Chapter: 1

87 8 48
                                    

Hoşgeldin! Yorumlarını bekliyoruz, iyi okumalar ❣️

Sabahın erken saatlerinde inmişti Paris'ten gelen Seul uçağı Incheon'a. Yolcular uçaktan inip valizlerini almak için resmen bir koloni halinde bagaj teslimi için gösterilen tabelalara bakarak ilerliyorlardı. Onlar henüz bantların olduğu yere ulaşmışlardı ki kibar bir kadın sesi duymuşlardı kulaklarında.

"Lütfen dikkat! Charles de Gaulle Uluslararası Havalimanı'ndan gelen yolcularımız, bagajlarınızı yedi numaralı karoselden alabilirsiniz."

Boynunu ovalayarak söylendiği gibi yedi numaralı bandın oraya gitmek için tabelalara bakıyordu Changkyun. Jooheon ise daha önce birçok kez havalimanında bulunduğu için yolu bildiğinden varmıştı bile çoğu yolcudan önce.

Gözlerini ovuştururken valizini gören Changkyun, gelen valizi alıp hızlı adımlarla büyük kapılardan geçerek havalimanının ön kapısına çıktı ve sırada bekleyen taksilerden birine binip evine sürmesini söyledi şoföre.

Jooheon da bir süre bekledikten sonra gelen valizini alarak acele etmeden havalimanından çıktı ve onu bekleyen aracına binerek evine gitti. İşe gideceği için ise duşunu alıp takım elbisesini giyinerek hızlıca bir kahvaltı yaptı ve tekrar aracına binerek sahibi olduğu holdinge gitti.

Changkyun evine vardığında ise valizi resmen evin içine koyduktan sonra koşarak banyoya gitti ve hızlı bir duş aldıktan sonra kendini yatağa attı. Bornozuyla uyudu saatlerce.

Jooheon yorgun olduğundan çok uzun durmadı iş yerinde. Kısa bir süre çalıştıktan sonra ofisten çıktı ve eve getirildi şoförü tarafından. Odasına çıkıp üzerindekileri çıkarttı ve dikkatli bir şekilde askılarına astı. Kemerini de kemerlerinin olduğu çekmeceye koydu sarmal haline getirdikten sonra. Odasından çıkmak için kapıyı açtığında ise evinde uzun süredir çalışan kadın ile karşılaştı.

"Bay Lee?"

"Efendim."

"Efendim, valizinizden kendi eşyalarınız çıkmadı ve etikette de başka birisinin iletişim bilgileri var."

"Karışmış olmalı. Yorgundum, dikkat etmemişim. Ulaştınız mı sahibine?"

"Hayır efendim, sizi bekledim."

"Arayın bakalım."

Çalışan kadın fotoğrafını çektiği karttaki numarayı tuşlayıp arama tuşuna bastı. Jooheon elini kadına doğru uzattı.

"Ver, ben konuşayım."

Hemen uzattı kadın telefonu. Jooheon kulağına koyduğunda ise cevaplanmıştı arama.

"Alo?"

"Merhaba, Im Changkyun ile mi görüşüyorum?" Arama cevaplanmadan çalışan kadın ismini söylediği için biliyordu.

"Evet benim. Siz kimsiniz?"

"Çok önemli değil. Valizlerimiz karışmış, siz de fark ettiniz mi?"

"Ben... bakmadım henüz. Bir saniye..."

Changkyun valizinin yanına koşarak gitti ve arkasını çevirip etiketine baktı. Jooheon o sırada sabırla beklemişti.

"Evet, karışmış."

"Ne zaman müsaitsiniz?"

"Şu an."

"Gelip alır mısınız yoksa dışarıda mı buluşalım?"

Changkyun gözlerini devirdi. "Kaba şey..." diye düşündü içinden. "Buluşalım."

Redamancy - JooKyun ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin