"Hwang hyunjin babanız.."
"Evet?"
"Babanızı kaybettik efendim,başınız sağolsun.."
"Anladım."
"Hyunjin!Hyunjin şuna bak!"
"Geliyorum jeongin!"
Telefonu kapatıp benı yanına doğru çalışan jeonginin yanına gittim,elinde tuttuğu fotoğrafları görünce gülümsedim.
İkimizin okul zamanı fotoğrafları vardıBirini elime alıp bakmaya başladım,ardından jeongine bakıp yumuşak saçlarına bir öpücük kondurdum
"Arayan kimdi hyunjin?"
"Önemsiz bir aramaydı,boşver"
Başını aşağı yukarı sallayıp önüne döndüğünde aklımdan sadece birkaç cümle geçirdim
'Umarım tepkimi ölçmek için bir oyun düzenlemiyorsundur baba.Çünkü umrumda değil'
"Önemsiz olsaydı bu kadar sessiz olmazdın"
"Gerçekten bir şeyim yok!"
"Var hyunjin!Ne oldu söyle bana!"
Jeongin ısrar edip dururken derin bir nefes aldım
"Babam ölmüş jeongin tamam mı?"
"Ne?!Nasıl?"
"Bilmiyorum"
Birdenbire bir şey oldu,jeongin ağlamaya başladı?
Hemen yanına oturup gözlerinin içine baktım ve konuşmaya başladım"Jeongin?Neden ağlıyorsun!"
"Baban hiç beni sevmiyordu!Ölmeden önce benı sevmesini sağlasaydım keske!"
İstemsizce kahkaha atmaya başladım,bir yandan ciddi anlamda ağlayan jeonginin göz yaşlarını sildim
"Bebeğim babama neden kendini sevdirmeye çalışıyorsun ki,o kimseyi sevmiyor zaten.Beni bile sevmiyor baksan"
"Olsun!Keske deneseydim!"
Aynı şekilde kahkaha atmaya devam ettim,jeongin hala ağlamaya devam ederken göz yaşlarını sildim,o üzüntüden ben ise gülmekten ağlıyordum resmen!
Jeonginin ısrarı yüzünden babamın cenazesine gelmiştim.Jeongin ve benim üzerimde siyah takım vardı,genelde cenazeye gelenler genelde jeongine
"başınız sağolsun,iyi bilirdik" diyordu çünkü ağlayan ben değil jeongindi.Jeongin kendi göz yaşlarını peçete ile silip burnunu sildikten sonra bana baktı,gözleri bile şişmişti ağlamaktan!
Benim omzuma vurduğunda ona anlamadan baktım"Bari biraz rol yapsana hyunjin!Babanın cenazesindesin ve ağlayan benim!"
Jeongin önüne dönüp bir kere daha burnunu çektikten sonra ben gözlerimi kısıp ağlıyormuş gibi yapmaya başladım.Sesimi
İnceltip biraz rol yapmaya başladım"Hıığğ..Canım babaaamm..Geri gel..Hıığğ..."
"Hyunjin!"
Jeongin karın boşluğuma vurduğunda her ne kadar canım acısada gülmeye başladım.
Babamın cenazesinde gülüyorum inana biliyor musunuz?Cenaze töreni bittiği zaman dışarıda kendi halimde yere bakınıp duruyordum.Başımı kaldırmadım ama jeonginin yanıma geldiğini anlamıştım,burnunu çekip duruyordu.
Başımı jeongine doğru çevirip onunla göz göze geldim ve gülümsedim"Babam görse bu kadar ağladığını dirilir seni evlat edinir geri ölür be sevgilim,ne çok ağladın"
"Sus hyunjin ya!Ben orda ağlıyorum sen başımda gelmiş bana 'Hığğğ..Canım babam..Hığğ..' yapıyorsun!"
"Ne yapayim sevgilim salya sümük ağlanacak bir adam değildi ki?"
"Baban hyunjin!"
Jeonginin kollarını tutup kendime çektim ve sarıldım.Hala gülmemi durduramıyordum,neden bu kadar mutluydum diye sorarlarsa 'babam geberdi de geçen gün' demek iyi olur.
Jeonginle eve geldiğimiz zaman ikimizde kendimizi koltuğa bırakmıştık.
Bir film açıp izleyelim mi diye sorduğumda ise jeongin reddetmişti.
Benim yerime yas tutup ağlamakla meşguldü"Orda bir kadın bana ne demişti biliyor musun?"
Titremiş grip gibi olan sesiyle birlikte sorduğu soruyla başımı iki yana salladım
"Sen niye bu kadar ağlıyorsun seveni yok ki dediii.."
Bunu söyleyip daha çok ağlarken benim gülmekten karnıma ağrılar girmişti
"Ne kadar doğru söylemiş!Herkese karşı şerefsizdi!"
"Hyunjin ölünün arkasından öyle söylenir mi?!"
"Tamam!Tamam bebeğim sustum"
•••••
467
@leiwq__
♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unforgettable black blood/Hyunin
AcciónHyunjin etrafa karşı çok sinirli ve agresifti fakat jeongine karşı asla öyle olmamıştı.Sadece jeongin "saçlarımı boyasam iyi olur" dediğinde ona kızıyordu.Çünkü onun siyah saçlarını seviyordu,gün geçtikçe hyunjin jeonginden hoşlandığını düşünüyordu...