Genç kız elinde ki süt dolu kapla salına salına ilerledi. O minik yaramaz yolunu gözlüyor olmalıydı. Her gün aynı saatlerde onu beslemek için buraya kadar yürüyordu. Biraz daha yaklaştığında onu gördü. Boncuk gibi parlayan siyah gözler gözleri ile buluştu. Yüzüne sıcacık bir tebessüm yayıldı.Yaklaştı ve süt dolu kabı minik yavrunun önüne bıraktı. O iştahla sütünü yudumlarken genç kız da onun yumuşacık siyah beyaz tüylerini okşuyordu. Ah... Keşke Sultan babaannesini ikna edebilse de bu minik yavruyu eve götürebilseydi. Bu düşüncelerle minik kediyi severken bir anda şiddetli bir rüzgâr esti. Son zamanlarda rüzgâr oldukça hoyrat esiyordu, o nedenle bu durumu yadırgamadı. Ancak aceleyle topladığı saçları yüzüne dağılınca, o çok sevdiği fularının artık saçında olmadığını fark etti. Sağına soluna bakınmaya başladı. Belki de gelirken düşürmüştü. Bu düşünce ile bakışlarını sokağa çevirdi. O sırada fark etti bir kaç yüz metre ötede duran genç çocuğu ve elinde salınan zümrüt rengi fularını...
" Hey..." diye seslendi. " O elindeki şey benim"
Genç çocuk az evvel ayağına dolanan küçük kumaş parçasını havaya kaldırdı ve gülümseyerek konuştu.
" Biliyorum."
" O halde onu bana geri vermek için neyi bekliyorsun."
Genç çocuk pişmiş kelle gibi sırıttı. Elini yüzüne yaklaştırdı ve fuları burnuna bastırarak derince kokladı. Bu koku ona çocukken dağlardan topladığı çiçekleri hatırlatmıştı. Genç kız öfke ile ona bakarken, umursamaz bir tavırla omuzlarını kaldırdı ve duyacağı bir sesle mırıldandı.
" Söz veriyorum kürt kızı, bir sonraki karşılaşmamızda onu sana geri vereceğim. Ama o vakte kadar bu hoş kokulu şey bende kalacak."
Alya onun arkasından bakarken hem şaşkın, hem öfkeli hem de üzgündü. O aptal çocuk ne hakla fularını vermeden giderdi. Üstelikte gözlerinin içine baka baka onu koklama cüretini göstermişti. Utanmazın teki olduğu kesindi. Kim olduğunu bilmiyordu ama ona fena halde bilenmişti. Sinirine dokunan o hitabı saymıyordu bile. Şayet bir kez daha karşılaşacak olurlarsa hepsinin hesabını soracaktı.
Yüzü asıldı. O en sevdiği fularıydı. Babası annesini istemeye gittiğinde annesinin taktığı fulardı. Şimdi annesine ne diyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜRT KIZI (DÜŞ SERİSİ 3)
Spiritualİnancı ve yaşayış biçimi farklı olan insanlar bir araya gelebilir mi? İşte bu sorunun cevabı hikayemizde saklı.. Farklılıkları yüzünden bir araya gelemeyen iki gencin acı dolu, sürükleyici hikâyesini okumaya hazır mısınız? Bir deli rüzgârın ve masum...