My Delta

Minho!

🌸💮🌸

Geçen bir kaç saatin sonunda delta ve vitası arkadaşlarının yanına, onların masasına geldi. Büyükler için dağıtılan şarap, küçükler için ise meyve suyu vardı masalarda. İçeceklerin yanında da masayı süsleyen güzel çiçekler vardı.

Tüm misafirlere selam vermek için gitmiş ve tüm salonu gezmiş olan Minsung çifti dinlenmek için oturdular. Önlerine konulan şaraplar ile Minho, teredsüzce eline aldı. Küçük bir yudum alıp dudaklarını bir birine bastırdı. Jisung ise eline alsa bile içmemişti, hayatında sadece soju içmişti ve şarabın tadını bilmiyordu. Delta elindeki şaraba bakıp, dudaklarını bir birine bastıran eşinin kulağına eğildi.

"Neden içmiyordu? Sevmiyorsan başka bir içecek getirmelerini isterim?"

Jisung ani yaklaşım ile irkikse de belli etemdi. Elindeki kadehi dudaklarına yaklaştırdı ama geri çekti. Ardından hemen kulağının yanındaki eşine çekingence fısıldadı.

"Sevmediğim için değil... İlk defa şarap içiyorum."

Minho gülmemek için dudaklarını dişledi. Başını eğip eşine yan bir sırıtış attı. Tekrar kulağına eğilip derin sesi ile konuştu.

"Bir dene itersen, belki hoşuna gider, hm?"

Jisung, duyduğu derin ses ile etkilenmişti. Minho, çekilip arasına yaslandı, eşini izlemeye başladı.

Vita, elindeki kadehten bir yudum aldı. İçinden keşke içmeseydim diye geçirildi. Azına yayılan tuhaf ve kötü tat yüzünü eşkitenesine sebep olmuştu. Delta kahkasını tumamadan gülmüş eşinin elindeki kadehi almıştı. Masaya bırakıp eşine döndü.

"O kadar da kötü değildi aslında."

"Üzgünüm ama gerçekten de iğrençti."

Jisung tekrar yüzünü ekşitti. Ağzında hala o tat vardı ve hiç hoşuna gitmemişti. Delta, kendi kadehini alıp, tek seferde içti. Alışkın olduğu tat hoşuna giderken gülümsedi. Tekrar başını eşine döndürdüğünde gördüğü sincap bakışları ile dudaklarını ısırdı. Bu hafta tatlı olması onu daha şimdiden bitiriyordu.

"Bana öyle bakma, alışsan sen de içersin."

"Yok ben alıyım. Alışacağım düşünmüyorum."

Delta da gülümseyip arkadaşlarının sohbetini dinlemeye başladı. Birlikte gülüp içtiler, eğlendiler. Saat yavaş yavaş gece yarısı olmaya başlıyordu, bir çok kişi gitmişti. Sadece deltanın yakınları ve Vitanın arkadaşları vardı.

Minho elini vitasının beline koyup onu kendine çekti. Ardından Chan'a dönüp konuştu.

"Biz gidiyoruz burayı siz halledin."

"Tamamdır."

Tam çıkacakları sırada Hyunjin bağırdı.

"AMA DAHA ÇİÇEĞİ FIRLATMADI Kİ!"

Jeongin kulağının dibinde bağıran sevgilisi yüzünden kulağını kapadı. Alfayı yanına oturtup susmasını sağladı.

Jisung, eşinin tutuşundan kurtulup tekrar arkadaşlarının yanına geldi. Elindeki güzel buketi Hyunjin' e verdi. Ardından fısıltı ile konuştu.