Ülkeleri kurtulacağı için mutlu olan askerler neşeyle kendi aralarında sohbet edip içkilerin içiyordu.
Kralın eğlence alanına girdiğini gördüklerinde kısa bir sessizlik oldu ve Kralın ardından içeriye muhteşem güzellikte iki adam girmişti. Biri onlar için yabancıydı ama aralarında üst kıdemli olan askerler, beyazlar içinde olan güzel genci kesinlikle tanıyorlardı.
Bir asker heyecanla Xiao Zhan'a doğru atıldı.
"Zhan ge uzun zaman olmadığın için seni çok merak etmiştik. Kralımızın düğününü kaçırmayacağına içten bir şekilde inanıyordum."
Zhan zorunlu bir gülüşle ellerine sıkıca yapışan askere baktı. Gözleri yardım ister gibi abisine kaydı, Jiyang ise bu isteği geri çevirmedi.
"Kardeşimi tutmayı bırakın. Hem bir asker Surya prensi ve Kralın eşine ne cüretle böyle rahat dokunabilir?"
Asker şaşkın bir şekilde geri çekildi ve arkadaşlarının yanına döndü. Yibo ise eş kelimesini duyduğunda nefretle titremişti.
Zhan, nefretle kasılan beyaz yüzü gördüğünde başını önüne eğdi. Yibo'ya bunu yapmak istemiyordu ama onun eşi olduğunu duyduğunda kalbinde hissettiği duygulardan da olmak istemiyordu. Bu bencillik miydi?
Jiyang neşeli ve sevimli yüz hatları ile gülümseyip kardeşinin koluna girdi.
"Öncelikle siz askerlere selam olsun. Ben Surya Kralı Xiao Jiyang ve bu da Kral Yibo'nun eşi Xiao Zhan. Umarım iki ülkenin ortaklığı uzun süre devam eder ve ülkedeki herkes gözümden bile sakındığım kardeşime iyi bakar. Tehditler ile bir işim yoktur. Açık ve net olarak söylüyorum ki Zhan'ın canı yanarsa iNyanga'nın da canını yakarım. Demek istediklerimi anladığınızı umarak kardeşime ve onun müstakbel eşine kadeh kaldırmak isterim."
Jiyang "eş" kısmını özellikle vurgulamıştı. Yibo ve orada olan herkes bunun gayet farkındaydı. Jiyang çocuksu bir heyecanla yanında içki tepsisi tutan kızdan bir içki aldı ve pembe dudaklarına götürdü.
"Şerefe!"
Yibo bütün eğlenceyi dışarda dalgın bir yüzle izlemişti. Gözleri kapalı bir halde derin bir nefes aldı. Bu işin içinden çıkmak istiyordu ama bunun şuan mümkün olmadığının da farkındaydı. Kendisine ve ülkesine ihanet eden adam ile resmen evlenmişti. Jiyang sinsice gülümseyip Zhan'ı bileğinden tutu ve gözlerini henüz açmayan adamın önüne itirdi. Zhan şaşkınlıkla abisine bakmıştı.
"Kral'ım eşinizi öpme zamanınız geldi."
Yibo hızla gözlerini açtı ve kendisine tarif edemediği bir anlamla bakan gözlerle bakıştı.
"Hadi ama kardeşimin bu mutlu anını kendi gözlerim ile görmek istiyorum."
Jiyang iki kolunu birbirine yasladı.
Yibo derince soluyup Xiao Zhan'a karşı birkaç adım attı. Yibo yaklaştıkça, Zhan'ın göz bebeklerinin titrediğini fark etmişti. Yavaşça dudaklarını Xiao Zhan'ın açık alnına yaklaştırdı ve dudaklarını hafifçe bastırdı. Xiao Zhan o an son nefesini verdiğini düşündü. Kendisini bildi bileli Kral Yibo'dan başkasını görmüyordu gözleri ve şuan yaşanan sahne onun için asla gerçek olamayacak bir şeydi.
Askerlerin yarısı bu sahneyi alkışladı, diğer yarısı ise boş boş izliyordu.
Kral Yibo sessizce fısıldadı,
"Seni öldüreceğim Xiao Zhan. Ölümünü keyifle izleyeceğim."
......................................................................Sonunda eğlence sona ermişti. Herkes yavaşça eğlence alanını terk ediyordu Yibo da kardeşlerin birbirine veda etmesi için ikisinden oldukça uzaklaştı. Zira iki sinsi kardeşi görmek onu hasta hissetiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Surya ve iNyanga
FanfictionUmarım seversiniz 🌸 ................................................................. "Neden?" Kral tuttuğu sivri çeneyi biraz daha sıktı. "Neden her zaman önüme çıkıyorsun Xiao Zhan! Seni gördüğümde takıldığım ifadeyi görmek hoşuna mı gidiyor?" Zh...