Jisung
Terasta elimde çayımla oturuyordum. Evet. Soğuk havalarda sıcak şeyleri çok severim. O sırada omzuma dokunulmasıyla irkildim. Arkamı döndüğümde kızıl saçlı, koyu kahve gözlü ve dolgun dudakları ile birisi duruyordu. Dur bir saniye. BU ŞU MEŞHUR ZORBA MİNHO DEĞİL MİYDİ LA?
Jisung
Evet?
Minho
Bugün arkadaşıma buluşan velet sen misin lan
Jisung
Kimden bahsediyorsun? Haaa şu zorba sürtükten mi? Evet bendim.
Minho
İlk olarak kelimelerine dikkat et.
Ayağa kalkmıştım. Karşına geçtim.
Jisung
Etmezsem ne olur?
Korkmuyordum. Hele ki zorbalardan hiç.
Minho
Olacaklara hazırlanırsın.
Diyerek gülümsemişti. Daha fazla bu piçin yanında duramazdım. Omuz atarak gitmiştim.
Minho anlatımı
Ahhh Jisung. Olacaklara hazır ol bakalım. Changbine gerçekten çok bağlıydım. Ona bağıran, vuran bırak bağırmayı ona sesini bile yükselten olursa onu sikerdim.
Ve Jisungun peşini bırakmamıştım. Aklıma merdivenlerden onu mükemmel bir şekilde itmek gelmişti. Ve yaptım da.
Minho
Jisungie~
Jisung arkasını bana döndüğü gibi kolundan tutup onu itmem bir olmuştu.
Jisung anlatımı
Minhonun sesine arkamı dönmemle elimdeki çayla birlikte merdivenlerden itilmem bir oldu. Düştüğüm gibi elimdeki sıcak çay da üstüme dökülmüş ve yanıyordu. Minho ise kahkaha atıyordu. Etraftaki herkes bizi izliyordu şimdiden. İlk önce Minho'ya öldürücü bir bakış atıp kalkmaya çalışmıştım ama ayaklandığım gibi yere kapaklanmam bir oldu.
Jisung
Minho senin ananı sikim.
Minho
Şşşş. Anneye laf yok.
Jisung
Hala anne diyo y-
Sözümü bölen şey feci şekilde ağırmaya başlayan ayak bileğim oldu. Bir yandan kalkmaya çalışıyor bir yandan gözlerim doluyordu.
Minho
Hey, hey. Jisung?
Jisung
NE VAR?!
Yanıma baktığımda Minhonun olduğunu gördüm.
Minho
Çok mu kötü?
Cevap vermemiştim. Hala kalkmaya çalışıyordum. En sonunda pes edip oturdum. Yanan yerime bakmam gerekiyordu.
Jeongin
JİSUNG!
Jeonginin sesini duyduğumda sesin geldiği tarafa baktım. Jeongin korkulu gözlerle hemen yanıma geldi.
Jeongin
Ne oldu?!
Minho
Düştü.
Jeongin
Nasıl düştü?!
Minho
Ehhh- itmiş olabilirim bel-
Jisung
VARYA SENİN EBENİ SİKERİM OROSPU.
Diyip üstüne atlamıştım. Minho neye uğradığına şaşırmış gibiydi. Saçlarına dalmıştım. Çekiştiriyordum.
Minho
Jis! Jisung dur!
Jisung
KES SESİNİ
Saçlarını yolmaya devam ediyordum. En sonunda adını bilmediğim çilli, sarılı bir çocuk bizi ayırmıştı. Minho diklenmiş ve saçlarını düzenliyordu. En sonunda ayaklandığı gibi beni kucağına almıştı. NAPIYOR BU ÇOCUK?!
Jeongin
Minho! Minho dur bırak onu!
Minho
Merak etme. Revire götürüyorum.
Jisung
Bırak beni! YARDIM EDİN!
Minho
Bir şey yok. Merak etme.
Jisung
Derken?! İlk beni it şimdide revire götürüyorum d-
Minho
Tamam!
Bağırmasıyla irkildim. Ona bakıyordum. Biraz sinirlenmişmiydi o?
Revire gidene kadar tek kelime etmemiştik. Beni devirde yatağa yatırdıktan sonra;
Minho
Hemşireyi çağıracağım.
Diyip gitti. Kızmışmıydı bana? Onu üzmüş müydüm?Bir dakika, banane kızdıysa kızsın kızması gereken bendim.
Minho
Hemşire geldi Sung.
Sung? Bana neden öyle sesleniyordu? Aishhhh. Ayağıma değen soğuk şeyle acı ile inlemiştim.
Minho
Hemşire ayağına ilaç sürüyor. Burkmuşsun. Ayrıca yanığın için ayrı bir krem sürücek. Canım yanabilir, bu yüzden kolumu sıkabilirsin, tamam mı?
Yavaşça kafamı salladım. Dediğini yapmıştım. Elimi koluna götürdüm. Hemşire sürmeye başlamıştı. O anki acıyla inleyip Minhonun kolunu tuttum.
Minho
Bir şey yok...
Elimi tutmuştu. Ben ise şuan bunu düşünecek değildim. Bacağıma sürülen krem canımı yakıyordu.
Hemşire
Evet Jisung. Dinlenmen gerekiyor, bu yüzden biraz burda kal tamam mı? Minho, sende yanından ayrılma.
Minho başını salladı. Elimi hala bırakmamıştı.
Jisung
Minho... Elin
Minho
Ne varmış?
Jisung
Elimi bıra-
Minho
İstemiyorum.
Net bir ses tonuyla söylemişti bunu. Neden bilmiyorum ama, yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu. Bu sırada Minhonun şu sözüyle derin bir uykuya dalmıştım;
Minho
İyi geceler güzelim...
EEEE NASIL BULDUNUZ💋
BİR DAHA Kİ BÖLÜM SÜRPRİZLER VARR HAZIR OLUN BAKEMM
ÖPÜLDÜNÜZ💋💄🤭
