Bosten

227 24 19
                                    

Güneş henüz doğmamıştı ama Xiao Zhan erkenden uyanmış, duşunu almış rahat bir şekilde penceresinin önünde olan mindere oturmuştu. Kral Yibo'nun nefes sesleri eşliğinde meditasyon yapmaya başladı. Saraya geldiğinden beri kendisini fazlalık gördüğü için çok fazla şey söylememişti ama abisi Xiao Jiyang ile konuştuktan sonra kafasındaki düşünceleri netleşmişti.

İlerleyen saatlerde Kral Yibo huzursuz bir şekilde yatakta kıpırdamaya başladı. Gözlerini açtığında gördüğü tavan kendi odasının tavanına hiç benzemiyordu. Soluduğu koku çok tanıdık aynı zamanda da kendisine çok uzaktı. Yine de elinin altındaki yastığı yüzüne bastırıp kokuyu daha fazla solumaktan kendisini alamadı. Dün gece olanları kesik bir şekilde hatırlıyordu. Xiao Zhan ile konuşmuşlardı. İstemediği halde onunla bir anlaşmaya varmıştı. Sonunda kendisinde güç bulup yataktan doğruldu. Doğrulduğu gibi de pencerenin önünde kırmızı sabahlığı ile meditasyon yapan Xiao Zhan'ı gördü. Xiao Zhan'ı görmeyeli iki yıldan fazla olmuştu ve bu iki yıl içerisinde çok fazla zayıflamıştı. Abisi Kral Jiyang kendisine laf yapıyordu ama hiç mi bakmamıştı ona?

Zhan sonunda zihninin sakinleştirdiği için gözlerini yavaşça açtı. Kral Yibo'yu kendisine bakarken yakalayacağını hiç tahmin etmemişti.

"Uyandınız mı?"

Kral Yibo cevap vermeden ellerini saçlarına attı ama tokası yerinde yoktu.

Zhan hafifçe gülümsedi.

"Masanın üzerinde."

Anlaşılan uyuya kaldığı için Xiao Zhan onun rahatsız olmaması için üstündeki rahatsız edici eşyalarını almıştı.

"Bugün ne yapacağız?"

Zhan kendisine yöneltilen soru ile kaşlarını kaldırdı. Demek gerçekten de söylediklerine uyacaktı.

"Çarşıya çıkıp halkın sorunlarını görmeniz gerekiyor. Biliyorsunuz ki sadece savaş kazanarak bir ülke kurtarılmıyor. Sizinle evlendiğimizden beri Surya, iNyanga halkından çok fazla göç talebi alıyor."

Zhan ayağa kalkıp yatağının sol tarafında bulunan masasına yaklaştı ve bir sürü kağıt yığınını yatakta oturan yakışıklı adama uzatı. Yibo bütün belgeleri teker teker inceledi.

"Bundan haberim yoktu."

Zhan kafasını saladı.

"Surya prensi olduğum için bu talepleri bana oluyor."

Zhan, Yibo'ya biraz yaklaştı ve kağıdın altında olan ismini gösterdi.

"Surya prensi ve Kralımızın eşi olan Xiao Zhan'a."

Eş kelimesini ondan duyunca Xiao Zhan hızlanan kalbine göz devirmek istedi.

"Yibo."

Yibo, Zhan ona böyle seslenince geçmişe gitmiş gibi hisseti. Kafasını hafif çevirip onunla göz teması kurdu.

"Evet?"

"Ben değildim.."

Yibo'nun göz bebeklerinin küçüldüğünü Xiao Zhan kendi gözleriyle görmüştü. Duyduğu baskın, rahatsız edici duyguyla Xiao Zhan geriye çekildi.

"İnan Xiao Zhan şuan amacın ne bilmiyorum ama kendi gözlerimin ne gördüğünü gayet iyi biliyorum. Senin yazıların sakladığın, senin imzalarının olduğu her şeyi gördüm."

"Yi-"

Yibo sinirli bir şekilde yataktan kalktı.

"Yeter! Bana adımla seslenme!"

Yibo çıkmak için kapıya yaklaşırken Zhan da onu takip etti ve farkında olmadan sargılı eli ile onu kolundan yakaladı. Kral Yibo elini savurdu ve Zhan acı dolu bir ses çıkardı.

Kral Yibo hızla döndü

"Seninle şuan sadece ülkemin geleceği için birlikteyim! Abin ve senin planının farkındayım. Bir daha sakın bana dokunmaya cesaret etme Xiao Zhan."

Prens canının acısını umuramadı.

"Planımız ne? Abimle benim planımız ne?"

"iNyanga'nın yanında durup bütün ülkelere üzerimizden gücünüzü kanıtlamak ve herkesin gözünü korkutmak. O kadar acımasız bir ülkesiniz ki bütün her şeyi elde etme çabanız var. Sizin ihtiyacınız olan tek şey acınası bir ülkeydi ve ne tesadüf ki benim ülkem bu halde. Başından beri gizli stretejilerimizi Huan'a satma nedenin de buydu. Büyük oyununuzu çok geç gördüm ama yapabileceğim başka bir şey yok. Kuklanız olmayı bir süre kabul ediyorum ama eski gücümü kazandığımda sizi kendi ellerim ile yok edeceğim."

Zhan şaşkınlıkla onu dinliyordu. Surya yıllar boyunca kendisini her şeyden uzak tutmuş, gerek olmadığı müddetçe savaş girmemişti. Genelde küçük ülkeler tarafından huzurları bozulmaya çalışılıyordu, bu saldırıları ise Jiyang kolayca bastırıp zaferler kazanıyordu. Hiçbir zaman dünya'nın en büyüğü olma düşünceleri yoktu. Surya'nın kendi etik değerleri ve yapısı vardı. Orada huzur, mutluluk ve sevgi vardı. Kraliçe'nin yönetimde bulunduğu zaman içerisinde bu strateji farklıydı, Zhan bunu biliyordu. Bir süre Surya'nın acımasızlığı konuşulmuştu ama Jiyang yönetimi tamamen eline aldığında bu etik olmayan yapı yıkılmıştı. Şimdi ise tamamen sadece yardım için buradalardı.

"Eski yönetimde böyle bir düşünce vardı ama abim yönetimi tamamen eline aldığından beri böyle bir düşünce söz konusu değil!"

Yibo yavaşça ona yaklaştı.

"Xiao Zhan daha fazla konuşma gerçeğin ne olduğunu biliyorum."

Daha fazla bir şey söylemeden hızla odanın dışına çıktı. Biraz daha kalsa zarar verdiği için pişmanlık duyacaktı.

................................

Yue elinde olan pusulayı okuyup masanın üzerinde duran muma elindeki kağıdı yaklaştırdı ve kağıt kül olana kadar bekledi.

Kafasında söyleyeyeceği her şeyi planlanmıştı. Kibar bir sesle kapının dışında duran kıza seslendi.

"Lu Ning arabamı hazırlat Bosten gölüne gitmek istiyorum."

Kız tereddütle sordu.

"Ama efendim orası çok ıssız. Orada olan tapınak da yıkık dökük."

Yue'nin ince kaşları çatıldı.

"Sana gideceğimi söyledim tavsiye istemedim."

"E-evet efendim."

.................

Yıkık dökük paravanın ardından otoriter bir ses duyuldu.

"Bir işi beceremeceksen neden o pozisyondasın!"

Yue titreyen ellerini arkasından birleştirdi.

"Efen-"

"Kes sesini! O çocuğun her şeyi mahvetmesine nasıl izin verirsin! Kralı kendine aşık etmeni söyledim beceremdin, çocuk yapıp onunla evlenmeni söyledim, çocuk yapmana rağmen onunla evlenemdin. Ne işe yarıyorsun sen!"

Yue ne söyleyeceğini bilmiyordu.

"Sana Xiao Zhan'dan kurtulman gerektiğini söyledim o kadar plan ve iksirler verdim. Sen ne yaptın onu tutup kucağıma Surya'ya gönderdin. Annesinin lanet kemiklerinin toza dönmesini görmesi gerekirdi ama gördüğü tek şey prens muamelesi. Onun yüzünden Jiyang'ın çevresinden uzaklaştırıldım. İki aptal huzur içinde ülke yönetmeye çalışıyorlar sen de onların ekmeğine yağ sürüyorsun!"

"Biliyorum farkındayım ama Yibo ondan bir türlü uzaklaşmıyor. Verdiğiniz iksirler eskisi gibi güçlü değil."

"Aptal kadın o görebileceğin en kuvvetli iksir!"

Yue duyduğu şeyler tırnaklarını etine batırdı. Yibo'ya her şeyi yapmasına rağmen o aptal askerden uzaklaştırmayı asla becerememişti.

"Yue o eski şefil hayatına geri mi dönmek istiyorsun?"

Aklına gelenler ile derince yutkundu.

"Hayır efendim "

"O zaman elinden geleni yap! Yeni bir planım var!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 25, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Surya ve iNyanga Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin