0.6

609 33 25
                                    

Koca hafta bu şekilde geçmişti. Bana soğuktu ama bazende sevgi dolu. Hatta ilk o yakınlaşıyordu. Bunun sebebini anlamıyordum işte. Bi iyi bi kötü olarak kendine mi bağlamaya çalışıyordu? Eğer öyleyse bunu zaten başarmıştı ne gerek vardı ki extra çabaya.

Maç günüydü bugün. Ceren'i okula bıraktıktan sonra eve gelip yatağıma uzandım ve öylece tavanı izledim.

Yüzüne karşı sen kimsin ki demiştim. Bütün nefretimi, öfkemi ondan çıkartmıştım ve şimdi yanımda yokken bir dakika bile işkence gibi geliyordu bana.

Uyusam, maça geç kalabilirdim. Uyanık kalmak sürekli düşünmeye itiyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Çaresiz bırakmıştı beni.

(Ceren)

Kafamı derslere verdiğimde cehennem gibi olan hayatımı unutuyordum. Belki de bu yüzden hep başarılı olmuştum.

YA NE CEHENNEMİ APTAL KAZIMCAN KARATAŞ'LA EVLİSİN GÖT LALESİ EMRE'Yİ DÜŞÜNMESEN ÇOKTA MUTLU OLURSUN

Sus içses!

İşine gelmeyince "sis içsis"

Ne farkı vardı bu adamın? Neden herkes şanslı görüyordu beni? Normal insanlardan tek farkı futbolcu olmasıydı neden İngiltere Prensiyle evliymişim de aklım mahalle kekosunda kalmış gibi konuşuluyordu bana?

Onunla günümün çoğunu geçiriyordum ve biliyordum normal insanlardan farkı yoktu. Şuan ona asılan ve beni kıskanan kızların çoğu futbolcu olmasa yüzüne bakmayacak kızlardı.

Ben mi? Belki Emre yerine onunla tanışsaydım hoşlanabilirdim. Gayet yakışıklıydı çünkü.

Ama kalpte birisi olunca ne kadar yakışıklı olursa olsun fayda etmiyordu işte.

Okul çıkışı yine maça gidecektik. Onun önünde giyinmek istemediğim için formamı yanıma almış, okul çıkışında üstümü değiştirerek çıkmıştım.

Formanın arkasında ismi yazıyordu. Ne kadar tatlı bi çiftiz demi? O staddakilere göre evet öyle. Fakat aynı evin içinde birbirimize olan soğukluğumuzu kimse bilmiyordu.

Okuldan çıkıp yanına gittiğimde ben yüzüne bakamazken o bir süre inceledi beni. "Gidelim" Diyerek arabaya bindi daha sonra.

Yanına binip sesimi çıkartmadan yolu izledim. Konuşsam öldürecek gibi bi adamdı.

"E anlatsana ne yaptın bugün? Hiç konuşmuyorsun" Dediğinde yüzümü ona çevirdim. "Hiç, yani normaldi dersler ve kızlar. O kadar"

"Bi sorun var mı? Hocalarla ya da canını sıkan biri?" Kafasına taş mı düştü kafa topuna mı çıktı? "Yok. Kendi halimdeyim zaten kimsenin sorunu yok benimle"

"Olamaz da zaten" Dediğinde "Ne demek o?" Diye sordum. Yüzünü bana çevirip baktıktan sonra tekrar yola döndü. "Babana bile kafa tutmuşsam başka birisi sana yaklaşırsa sonunu yazmış olur demek"

Beni koruyordu. Ne yalan söyleyeyim bu hoşuma gitmişti. Yani onun tarafından korunmak.

"Geldik, in bakalım. Stadyuma gir ben sporcu girişinden giricem" Başımı salladım. "Başarılar" Dediğimde gülümsedi ve "Teşekkür ederim" Dedi. Bana mı gülümsedi o?

Arabadan inip yine en öndeki yerimi alarak oturdum.

Sahaya çıktıklarında tribüne bakmıştı. Beni arıyordu büyük ihtimal. Ayağa kalkıp fark etmesi için el salladım. Göz göze geldiğimizde ikimizde birbirimize gülümsemiştik.

Isınma sırasında yanıma gelirken ayağa kalkmıştım. Rol yapacaksın Ceren.

Yanıma yaklaştığında anlık bi kalp çarpıntısı yaşamış, elimi ritim değiştiren kalbime götürmüştüm. Bu halim yüzündeki gülümsemeyi endişeye bırakmasına sebep olmuştu.

"İyi misin? Doktorları çağırayım mı?" Başımı olumsuz anlamda sallayıp kendime geldiğimde konuştum. "Yok gerek yok. İyiyim"

Ellerimi tutarak beni daha da çıkmaza sokuyordu. Neden böyle hissettiriyordu ki bana? Ona aşık olmak istemiyordum ben. Ben Emre'yi seviyordum.

"Bazen hayvan gibi biri olabilirim. Ama korkma benden" Korku değildi bu hissin adı. Kabul etmek istemediğim başka bir şeydi.

"Korkmuyorum" Dedim ve elimi yanağına götürdüm. "Böyle düşünme" Yanağımdaki elimin bileğinden tutarak avuç içimi uzunca öpüp sarıldı bana.

Ona sımsıkı sarıldıktan sonra ısınmaya dönmüştü. Ben ise yerime oturmuştum. Arkamda oturan birisi bana dokunduğunda arkama döndüm. Benden tahminen iki yaş küçük bir kızdı.

"Çok tatlısınız yenge. Çok şanslısın" Dedi gözleri parlayarak.

Çok şanslısın. Bunu duymaktan bıkmıştım. Şanslı falan değildim işte.

Sahte bir gülümsemeyle "Teşekkür ederim güzelim" Diyerek önüme döndüm.

Maç başlamıştı. Sakin bir şekilde izlerken Kazım'ın yere düşüp orada kalmasıyla endişelenerek ayağa kalktım. Oyun neden hala devam ediyordu?

SENİN GELMİŞİNİ GEÇMİŞİNİ ARAPLARA SEVDİREYİM HAKEM GİBİ.

Kazım acı çekiyordu ve hiçbir şey yok gibi devam ediyorlardı. Nihayet oyun durduğunda yanına gitmişlerdi.

Öyle korkuyordum ki ona birşey olmasından. Yüz ifadesi... Gözleri dolmuştu, ağlayacaktı neredeyse.

Oyundan çıkıyordu. Durumu ciddiydi demek. Onu soyunma odasına götürürlerken oturduğum yerden hızla kalkıp yanına koştum.

Acıyla yürümeye çalışan Kazım'ı gördüğümde olduğum yerde kalmıştım. Gözlerim dolmuştu.

Tedavi etmek için oturttuklarında koşarak yanına gidip yere çöktüm. "Nesi var çok mu ciddi!" Diye sordum ona bakan doktorlara. Daha sonra ise Kazım'a döndüm. Ağlamıştı.

Beni gördüğünde yeşillerini kahvelerime kilitlemişti. Bir an gözlerini kapatıp başını geriye atarak acıyla "Ah!" Dediğinde sımsıkı tuttum elini.

Bana döndüğünde göz yaşlarını sildim ve konuştum. "Geçecek, tamam mı geçecek. Yanındayım" Diyerek sarıldım ona. Başını göğüsüme koyarak saçlarını karıştırdım.

Keşke onun yerine bana olsaydı. Diye geçirdim içimden. Onun acı çekmesi benimde canımı yakıyordu.

(Kazımcan)

Benim için korkmuştu. Endişeyle bakıyordu güzel gözleri.

Bana sarılmıştı. Onun kollarında olmak, ellerini hissetmek acımı unutturmuştu sanki bana.

Maç çıkışı bir an olsun bırakmamıştı beni. Kolumun altına girip belimden tutarak yürümeme yardım etmişti.

Gün geçtikçe bağlıyordu beni kendine.

Staddan çıktığımızda bana döndü. "Geç otur ben kullanıcam" Dediğinde garipser gibi baktım yüzüne. "Sen mi? Ehliyetin var mı? Hastanede bitmesin sonumuz"

Hafifçe kıkırdadığında benimde yüzümü güldürmüştü. Şu halde bile gülüp güldürebiliyordu, hemde yıllarca ağlamış olmasına rağmen.

"Ehliyet aldırmadılar ama kullanmasını biliyorum. Yavaş sürerim merak etme" Yüzümdeki gülümsemeyi düşürmeden. "Öyle olsun, Avukat Hanım" Dedim ve arabaya bindim.

Araba sürerken bile kusursuzdu. Yan profili kusursuzdu. Her zerresini izliyordum yol boyunca...

Bunu atıp okula giriyorum😫

Aşık mı olunuyor arkadaşlarr?!

Gerçekleşemeyen Hayaller/Kazımcan Karataş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin