🌸
Geçen günler ile Minsung ailesi bir birine bağımlı ve aşk dolu hale gelmişti. İkilinin kalpleri sadece bir birileri için atıyor ve hızlanıyordu, aralarındaki bağlar her zamankinden daha sıkı ve iyi bir haldeydi .Arkadaş grupları da çok daha yakın bir hale gelmiş ve güzel bir takım olmuşlardı.
Zaman hızla ilerliyorken hayatları mükemmel ve sakin geçiyordu. Jisung'un kızgınlık dönemleri eşi ile çık rahat ve iyi geliyordu. Aynı zamnda Minho'nun da rut dönemi yaklaşmıştı.
İkisi de bu konuda rahat oldukları için bunu düşünmüyorlardı. Daha çok geleceklerini hakkında konuşuyor sürü için yapılması gerekenleri hazırlıyorlar.
Minho şirket işleri ile ilgileniyor ve uğraşıyordu. Son zamanlarda büyük bir iniş çıkış içerisindeydiler. Son anlaşma yapılan şirketin dolandırıcı olduğu ortaya çıkması ile Lee şirketine olan büyük bir ön yargı oluşmuş ve tüm dengeleri altüst etmişti.
Delta bir süre boyunca tek başına toparlamaya çalışmış ancak yapmayınca babası ve Chan da onunla ilgilenmiş yardımına el uzatan bir diğer kişi de Changbin olmuştu.
Bu şekilde hem kendi işlerini halletmiş hem de zarar gören diğer şirketlere yardım ederek zedelenmiş olan itibarlarını eski hale getirmişti.
Minho kırmızı ışıkta durup sızlayan başına içinden küfür etti. Boynu tutulmuş, omuzları ağrıyor başı ise sızlıyordu. Günlerdir doğru düzgün uyumuyor olduğu için gözleri acıyordu.
Yine de işlerin yola koyulması her şey için değerdi ona. Şimdi eve gidiyor olmak onu çok mutlu ediyordu. Ne de okşa sonunda güzel eşini görecek ve sıcacık koynunda uyuyacaktı.
Yeşil ışık ile boş yollarda hızla ilerlemeye başladı. Çalan telefonunu açıp hoparlöre aldı.
"Hayırdır civciv surat beni aramazsın sen."
"Sana da merhaba hyung, bu saate aramazdım ama annem bir şey sormam istedi."
"Neymiş o ?"
Doreksiyonu sola kırdı ve yola bakmaya devam ederken cevapladı. Bu saatte bir soru ne kadar önemli olabilirdi ki?
"Jisung'a hiç sordun mu babası şu an neredeymiş?"
Minho bu konuyu kapattıklarını biliyor olmalarına rağmen neden sorduklarında merak etti ve istemsizce kaşlarını çattı.
"Hayır konuşmadık ama neden soruyorsunuz?"
"Annem ve Felix bir kaç gün önce o alfayı ormanda iri başka bir alfa kurdu öldürürken görmüş. "
Minho duydukları ile arbasını kenara çekti ve Jeongin'e sordu.
"Alfa onu görmüş mü?"
"Hayır, gözü o alfayı öldürmek dışında bir şey görmüyormuş. "
"Han alfası asla bizim sınırlarımıza yaklaşmak bu işte ters giden bir şeyler var. Öldürdüğü kişi kendi sürüsünden olabilir mi?"
"Büyük ihtimalle öyle olmuş. Ayrıca Felix duyduğu kadarıyla 'Tek varlığımı elimden aldınız. ' diyerek ağlıyormuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Delta
Fanfictionİki farklı sürüde büyümüş, tesadüfen karşılaşmış olan Delta ve Vitası. Angs değil! Omegavers dünyasında.