🌸💮🌸
Geçen hızlı günlerin sonunda her şey hazırdı. Geçici olarak yüzük takmış, bu gün ise gerçek alyansları takacaklardı. Yarım saat sonraki düğün için heyecanla oturduğu yerde aynadan kendine bakıyordu. Elleri hafifçe titriyordu. Kalbi hızla atıyor, fermonlarını kontrol edemiyordu.
Üzerindeki beyaz takımı ona çok yakışmıştı. Yüzüne yapılan makyaj onu daha da güzel gösteriyordu. Özenle şekil verilmiş saçları ise her zamanki gibi yumuşacık ve güzeldi. Gözleri ise yine morun en güzel tonlarıdaydı.
Dudaklarını bir birine bastırıp masanın üzerindeki telefonunu aldı. Saate baktığında az kaldığını fark etti. Kapının açılması ile arkasını döndü. Gelenin delta olduğunu düşünmüştü ama gelen Seungmin ve yeni iyileşmiş olan Chaeyoungdu.
İkiside şaşkın bakışları ile vitayı süzüyordu. Seungmin, gri bir takım giymişti. Onun aksine Chaeyoung'un üzerine giyinmiş olduğu mor, etekli takımı çok yakışmıştı.
Jisung her ne kadar mutlu olsa da içindeki boşluk hissi gitmiyordu. Babasını ve tanımadığı annesini bu güzel anında yanında olsunlar, birlikte mutlu olmak istiyordu. Onca şey babası yüzünden olmuşken bile onu istiyordu. Bir de kendini hiç düşünmeden doğduğu gün terk etmiş olan annesini.
"Kendi kuzenime düşeceğimi bilmezdim."
"Ben küçükken hep derdim, çok güzel olacaksın diye. Bak hiç olmadığın kadar güzelsin."
Jisung hafifçe gülümsemiş, aldığı iltifatlar onu cesaretlendiriyordu. Chaeyoung ellerini arkasında birleştirerek kuzenine yaklaştı.
"Bir imza verir misiniz bay Ha- Lee!"
Omeganın dediğine hepsi birlikte gülmüştü.
"Üzgünüm, birazdan sonsuza kadar eşim olacak deltam için imza atacağım."
Vitanın cevabı ile ikiliden 'oooo' sesleri yükselmişti. Seungmin yüzüne yerleştirdiği sırıtış ile sorusunu sordu.
" Bakıyorum da, çok çabuk eşin olarak kabul ettin. Sadece kafeye gidip oturdunuz diye biliyorum. "
Hazırlıklar yapılırken, delta eşi ile vakit geçirmek için onu sevdiği bir kafeye götürmüştü. Birlikte oldukça eğlenceli vakit geçirmiş bir birlerini daha iyi tanımışlardı. Tam olarak tanımış olmasalar da oldukça yakınlaşmışlardı.
"Evet sadece kafete gittik ve kurdum çoktan kabullendi bu yüzden bir şey demiyorum."
Jisung, kafeden sonra gittikleri sahil kenarından bahsetmemişti. Tabi uzun sayılabilecek olan öpüşmelerinden de.
"Sadece kurdun mu? Aşık olmuşsun gibi geliyor."
Kendi ile uğraşan kuzenine göz devirdi. Tam konuşacakken içeri giren Hyunjin ile hepsi ona döndü.
"Selam omegalar ve vita... Şey için geldim ehe, şey ummm hah! Hazır mısın?"
Onun tuhaf davranışı ile hepsi bir birine baktı. Jisung gülümseyerek cevap verdi.
"Evet, hazırım."
"Tamamdır."
Hyunjin hemen geri çıkması ile Seungmin konuştu.
"Bu da ayrı bir tuhaf."
🌸💮🌸
Aynadaki görüntüsüne bakıp iç çekti. Her şey tamdı ama zaman çok yavaş ilerliyor gibi hissediyordu. Boynunu sıkan kravatı hafifçe çekti.
Siyah takımı ile oldukça ilgi çekiciyidi. Kumral saçları ise onu daha da yakışıklı gösteriyordu. Her zamanki giydiği siyah takım olsa bile, bu sefer hiç olmadığı kadar yakışmıştı.
İçeri aniden giren Hyunjin hızla yanına geldi. Ellerini dizlerine yaslayıp soluklandı. Ardından başını kaldırıp saçlarını arkaya savurdu.
"Hazırmış vitan. Koş kap sevdiceğini."
Minho, arkadaşının omzuna kendince hafif ama Hyunjin için oldukça ağır olan bir yumruk attı. Alfa elini omzuna koyarak yere, dizlerinin üzerine çöktü.
"Ahh! Ölüyorum. Canım çıktı sandım."
"Abartma, kalk."
Sanki az önce hiç bir şey olmamış gibi üzerini silkeleyip kalktı. Saçlarını geriye tekrar savurdu ve arkasındaki masaya kalçasını yasladı.
"Ee gitmeyecek misin?"
"Gideceğim ama vitam için olan buket gelmedi."
"Ne! Buketsiz düğün mü olur? Hani her şey tamdı?"
"Ben de öyle sandım ama değilmiş. Chan getirecekti."
"Dedoş getirecekse, vita bir yıl düğünü bekler."
"Çoktan getirdim."
Elindeki buketi Hyunjin'in yüzüne yaklaştırmış ardından da deltaya vermişti. Chan kollarını bağlayıp Hyunjin'e baktı. Bozgına uğrayan alfa oflamıştı.
Minho eline verilen güzel buket ile yerinden kalktı. Son kez aynaya bakıp odadan çıktı. Geniş koridorda ilerleyip, açelya korkularının geldiği kapıya geldi. Kapıyı tıklatıp içeriden gel komutunu bekledi. Gelen komut ile içeri girdi. Gördüğü görüntü nefesini kesmiş, kurdunun çılgına dönmesine sebep olmuştu.
Beyaz takım, esmer tenine çok yakışmış, tüm vücut hatlarını ortaya çıkarmıştı. Aldığı heyecanlı fermonlar ile içeri girdi. İki omega dışarı çıkarken, Delta vitasına ilerledi. Elindeki buketi ona uzattı.
"Artık gitmeliyiz Vitam. Bizi bekliyorlar."
"Gidelim."
Jisung buketi almış, kendine kola girmişti. Birlikte odadan çıkıp salonun girişine ilerlediler. Kalpleri hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu.
Büyük kapıdan içeri girmeleri ile tüm gözler onları bulmuştu. Hyunjin abartı bir şekilde alkış başlatması ile salondaki herkes onları alkışlamaya başlamıştı.
İlerleyip nikah masasına geldiler. Önce yeminler edildi ardından alınan evet cevapları ile büyük bir alkış koptu salonda.
Papazın izni ile Minho vitasına döndü. Bir elini beline diğerini yanağına yerleştirip kendine çekti. Dudakları tekrar bir birine kavuştu. Onların öpüşmlerini kayda alan Hyunjin sırıtış ile elindeki telefonu cebine koydu.
Minho ayrılamak istemediği dudaklarda ayrılıp eşinin mor harelerine baktı.
"Sonsuzum Ol Lee Jisung."
🌸💮🌸
Bu bölüm geliş bölümü, biliyorum kötü oldu. Yazılım yanlışları için özür dilerim. Diğer bölüm daha iyi olacak.
Görüşmek üzere, hoşça kalın <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Delta
Fanfictionİki farklı sürüde büyümüş, tesadüfen karşılaşmış olan Delta ve Vitası. Angs değil! Omegavers dünyasında.