Jeongin babası görüş açısına girdiğinde yaslandığı arabadan ayrılmıştı.
Jg:"Neden bu kadar uzun sürdü?"
M:"Müdür lafa tuttu da ondan."
Jeongin babasının tavırlarında bir gariplik sezmişti.
Jg:"İyi misin?"
Minho sakinliğini koruyarak yanıtlamıştı oğlunu.
M:"İyiyim."
İkili arabaya binip evlerinin yolunu tutmuştu.
_______Jeongin duştan çıkıp koltuktaki babasının yanına yorgunlukla bırakmıştı yorgun bedenini.
Jg:"Çok yoruldum."
M:"Günün nasıldı?"
Jg:"Yorucu."
M:"Öğretmenler?"
Jg:"İyidiler."
Minho tüm bedenini Jeongin'e döndürmüştü.
M:"Neden böyle davranıyorsun Jeongin?"
Jg:"Nasıl davranıyorum?"
M:"Eskisi gibi değiliz. Uzaklaştığımızı hissediyorum. Bir sorun mu var?"
Jg:"Bilmiyorum."
M:"Sıkıldın mı bu şekilde yaşamaktan?"
Jeongin cevap vermeden yayıldığı koltuktan kalkmıştı ve kapıya ilerlemişti.
Jg:"Dondurma almaya gidiyorum. İstediğin bir şey var mı?"
Minho olmumsuz anlamda sallamıştı başını.
Jg:"Görüşürüz."
Kapı sesinin ardından Minho neredeyse Jeongin'i her düşündüğünde yaptığı gibi derin bir iç çekmişti.
Başını kollarının arasına alıp ne yapması gerektiğini düşündü bir süre. Jeongin'e hep iyi yaklaşmıştı ama bir şeyleri yanlış yaptığını düşünüyordu.
Minho düşünceleri ile başbaşa kalmışken Jeongin de ondan pek farklı değildi.
Ellerini cebine koymuş serin sonbahar rüzgarının yüzünü okşamasına izin vermişti.
İstediği dondurmayı alıp ayrılmıştı marketten. Yavaş adımlarla ilerlerken aynı zamanda vanilyalı dondurmasını yiyordu. Ona seslenildiğini farkedince de adımlarını durdurmuştu.
"Jeongin!"
Jg:"Hyunjin?"
Hyunjin ona yetişmek için koştuğundan karşısında nefes nefese duruyordu Jeongin'in.
Hj:"Ne yapıyorsun bu saatte burda?"
Elindeki dondurmayı göstermişti Jeongin.
Jg:"Dondurma almaya çıktım. Sen de ister misin?"
Jeongin bu soruyu sorarken poşetteki dondurmayı kastetmişti ama Hyunjin külah tutan elini elleri arasına alıp ağzına yaklaştırmıştı.
Jeongin onu şaşkınlıkla izlerken Hyunjin dondurmadan bir ısırık almıştı.
Jg:"Dondurmayı ısırarak mı yiyorsun?!"
Hj:"Evet."
Jg:"Uzaylısın."
Jeongin evine doğru tekrar ilerlemeye başlamıştı.
Hj:"Asıl sen uzaylısın."
Jg:"Ne?"
Hj:"Fizik sorularını o kadar kısa sürede çözmen normal değil."
Jg:"Genlerimi babamdan almışım."
Jeongin erimekte olan dondurmasını tekrar yemeye başlamıştı. Dilini ilk değdirdiği anda da şeftali tadına benzer bi tat almıştı. Gözleri o sıra Hyunjin'in dudaklarına kayınca parladıklarını görmüştü.
Gözleri Hyunjin'in dudaklarından ayrılmadan kocaman olmuştu. Az önce aldığı tat Hyunjin'in şeftali aromalı nemlendiricisinin tadıydı. Bunu fark etmesiyle kıpkırmızı olmuştu yanakları.
Hj:"Beni dinlemiyor musun?"
Jg:"Hm?"
Hj:"Of Jeongin ne diyorum sabahtan beridir?"
Jg:"Özür dilerim dikkatim başka yere kaydı."
Aklına yine Hyunjin'in dudaklarının tadı gelmişti. O an bunu kendinden bile gizlemeye çalışmasına rağmen o tadı tekrar almak istiyordu. Düşüncelerinden utanç duyarak tekrar konuştu.
Jg:"Ee ne demiştin?"
Hj:"Bana fizik çalıştırır mısın? Yazılılara da az kaldı."
Jg:"Olur çalıştırırım."
Jg:"Hem sen neden benimle yürüyorsun?"
Hj:"Evime gidiyorum."
Jg:"Buralarda mı oturuyorsun?"
Hj:"Evet. Köşedeki parkın karşısında."
Jg:"Yeni taşındım hangi parktan bahsettiğini bilmiyorum."
Hj:"Bak şu ilerde."
Hyunjin bir elini Jeongin'in omzuna atıp kafalarını aynı hizzaya getirmişti. Boştaki eliyle de sokağın diğer ucunu göstermişti.
Jeongin'in içini gereksiz bir heyecan kaplarken Hyunjin evini tarif etmeye devam ediyordu.
Hj:"Sen nerede oturuyorsun?"
Olduğu yerde yürümeyi bırakmıştı.
Jg:"Burada."
Bahçe kapısına ilerlerken adımları durmuştu Hyunjin'in konuşmasıyla.
Hj:"Kendine iyi bak."
Jg:"Sen de."
Hj:"İyi geceler."
Jg:"Sana da iyi geceler Hyunjin."
Hj:"Bahçe kapınız da güzelmiş çok zevklisiniz."
Jg:"Bahçe kapısını biz yapmadık. Taşındığımızda böyleydi."
Hyunjin daha fazla konuşmak istiyordu Jeongin ile ama bunu yaparken iyice saçmalamaya başlamıştı.
Jeongin tekrar arkasını dönünce Hyunjin yine konuşmuştu.
Hj:"Ders programını aldın mı?"
Jg:"Hayır."
Hj:"Numaranı ver. Sana atarım."
Jg:"Olur teşekkür ederim."
Jeongin Hyunjin'in cebinden çıkarıp ona verdiği telefona numarasını yazıp geri verince Hyunjin numarayı kaydedip ekranı kilitlenmişti.
Jg:"Ne diye kaydettin?"
Hj:"Uzaylı."
Jg:"Ciddi misin?"
Hj:"Hayır tabiki Jeongin diye kaydettim."
Jg:"Neyse iyi geceler sana."
Hj:"İyi geceler Jeongin."
Jeongin evine gidince Hyunjin telefonuna kaydettiği numaraya bakıyordu sırıtarak.
Çilekli Dondurma diye kaydetmişti. Jeongin'in elinden yediği dondurmanın vanilyalı olduğunu o da biliyordu ama Jeongin'in çilekli nemlendiricisi dondurmaya tadını vermişti.
.
.
.
.
.☄hazel
ŞİMDİ OKUDUĞUN
benim babam senin babanı yer / hyunin - minchan
FanfictionJeongin karşındaki çocuğun okul müdürü Chan'in oğlu olduğunu bilmeden çıkışmıştı. "Benim babam senin babanı döver." Hyunjin de ona neredeyse karşılaştıkları ilk andan beridir takık olan fizik öğretmeni Minho'nun oğlu olduğunu bilmediği çocuğa karşıl...