü Chan'in oğlu olduğunu bilmeden çıkışmıştı. "Benim babam senin babanı döver." Hyunjin de ona neredeyse karşılaştıkları ilk andan beridir takık olan fizik öğretmeni Minho'nun oğlu olduğunu bilmediği çocuğa karşıl...