Saat gece yarısını çoktan geçmişti, şiddetli bir yağmur vardı Olimpos Krallığı'nda. Uzun zamandır beklenilen yağmur sonunda yağmıştı, halk sokakları doldurmuş şükür ayinleri eşliğinde ellerindeki kazanları doldurmaya çalışıyordu.
Nereden bilebilirle...
Öncelikle kitabıma şans verdiğiniz veokuduğunuz için teşekkür ederim. Okumaya başladığınız saati buraya alalım. Yorum yaparsanız sevinirim.
🕯
_____
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saat gece yarısını çoktan geçmişti, şiddetli bir yağmur vardı Olimpos Krallığı'nda. Uzun zamandır beklenilen yağmur sonunda yağmıştı, halk sokakları doldurmuş şükür ayinleri eşliğinde ellerindeki kazanları doldurmaya çalışıyordu.
Nereden bilebilirlerdi ki başta normal gibi görünen bu yağmurun krallıklarına felaket getireceğini?
Bir süre sonra evlerine dağıldı herkes, dertsiz bir şekilde başlarını yastığa koydular. Önce saatler geçti aradan, sonra da günler ama kimse uyuduğu uykudan bir daha uyanamadı.
Bir kişi hariç...
Yağmurun yağması, yetiştirdikleri ürünlerin büyümesi demekti. Bir süredir bu kurak topraklarda kimse para kazanamıyor, insanlar sefalet içinde Krallık'tan yardım dileniyordu. Krallık her ne kadar insanlara yardımcı olmaya çalışsa da bir süre sonra bunlar da yetersiz gelmeye başlamış, halk isyan etme noktasına gelmişti. Tarım ürünü yetiştiremedikleri için ticaret de yapamayan Krallık, ekonomik açıdan fazlasıyla zayıf düşmüştü.
Bu yağmur onlara bir umut, gelecekleri için ışık olmuştu.
Olimpos Krallığı'nda yaşayan, her aile gibi geçimini tarımla sağlayan bir ailenin evinde de o gece mutluluk hakimdi.
Yağmur tüm hızıyla yağmaya devam ediyordu ama buna ek olarak Bayan Hesta'nın doğum sancıları kendisini gösterir şekilde her saniye artıyordu. Dayanılmaz boyuta gelen bu sancılar çığlık çığlığa bağırmasına sebep oluyor, gökyüzü onun haykırışlarını duyduğunu hissettirir gibi şiddetini arttırıyordu. Zavallı kadın kocasının hâlâ uyanmamasına bir anlam veremiyor, bir yandan da onun için korkuyordu. Bir süre sonra öldüğünün farkına varmıştı. Ayağa kalkmayı denediyse de başaramamış ve olduğu yerde doğumunu yapmak zorunda kalmıştı. Halsiz bir şekilde bebeğini kollarının arasına alıp sardı. Ne de güzeldi gözleri, adı gibi gökyüzünü taşıyordu harelerinde. Genç kadın önceden yaptırdığı, adının yazılı olduğu kolyeyi bebeğin bileğine sardı yavaşça. Bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydı, daha fazla dayanamayacağını hissediyordu. Bebeğinin kulağına bir şeyler fısıldadı, lakin bu sesi küçük kız yıllar sonra tekrardan duyacaktı. Bayan Hesta bebeği yatağın üzerine bıraktı, içinden dua etmeyi ihmal etmiyordu. Birkaç dakika sonra o da kocası gibi hayata gözlerini kapattı.
O gün Olimpos Krallığı'nda yaşayan herkes hayatını kaybetti.
Gökben hariç...
________
Selammm, nasılsınız? Tanıtımbölümünü nasıl buldunuz? Sizce Gökben neden hayatta kalmış olabilir? Yorumyapmayı ve beğenmeyi unutmayın lütfenn! Yazmaya devam edeceğime inanmak istiyorum, umarımsiz de beğenirsiniz.
