03 Ekim 2023 - 21:10
Eğer hikayemizde var olduysan seni buralarda görmek bizi mutlu eder sevgili okur, sağlıkla kal.
Bölüm Şarkısı : Seksendört - Aklımı Geri Ver-o-
Saniyeler dakikaları kovalıyordu ama içimdeki hırs ve nefreti bastıramıyordum. Beklemiştim, hep doğru anı beklemiştim ama asla cesaret edip kavuşamamıştım o dudaklara. Oysa, onca senenin ardından kolay bir şekilde sıyrılmış ve ben gitmeye kararlı olduğum an karşıma dikilmişti. Sonunda kaybetmenin verdiği o korkunç his ele geçirmişti onu, istediği an gözünün önünde olamayacak oluşum rahatsız etmişti. Evet, başka bir oluru yoktu bu dokunuşun. Açıklamaların yetersiz ve fani kaldığını biliyordum, kendi kafamda kurduğum gerçeklikte yaşasın istiyordum.
"Kafamın içinde yaşattığım aşk daha güzeldi."
Mırıltım bir tek benim kulaklarıma ulaşmıştı, oysa kendimi dinlemeye bile mecalim yoktu. Etrafımdaki insanları izleyip olanlardan sıyrılmak istiyordum, bu yüzden gözlerimi oturan insanların üstünde gezdirmeye başlamıştım. Kapının yanında oturan genç kıza takılı kaldım ilk önce, elindeki telefona odaklanmıştı ve parmaklarını hızla klavye üzerinde gezdiriyordu. Sınav telaşı demek istesemde bunun bir ilişki kavgası olduğunu anlamıştım, parmağındaki ince tektaşla oynuyordu bir yandan. İşte böyle de oluyordu, bir süre sonra insanın canı her şeye sıkılıyordu. İleride duran çifte takıldı gözüm, erkek kızın gözünün önüne gelen saçları geriye doğru itmiş ve yanağına buse kondurmuştu. Kızın yüzündeki gülümseme o kadar saftı ki, çocuk kızın gözlerine bakıp içten bir gülümsemeyle karşılık verdi ve bir şeyler mırıldandı kulağına. Kız omzundaki çantayı düzeltti, sevgilisinden destek almak için omzuna yerleştirdi elini. Üniversiteli olduklarını düşündüm, aşkların en güzel hissedildiği yaştaydılar. Hoş, ben de o dönemden geçmiştim ama parlak bir geçmişim yoktu. Bunun sebebi sabah yıllar sonra dudaklarıma öpücük konduran Halil'di.
Kendimi metrodan dışarı attığımda Taksim'in insan curcunası ile karşı karşıya kalmıştım, kendimi hemen İstiklal'in solunda bulunan sokağa atıp Sıraselviler Caddesi'nden aşağı, Cihangir'e attım. Bu semti oldum olası seviyordum, gecenin beşinde bile dolaşırken huzursuz hissettiğim hiç olmamıştı, bana o güveni hep koşulsuz vermiş ve kucağını açmıştı. Adımlarımı hızlandırdığımda sağımdaki hastaneye baktım, Mihri'nin feci soğuk aldığı o günü hatırladığımda Cihangir'deydim ve bu hastanenin önünde buluşmuştuk. Biraz serum sonrası kendisine gelmiş, sonra sıcak bir nane limon için yine bu semtin sokaklarında bulunan Bir Demet'e atmıştık kendimizi.
Telefonumu çantamdan çıkartıp Mihri'nin ismini tuşladım, belki de onu aramak için buradan geçmem gerekiyordu. Arkadaşımla uzun zamandır bir araya gelememenin hasreti sarmıştı beni. Telefon kendisini sesli yanıta bırakacakken cevapladı, hep böyleydi. Ya son çalışta açardı ya da aradan saatler geçer, size öyle dönerdi.
"Açmayacaksın sandım, şaşkınım şu an." diye lafa girdim. İnce ve naif gülümsemesi kulaklarıma ulaştı. "Aşkım ya, gelişme kaydediyorum. Bir sonraki arayışın sondan ikinciye olsun mu?"
Önerisine karşılık onu onayladım ama yine de son çalışta açacağını adım gibi biliyordum, umursamadım. Onu böyle kabullenmiştim artık ve herkesin hayatında bir Mihri'nin olduğunu biliyordum.
"Napıyorsun bakalım güzellik? Anlat güzel mi bulunduğun yerde havalar?"
Adımlarımı yavaş bir şekilde atıyordum, Kerem'in gelmesine daha vardı ve tek başıma beklemek istememiştim. Meryem ile son on dakika kala laflarsam kardeşime iyiliğimi o an dokundurabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Akrebin Terazisi
ChickLitDeren Alabora, İki kardeş arasında bir döngüde dönüp duran genç kadın. Doğan Kömürcü ve Halil Kömürcü. Kardeşlikleri kalplerine bir kadın girdiğinde sorgulandı, biri arzuluyor birisi ise sevgisinden vazgeçecek kadar çok seviyordu. "Kavuşmamız mahşe...