Hoşgeldin! Yorumlarını bekliyoruz, iyi okumalar ❣️
İkisi de kendi evlerinde işleri için hazırlanıp evden çıkmışlardı. Changkyun biraz erken giderek iş yerinde kahvaltısını yaptı ve sonrasında önlüğünü giyerek başladı çalışmaya.
Jooheon da odasında bilgisayarının başında mailler ile boğuşuyordu. Kapısı tıklandı ve açıldı. Minhyuk gelmişti.
"Günaydın Min, naber?"
Minhyuk o sırada içeriye girip kapıyı da kapatmıştı. Jooheon boynuna elini atmıştı istemsizce. Ovaladı.
"İyi, sen?"
"İyiyim. Ne yapıyorsun? Bulabildin mi bir şey?"
"Bitirmek üzereyim bile."
"Harikasın sen."
"Sen de."
"Teşekkür ederim. Bana kas gevşetici bulur musun?"
"Bulurum. Bekle, geliyorum birazdan."
Jooheon onaylayınca Minhyuk da odadan çıkıp ofisin ilaç dolabına gitti. İlacı bulduktan sonra da Jooheon'ın en sevdiği kahveden yaparak tekrar gitti odasına. Kahveyi masasına bıraktı.
"Teşekkür ederim." dedi Jooheon.
Kahvenin kokusu burnuna dolunca daha ilacı içmeden rahatlamış gibi hissetmişti.
"Afiyet olsun. Masaj yapayım mı? Ellerim şifalıdır."
"Olur. Yapabilirsin."
İlacı masaya bırakarak arkasına geçti Minhyuk Jooheon'ın. Ellerini omuzlarına koyarak başparmaklarıyla boynunu ovalamaya başladı. Jooheon gözlerini kapatmıştı o an.
"Ne yaptın?" diye sordu Minhyuk boynunun neden tutulduğunu kastederek.
"Gece evde değildim."
"Hareketli mi geçti?"
"Hayır. Düşündüğün gibi bir şey değil. Yatağın kenarında uyuyakalmışım. O yüzden."
"Kıyamam sana..." dedi Minhyuk hafifçe gülümserken.
"Bir şey yapmaya gitmedim Min." dedi Jooheon kapalı gözlerini devirerek. "Belki o istemiştir ama bilmiyorum. Sarılmıştı bana."
Minhyuk'un tek kaşı havaya kalkmıştı.
"Anlamadım. Kendi yatağında bu hale gelmedin yani?"
"Gece evde değildim dedim ya..."
"Kimden bahsediyorsun peki?"
"Changkyun. İş bulduğum ufaklık."
Minhyuk şaşırmıştı onunla bu kadar yakın olmasına. Kıskandı biraz da tabii. Jooheon'a duygularının olduğunu koca ofiste bir tek Jooheon fark etmiyordu çünkü. Geri kalan herkes biliyordu. Cevap vermedi ve parmaklarını oynatmaya devam etti.
"Kutlama yapmak istedi. Kırmadım ben de."
"Nasıl kutladınız?"
"İçerek."
"Anladım."
"Sonra o kötü oldu ve evine götürdüm... gerisini biliyorsun işte."
"Sen ne düşünüyorsun onun hakkında?"
"Çok tatlı olduğunu..." dedi Jooheon gülümseyerek. Dünkü halleri gözünün önüne gelmişti. "Dün ona küçük gösterdiğini söyledim ve bozuldu."
"Kaç yaşında ki?"
"Yirmi bir."
Minhyuk şaşırdı ama belli etmek istememişti. Umursamaz bir şekilde mırıldandı sadece. "Hm..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Redamancy - JooKyun ✔️
Teen Fiction"Lütfen dikkat! Charles de Gaulle Uluslararası Havalimanı'ndan gelen yolcularımız, bagajlarınızı yedi numaralı karoselden alabilirsiniz."