Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎀
Bölüm adı En güzel gecelerim seninle olsun
🎀
— taehyung —
Dümdüz yürüdüğüm koridorun sonuna nihayet vardığımda kapının önünde dikilen görevliler beni görür görmez önümde eğilip binanın kapısını hızla açmışlardı. Onlara hafif bir tebessümle birlikte teşekkür ettikten sonra binadan hızla çıktığımda düz yolda ilerledim. Ciğerlerime çektiğim temiz hava ile derin nefesler alırken kendimi daha iyi hissettiğimi fark ettim.
Az önce konsey üyelerinin yanından çıkmış, uzun zamandır sonuçlanmayan konuları masaya yatırmıştık. Özel peri olduğumdan periler hakkında herhangi bir karar alındığında bana da danışılıyordu. Masada sözümün geçmesi iyi hissettirirken, hiçbir üyenin bana küçümseyici bir yaklaşımda bulunmaması da beni mutlu etmişti. Verdiğim her karara saygı duyulmuş, beni desteklemişlerdi. Bu yüzden ana binadan çıkış yaparken yüzümden güller açıyordu.
Geride bıraktığım binayla oradan uzaklaştığımda havanın iyice karardığına şahit oldum. Neredeyse dört saat boyunca o salonda kalmıştım ve açıkçası sonlara doğru biraz sıkılmaya başlamıştım. Neyseki Bay Kang ve arkadaşları bunu fark etmiş, daha fazla uzatmadan toplantıyı sona erdirmişti. Kurul dağılmaya başladığında salon boşalana kadar Bay Kang ile sohbet etmiş, en son da herkesin çıkmasıyla ben de çıkmıştım.
Cebimde duran telefonumu elime aldığımda Jungkook'tan gelen mesajları görerek gülümsedim. Dört saat boyunca bana ulaşamamış olmak onu endişelendirmiş olmalıydı bu yüzden son mesajlarına göz gezdirdikten hemen sonra mesaj atmayı değil de onu aramayı tercih etmiştim. Sesini duymak bana iyi gelecekti.
Decalcomania yazan yere dokunarak onu aramaya başladığımda telefonu kulağıma yasladım. Saniyeler içerisinde açılan telefonla heyecanlanırken anında onun sesini işittim. "Taehyung." Endişeli çıkan sesi sersem gibi gülümsememe neden olurken sesini bile ne kadar özlediğimin yeni farkına varıyordum. "Bebeğim aklım çıktı. Neden mesajlarıma cevap vermiyorsun?"
"Konsey üyelerinin yanındaydım Jungkook. Telefona bakmaya vakit bulamadım." Verdiğim cevapla rahatlamış gibi derin bir nefes verdiğinde konuştu. "Dört saat boyunca seni orada mı tuttular? Ne konuşuldu o kadar saat boyunca? Seni yordular değil mi? Bunca saattır seni yorduklarına inanamıyorum. Bay Kang ile konuştuğumda seni yormaması gerektiğini söylemiştim."
Hızlı hızlı konuştuğunda sakin olmasını söyleyecektim ki son cümlesini duyduğumda duraksadım. "Bir dakika! Sen Bay Kang ile mi görüştün?" Oluşan birkaç saniyelik sessizlikten sonra olumsuz bir şekilde mırıldandı. "Hayır görüşmedim. Benim ne işim olur onunla? Elbette görüşmedim."
