💮
Jisung, artık her uyandığında belindeki kollara o kadar alışmıştı ki, çok hoşuna gidiyordu. Boynunda hissettiği sıcak düzenli nefesler ile onun hâlâ uyuduğunu anladı. Yerinden kalkmak istese bile belindeki kollar çok sıkı tutuyordu.
Eşini uyandırmamak için ne kadar uğraşsa bile Minho'nun uykusu hafifti ve çabucak uyanıyordu.
Jisung'un kalkmaya çalıştığını fark edince kollarını çözdü. Jisung ona baktığında uykulu gözlerle kendine bakan ve sorgulayan eşi ile yerinde doğrulup konuştu.
"Günaydın, seni uyandırdım."
Minho, önce saatine baktı ardından yüzünü svazlarken konuştu.
"Günaydın güzelim. Tam saatinde uyandırmışsın. Bu gün şirkete gideceğim."
Minho, yeni uyandığı için boğuk ve derin sesi ile konuşması Jisung'u her anlamda etkiliyordu.
"Şirkete yarın gitmeyecek miydin?"
"Porgram değişmiş, bu gün toplantı var."
Jisung hızla yerinden kalkıp giyinme odasına girdi. Minho için lacivert bir suit seçtikten sonra ona uygun bir kravat seçti.
İçeri geri dönüp yatakta oturan eşinin yanına bıraktı elindekileri.
"Sen duş al ben de kahvaltını hazırlayım."
"Tamam acele etme!"
Hızla merdivenlerden inen eşinin arkasından bağıra bile Jisung duymamıştı.
Minho banyoya girmiş kısa bir duş almıştı. Hızla çıkıp üzerini değiştirmişti. Eline kravatı alıp aşağı inmişti.
Jisung, son olarak pan keklerin üzerine şurup ve çikolata döküyordu. Minho, sessizce arkasından gelip beline sarıldı.
Eskiden temastan nefret ederken şimdi ise her fırsatta eşine sarılıyor ya da öpüyordu. Her anlamda hoşuna gidiyordu. Özelikle sabah odalarına dolmuş olan açelya kokusu almak Minho'nun en sevdiği şeylerden biri haline gelmişti.
Evleneli çok olmasa da bir birlerine çok çabuk alışmış ve tanımışlardı. Jisung, Deltaların, hep korkutucu, sinirli, çok göçlü ve acımasız olduğunu duymuştu. Okuduğu kiralarda da bu konular hep dolaşıp dursa bile Minho, okuduğu hiç bir kitaptaki gibi değildi.
Vita başta sıçramış sonra eşine dönerek gülümsemişti.
"Hadi otursana."
"Birlikte oturalım vaktim var ve kravatımı bağlar mısın?"
Jisung ellerini yıkamış ve kutlamıştı. Arkasını dönüp Minho'nun kravatını bağlamaya başladı. Delta Jisung'un gözlerini takip ederken bazen de ellerine bakıyordu. Onu öpmek istese de istemekten ileri gidemiyordu.
"Teşekkür ederim güzelim."
"Ne demek, hadi pan kekler soğuyacak ve geç kalacaksın."
Minho gülümseyip yerine oturdu. İkili yemeklerine başlarken Jisung'un telefonu çaldı. Yukarıdan gelen ses ile kalkıp yukarı çıktı. Telefonun alıp aşağı indi. Bu sırada da arayan Seungmin'i cevapladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Delta
Fanfictionİki farklı sürüde büyümüş, tesadüfen karşılaşmış olan Delta ve Vitası. Angs değil! Omegavers dünyasında.