Xiao Zhan?

344 45 144
                                    

Şehrin her yeri kalabalık ile dolup taşmıştı. Ani gelen izdivaç kararının nedenini anlayabiliyorlardı ama bu kadar da erken olacağını düşünmemişlerdi.

At arabası şehir meydanına girdiğinde herkes nefesini tutmuş inecek gelini bekliyordu.

Süslü kapı açıldığında dışarıya uzun ve ince bir adam çıktı. Başında olan görkemli taç kim olduğunu gözler önüne seriyordu.

"Anne meleklerin gerçek olmadığını söylemiştin.."

Annesinin kucağında olan küçük bir çocuk şaşkınlıkla söyledi bunu. Orada çocuğun sesini duyan herkes aynısını düşünüyordu. Kral Jiyang gerçekten inanılmayacak kadar güzeldi. İnce beli, beyaz teni ve biçimli dudakları ile ateş gibi yakan bir güzelliği vardı.

 İnce beli, beyaz teni ve biçimli dudakları ile ateş gibi yakan bir güzelliği vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Esnaftan biri ortaya konuştu.

"Eğer Kıral bu kadar güzelse, Kraliçemizi düşünemiyorum."

O adamı onaylar mırıltılar çıktı.

Meyhane çalışanı olan uzun sakallı bir adam konuştu.

"Güzel olmaları tuhaf değil. Surya ülkesi eskiden beri güzellikleri ile bilinir."

Sonunda süslü at arabasının kapısı bir daha açıldı ve içeriden uzun beyaz elbiseli ve güzelliği daha hayret edici olan biri çıktı. Gürültü içerisinde olan halk sessizliğe kapıldı. Bu sessizliğe kapılan kişiler arasında Kral Yibo da vardı. Xiao Zhan'ı şuan karşısında gördüğünde inanamıyordu.

"Xiao

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Xiao.. Zhan??"

Yibo şaşkınlıkla sordu

Jiyang tam istediği bakışları yakalayınca gülümseyerek konuştu.

"Evet Kral'ım kardeşim Xiao Zhan.. siz daha önceden tanışıyorsunuz gerçi. Uzun süre emrinizde tutmuştunuz onu, değil mi?"

Zhan beyaz eteklerini kemikli ellerine toplayıp abisinin yanında ilerledi ve bir şey söylemeden beklemeye başladı. Gözlerini Yibo'nun gözlerine değdirmeye korkuyordu bu yüzden sürekli yere bakıyordu. Eğer çekinmeseydi kalbine bir yumruk atıp susmasını söylemek isterdi. Kendisini ölüme gönderen adamı, ölümden almaya gelmişti. Hoş bu onun için bir sıkıntı değildi. Onun için tek sıkıntı ölüme giderken Yibo kendisini ve gözlerini ondan sakınmış olmasıydı.

"Ee Kralım nereye gidiyoruz şimdi?"

Yibo sinir ve bilmediği bir duygunun esiri olmuştu. Kendisine ihanet eden adam şuan kocası mı oluyordu yani? Düştüğü tuzak her şeyden daha kötüydü. İçinde olduğu durum yüzünden sinirle yumruklarını sıktı.

"Kral Yibo?"

Jiyang gülümsemesini daha da büyüterek sordu. Yibo'nun bu surat ifadesi onu oldukça tatmin etmişti.

Yibo sonunda kelimeleri bulduğunda onları hızla eğlence alanına doğru ilerletti.

Halkın sessizliğini öfkeli biri bozdu

"KRAL BİR ERKEK İLE Mİ EVLENİYOR!!"

"BU NASIL İŞTİR?"

"Erkek erkeğe ilişki mi? Bir toplum bunu nasıl destekler."

Az önce konuşan meyhane sahibi tekrar konuştu.

"Bunda şaşılacak bir şey yok. Surya ülkesinin böyle çekinceleri yoktur."

Kafası karışan başka biri sinirle konuştu.

"NEDENMİŞ?"

"Etrafta boş boş gezeceğinize biraz kitap okusaydınız anlardınız. Hiç Wei Wuxian ve Lan Wangji ismini duydunuz mu?"

Kısa bir sessizlik oldu ve sonunda onaylar mırıltılar oluştu.

"Bilmez olur muyuz, biliyoruz elbet."

"Ben de duymuştum."

"Surya ülkesinin kökenleri Lan sektine bağlı. Onlar için aşk tek bir cinsiyette bağlı değildir. Onlar sadece güzelliklere ve kalbin getirdiği duygulara inanır."

Biri aydınlanmış gibi konuştu.

"Bu yüzden bu kadar güzeller.."

"Onu bunu bırakın da şimdi ne olacak? Kraliçe beklerken başımıza gelen işe bakın hele.."

"Bundan sonrasını Kral düşünsün. Bir şeyleri kabul ettiğine göre vardır bir bildiği."

Bir kadın peçeyle yüzünü kapatıp konuştu.

"Prensin yüzünden huzur akıyor, en azından Krallı aşkı ile kör eden o yılan gibi değil"

Adamın biri genç kadını hızla destekledi.

"Kesinlikle! O yılan ile evlenmediğine seviniyorum ben."

"Bir erkeği bu kadar çabuk nasıl kabul edersiniz!!! Saçmalık bu!"

"Kral kabul etmiş senin tasan ne?"

"Ben erkek yosması birine efendim demem! Hangi sektin devamı olursa olsun! Kabul etmem!"

Yaşlı bir kadın elinde olan elmayı o adama fırlattı.

"Terbiyesizlik yapma efendi!"

Halk bu zıt düşünceler ile birbirine girmişti.

......................................................................

Surya ve iNyanga Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin