32.

2K 184 95
                                    

🎀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎀

Bölüm adı
Hiç kimseden değil ama hiç kimsen olmaktan çok korkuyorum

🎀

— jungkook —

Önünde durduğum kapıya soluk soluğa kalmış bir şekilde bakarken, Taehyung'un evde olduğunu tahmin ediyordum. Koşmaktan sıklaşan nefeslerimle kapıda derin derin nefesler aldığımda sakinleşmek için kendime kısa bir süre tanıdım.

Korkuyordum. Kapıya açtığında karşılaşacağım yüz ifafesi beni korkutuyordu. Her şeyi öğrenmiş olabilme ihtimali beni geriyordu ve Johannes benden önce davranarak ona her şeyi anlatırsa yaşayacağı hayal kırıklığını tahmin edebiliyordum ve bu yüzden az sonra göreceklerim beni korkutuyordu.

Derin soluklarımın ardından zile bastığımda birkaç saniye bekledim fakat hiçbir ses seda çıkmayınca kaşlarımı çattım. Birkaç kez daha basmama rağmen içeriden ses duyulmayınca birkaç adım geriledim ve arka bahçeye doğru yol aldım. Kafamı kaldırarak Taehyung'un odasına bakmaya çalıştığımda penceresinin hafif aralıklı olduğunu görerek sessiz adımlarla camın önüne ilerledim. Güçlerim sayesinde saniyeler sonra açık pencereden içeri girdiğimde derin bir nefes vererek etrafı süzdüm.

Odası her zamanki gibi düzenli olsa da yatağın üzerindeki çarşafı dağınıktı. Yeni uyanmış olabilir diye banyoya baktığımda orada da olmadığını görerek merdivenlere yöneldim. Adımlarım hızlı, soluklarım gergindi. Beni neler bekliyordu bilmiyordum fakat tek istediğim Taehyung'un iyi olmasıydı.

Aşağıya indiğimde mutfağı es geçerek salona yöneldim ve dakikalardır aradığım bedeni salondaki koltukta uyuyakalmış bir şekilde bularak derin bir nefes verdim. Tüm vücudum o kadar gerilmişti ki Taehyung'u görmemle birlikte gevşemiştim. Sessiz adımlar atarak yanına yaklaştığımda yan dönerek cenin pozisyonu almış perime bakarak iç çektim. Tıpkı savunmasız bir bebek gibi kolunu etrafına sarmış, büzdüğü dudaklarıyla uyuyordu.

Pencereden vuran gün ışığı yüzünü aydınlatıyorken güneşten daha parlak güzelliğine hayranlıkla bakmaktan çekinmedim. Mavi saç tutamları yan uyuduğundan dolayı alnına dökülmüşken, giydiği gri tişörtün yakası biraz açılmış gerdanını gözler önüne sermişti. Esmer ten rengi, güneş ışınları sayesinde ışıl ışıl parlarken ara sıra şapırdatıp durduğu ağzıyla gülümsemeden edemedim.

Ona yaklaşmak için birkaç adım atacaktım ki masanın üzerinde duran telefonunun gözüme çarpmasıyla duraksadım. Hızlı adımlarla telefona yaklaşıp elime aldığımda ekranı açar açmaz gördüğüm isimle kaşlarımı çattım. Johannes gerçekten de Taehyung'a mesaj atmıştı. Bu tüm sinirimi bozarken şifresi olmayan telefona girerek tüm mesajları silmiş, üzerine de Johannes'i her yerden engellemiştim. Taehyung'tan izinsiz bunu yapmam kendimi kötü hissettirse de Johannes'ten gelecek her kötülükten onu korumak zorundaydım. Zarar görmesini istemiyordum. Gerçekleri öğrenecekse benden öğrenmeliydi. Başkasından duymak onu daha fazla yaralardı, iyi bilirdim.

bored | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin