Chapter: 2

37 6 47
                                    

Hoşgeldin! Yorumlarını bekliyoruz, iyi okumalar ❣️

Changkyun, ertesi gün okula gitmesi gerekmediği için alarmı çalmadan derince uyumuş ve kendiliğinden uyanmıştı. Yatağın içinde telefonunu arayıp bulduğunda tanımadığı gelen numaradan gelen mesaj gözüne çarptı. Çok kısa bir süreliğine afallasa da yazanın Jooheon olduğunu anlamıştı.

Changkyun:
Ne yapsak?

Jooheon ise uyanmış duşa girip çıkmıştı bile. Giyindikten sonra bahçeye inmek için telefonuyla odasından çıktı. Bildirimlere göz gezdirdi ve Changkyun'un ona cevap vermiş olduğunu gördü.

+82............:
Almaya gelebilirsin diye düşünüyorum?

"Ne kaba gerçekten..." diye söylendi kendi kendine Changkyun. Telefonu olduğu gibi bırakıp kısa bir duş aldı. Giyindikten sonraki karın gurultusu ona dün sabahtan beri hiçbir şey yemediğini fark ettirmişti. Hızlıca mutfağa inip mısır gevreği hazırladı ve yemeye başladı. Bu sırada da Jooheon'a cevap vermediğini hatırladı.

Changkyun:
Konum at.

Jooheon sabah kahvesini bahçedeki salıncağında yudumluyordu o sırada. İşlerini kontrol ederken gelen bildirim ve yine kullanılan emir kipi canını sıkmıştı.

"Emir veriyor bir de beyefendi..."

Daha sonra konumunu gönderdi ve biten bardağıyla birlikte mutfağa gitti. O içeri girdiğinde çalışanlar durup ona bakmışlardı.

"Günaydın."

"Günaydın Bay Lee."

"Kahvaltımı iki kişilik olacak şekilde kış bahçesine hazırlar mısınız?"

"Anlaşıldı efendim. Dün getirdiğiniz hırka temizlendi ve ütülendi bu arada."

"Nerede?"

"Odanıza bıraktım efendim."

"Onu da uygun bir pakette bana getirirsiniz. Kış bahçesinde olacağım."

Dediği her şeyi onaylayıp hazırlıklarına başladı çalışanlar. Jooheon ise işlerini kontrol ediyordu yine kahvaltısını ve Changkyun'u beklerken.

Bu sırada Changkyun bir otobüse binip indikten sonra biraz da yürüyerek kocaman eve ulaşabilmişti sonunda. Soluklanıp etrafı izledi biraz.

"Wow... Büyükmüş..."

Kapıyı çaldı sonrasında da. Çalışanlardan biri kapıyı açtı ve gülümsedi Changkyun'a.

"Hoşgeldiniz. Buyurun lütfen..." dedi kapıdan çekilip içeriyi işaret ederek.

Changkyun içeri doğru adımladıktan sonra kapının kenarında durdu.

"Hırkam için gelmiştim ben. Islaktı... siyahtı bir de."

"Biraz bekler misiniz?"

"Beklerim."

Changkyun'un yanından eğilerek ayrılan çalışan hızlı adımlarla Jooheon'ın yanına gidip misafirinin geldiğini haber verdi.

Jooheon ise telefonunu masaya bırakarak kalkıp bekliyor olan Changkyun'un yanına gitti.

"Hoş geldin."

"Selam..." dedi Changkyun gergin bir gülümsemeyle.

"Gelsene." diyerek onu takip etmesini belirtmişti Jooheon. Changkyun reddetmeden ya da herhangi bir şey söylemeden takip etti önündeki iri adamı.

Birlikte kış bahçesine gittiler. Masa çok güzel donatılmıştı. Changkyun yanlış anlamıştı. Bu yüzden Jooheon yerine geçene kadar bekleyip yüzüne bakarak yutkundu.

Redamancy - JooKyun ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin