Ders bitiminde öğrenciler dağıldı. Ophelia ve Hailey, Amelia'ya şans diledi; Amelia ise gitmelerini umduğu Çapulcular'ı boşalan sıraların üstünde oturmuş onu izlerken görünce ofladı ve şansın ondan yana olduğundan şüpheli olduğunu söyleyip kızlarını kütüphaneye uğurladı. Profesör McGonagall bir süre işi olduğu için üçünün sınıfta oturup onu beklemesini söyleyip ofisine çekilmişti ancak her zamanki gibi Çapulcular diğer iki üyesiyle birlikte bir sürü halinde gezmeye devam ediyordu. "Ne bunlar, kurt sürüsü mü?" diye geçirdi kız içinden oysa dışından sadece iç çekiyordu.
"McGonagall'ın esintisine herkes kapılamaz, şanslısın kimyager."
Sirius sırıtarak oturduğu masadan kızla uğraşmaya başladı. Aynı masanın oturma sıralarında Remus oturmuş, başını masadaki Sirius'un dizlerine dayamış uykusuna kaldığı yerden devam ediyordu. Sıkılmış olan James oflayarak uğraştığı kazağının dikişlerini bir kenara bırakmış ve merakla Sirius'un Amelia ile uğraşmasını izlemek için başını onlara çevirmişti. Peter'ın da ondan pek bir farkı yoktu, film izleyen bir seyirci gibi tostunu kemirip kaosu bekliyordu.
"Hah, disiplin cezanı şansa bağlama ahmaklığı ancak senden beklenirdi Black."
Sirius, Amelia'ya soyadından dolayı ilk günden beri kimyager derdi. Soyadının Rutherford olması Amelia'nın yaşadığı muggle semtindeki çocuklar için yeterince dalga konusu olmuyormuş gibi. Amelia da buna karşılık kendince bir yöntem geliştirmiş, aile geleneklerinden nefret eden bu oğlana Black diye seslenmeye başlamıştı. Çocukken kırıcı olabileceğini düşünmeyip bunu bir intikam oyunu olarak görmüştü ve Sirius öfkelenince hoşuna gitmişti. Oysa Sirius o zamandan beri kızın peşini bırakmamıştı.
"Geçen gün Dumbledore seni yanına çağırmadı mı Amelia?" diye sordu James. Amelia omuz silkti, onları biraz olsun germek istedi ve rahat bir tavırla bir arka sıralarının masasına oturdu. Dizlerini hızla çevirip Sirius'unkilere vurdu ve bir sır verecekmiş gibi eğildi. Uyuyan Remus dışında üç oğlan aynı anda kıza doğru eğildiler ve fısıltı eşliğinden kızın sırrını dinlediler.
"Dumbledore beni köstebek olarak seçti ve geçen geceki partide yakalattığınız ateş viskilerini bir sonraki partide kimin içeri sokacağını bulmamı istedi. Güzel bir ön ödeme de aldım."
James büyümüş gözlerle:
"Ödeme mi?" diye fısıldadı. Peter tostunun çiğnediği lokmasını yuttu ve:
"Ona bizim yaptığımızı söylemedin, değil mi Amy?" diye sordu. Sirius ise güldü ve botlarını kızın adidaslarına vurdu.
"Eğer ödemene zam yapacaksa bizzat gidip kendimizi ele verelim. Sen de parayı bizimle bölüş." dedi. Bu bir soru niteliğindeydi ve Peter'ın gözleri ışıldamıştı.
"Notlarım biraz daha düşerse kurtaramam Pati!" diye söylendi James. Diğerlerinin aksine o, bu durumdan pek memnun değildi. Son birkaç seferdir zaten kendilerini ele verip duruyorlardı ve haritayı kaptıracaklarından korkuyordu. Sirius ise devam etmek istiyordu, biraz risk olmadan hayatın ne anlamı vardı ki?
"Remus yardım eder, hatta yapılabiliyorsa Peter kendi notlarından bile verir. Değil mi Pete?"
Peter başını uysalca Sirius'a salladı. Tostundan son bir ısırık almadan önce gözleri Amelia'ya döndü ve:
"İyi bir ödeme için sınıf tekrarı bile yaparım, tabii varsa." dedi.
Sirius güldü, oğlanın omzuna dostça bir yumruk atıp:
"Varsa beraber yapalım, ben varım!" dedi. James da dayanamayıp:
"Ben de varım o zaman, tek başımıza sıkıcı olur!" diye atıldı. Amelia kollarını arkasına yaslamış onları izlerken ofladı.
"Eee ne diyorsun kimyager?"
"Bayan Rutherford'a isim takmaktan vazgeçin ve odama gelin Bay Black."
Profesör McGonagall duyulduğunda kimse karşı çıkmadı. Sirius en önden, Amelia ve James da sırayla arkasından giderken Peter Remus'u uyandırıp derslikten çıktı. Sirius ise sıkı bir cezadan önce arkasındaki kıza hafifçe eğilip:
"Cevabını bekliyorum." diye fısıldadı.
*fanart sahibini insta üzerinden @guine_evere kullanıcı adıyla bulabilirsiniz*
Selam!! Bu bölüm planda yoktu, günü de değil ama çok içimden geldi ve şahsen ihtiyacım vardı. Yarın yine bölüm gelecek ve yine konuşacağız o yüzden kısa tutuyorum.
Büyülü günler /*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlarımız Kayana Dek
FanfictionKöşe başında sarı, kırmızı ve yeşil tonları birbirine karıştı. Genç bir kızın durgun, hoş tınılı sesi duyuldu. "Pişman olmadan yaşayalım." Gryffindor kızı kocaman gülümsedi ve Hufflepuff kızı elini aralarındaki boşluğa uzattı. "Göz açıp kapayınca...