Chapter: 4

31 7 45
                                    

Hoşgeldin! Yorumlarını bekliyoruz, iyi okumalar ❣️

Jooheon gülümsedi başını sağa sola sallayarak. "Ah, hayır. Seninle bir ilgisi yok ama sevişmeye ya da birini bulmaya gelmedim. İçmeye geldim, değişiklik olsun diye. Ya sen? Sen nasıl ilişkiler yaşıyorsun?"

"Sadece gerçek ilişkiler. Tatmin olmak için tek gecelik ilişki hiç yaşamadım."

"Güzel bir şey bu. Ayrılma sebeplerin neydi peki ya da... sen mi ayrıldın hep?"

"Önce sen anlat."

Changkyun viskisinden bir yudum aldı cümlesinden sonra. Bardağını masaya koyup gözlerini onda sabitledi.

Jooheon ise birkaç saniye duraksadı hatırlamak için. "Benim son ilişkim..." diyerek gözlerini yukarıya dikti düşünürken. Sonra yine Changkyun'a baktı. "... dört ya da beş yıl önce bitti. Ben ayrıldım çünkü aldatılmıştım. Ondan öncekilerde de genelde sıkıldıklarını söyleyip terk ettiler."

"Neden sıkılıyorlardı?"

"İşimden ve vakit ayıramamamdan."

Anladım dercesine başını oynattı Changkyun. Sonra bir nefes alıp kendisi soruyu cevapladı.

"Ben ciddi bir ilişki yaşamadığımı fark ettim ve ayrıldım."

"Ne zaman?"

"Bir yıl olmuştur. Başta ciddi gözüküyordu ama alışkanlığa dönüşmeye başladı ve her şey rutine bağlandı."

"Okuldan mıydı?"

"Evet. Gitti ama."

"Anladım." dedi Jooheon. Sonra ikisinin de kadehinin boş olduğunu fark etti. "Bir kadeh daha içer misin?"

"İçerim."

Garsonla göz göze gelip iki kadeh daha viski siparişi verdi. Changkyun geldiğinden beri ona dönük oturuyordu. Sırtı ağrımıştı.

"Karşıma geçer misin? Yaslanmak istedim birden."

"Bu bardaktan sonra benim de ihtiyacım olabilir." diyip kalktı yanından Changkyun. Hemen karşısına geçip oturdu. Çok geçmeden siparişleri de gelmişti masaya.

"Toleransın düşük mü?" diye sordu Jooheon. Kötülenmesini istememişti Changkyun'un onunla gerçekçi olmayan bir yarışa girerek. O içtikçe içerdi çünkü toleransı çok yüksekti.

"Çok düşük." diye cevap verdi Changkyun elindeki bardağın içine bakarken.

"Tamam, o bardak son o zaman. Anlaştık mı?"

"Anlaştık."

Onlar sohbet ederken Jooheon altıncı ya da yedinci kadehini fondip yapmıştı bile. İçerken kafasını arkaya doğru götürüp büyük yudumlar alıyordu susamış gibi. Bardağı bıraktıktan sonra da hemen yenisini istiyordu garsondan. Yine bir siparişi sonrasında Changkyun'a döndü.

"Sen kutlama dediğinde nasıl bir şey düşünmüştün?"

"Böyle bir yerde olmayı."

Jooheon yine şaşırmıştı ufacık. "Gerçekten mi?"

"Evet."

"Eğlenmiyorsun gibi hissediyorum." dedi olabildiğince dürüst olarak. Nedense Changkyun ona kendini kabul ettirmeye ya da kanıtlamaya çalışıyor gibi geliyordu.

"Hayır, mutluyum aslında."

"Saat geç olmadan kalkalım. Yarın işe gideceksin. Uykunu al, dinlen."

Redamancy - JooKyun ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin