James uykusundan güçlükle uyandı ve hâlâ tam ayılmamış halde ayaklandı. Saçlarını karıştırdı, Peter'dan önce tuvalete girdi ki bunun için kapıdaki Peter'ı tutup odanın diğer ucuna fırlatması gerekmişti. Bu tuvalet çekişmesinde uykusu açılmış, çarçabuk giyinip dağınık saçlarını elleriyle şekillendirerek Büyük Salon'a inmişti. Normal bir sabahtı, Neredeyse Kafasız Nick dün gece boynuna Ekim soğuğu yediğini söyleyip duruyordu ve huysuzdu ama kahvaltılık gevrekler Potter'ın ağzını sulandırıyordu o yüzden hayaleti pek takmadı. Gevreği huzurla kasesine dökerken ise yorgun Remus oğlanın yanına kendini bıraktı ve derin bir nefes verdi. Göz altları gölgelenmişti, epeydir uyumamış gibiydi.
"Birileri yine gece boyunca eskiz çalışmış." dedi James. Remus sütü uzatırken başını salladı.
"Sirius'un yanındaydım, başı fena belada."
James bunu bilmiyor olsa da şaşırmadı.
"Yine ne yapmış?" diye sorup koca bir kaşık dolusu gevreği ağzına soktu. Remus:
"Amy'i yere fırlatmış." deyince James öne eğilip gülerken boğazına gevrek kaçırmamak için ağzındaki gevreğin sütünü dudaklarından sızdırdı. Peçeteyle üstünü başını silerken yutkundu ve:
"Amelia mı? Kimyager?" diye sordu. Remus başını salladı. Olduğu yerde uyumak üzereymiş gibi görünüyordu. Oğlan yavaşça yemek masasına uzandı ve uykulu sesiyle:
"Gece yarısı Amy'nin annesi gelmiş, sorun çıkardı. McGonagall da Sirius'u yatağından alıp götürdü o yüzden. Amy'nin annesi Sirius'a velisini çağırmasını söyleyince de beni uyandırmaya geldi."
James kaşlarını çattı.
"Bu süre zarfı boyunca uyuyor muydum?" diye sordu. Remus kollarına dayadığı başını evet anlamında salladı.
"Kadını Amy ve ben ikna etmeye çalıştık. Tam ikna etmiştik ki kadın giderken Sirius arkasından söylenmeye başladı. Sonra geri dönüp üçümüze de bağırmaya başladı kadın. Sirius'la kavgaya tutuşmak üzerelerdi."
Remus tüm bunları uykulu uykulu ve önemsizmişçesine anlatırken James gittikçe çatılan kaşlarıyla gevreğini yemeye devam etti.
"Sonra Regulus'a denk geldik. Amy'e Black ailesi adına özür dilemek için buket getiriyormuş meğer. Kadın anında yumuşadı, Regulus'la tatlı tatlı sohbet etti ve sonra Sirius'a bakıp 'Senin gibi bir ağabeyi olduğu için şanslı, bu seferlik affediyorum' deyip çiçeği de alıp gitti."
James güldü.
"Pati'yi küçük çocuk sanmış!" dedi eğlenerek. Remus yine başını salladı ve sonunda uyuyakaldı. O sırada Büyük Salon'a giren üç kişi Gryffindor masaına doğru yöneldi ve tüm masa sessizleşti. Ağzı gevrek dolu olan James başını kaldırdığında bu kez tüm sütü ciddi anlamda üstlerine püskürttü. Neyse ki süt onlara gelmemişti ama iki oğlanın arasında ve kollarına girmiş olan Amelia yüzünü buruşturup:
"Ne hoş karşılama James!" diyerek huzursuzca söylenmişti. Evet sevgili okurum, içtiği iksirler yüzünden oldukça yorgun olsa da ayı gibi acıktığını iddia eden Amelia inatla yemeğe inmek istemişti ve o an ona refakat edebilecek iki oğlan tüm Gryffindor masasının sessizce onları izlemesine sebep olacak Black kardeşlerdi. Regulus kızı masaya bıraktıktan sonra hızla gitti, Sirius yan yana oturan James ile Amelia'nın karşısına yerleşti ve:
"Mutlu musun?" diye sordu huysuzca. Amelia önüne bir kase çekerken kocaman gülümsedi.
"Hem de nasıl!"
Kız neşeyle gülümserken Sirius derin bir nefes verdi. Gevreği olası en agresif şekilde kasesine boşalttıktan sonra sütü kızın elinden çekip aldı ve:
"REGULUS BLACK THERESA'YA BİR BUKET ALMIŞ!" diye bağırmaya başladı. Bunu o kadar sakince yapmıştı ki sesindeki dramatik tonla yüzündeki sakin ifade birbirine girmiş ve Dorcas yüzünü buruşturarak kulaklarını kaşıklarla kapatmıştı. Remus da uykusundan uyanmış ve korkarak başını Sirius'a çevirmişti.
"THERESA KİM MERLİN'İN DONUNU SATTIĞIM?" diye bağırdı bir oğlan. Marlene göz devirip Dorcas'ın kulaklarındaki kaşıkları aldı ve uzağa fırlatıp masada kullanılmamış kaşık aramaya koyuldu. Sirius tekrar bağırmaya başlayınca kız gözlerini kısarak ona çevirdi. Sirius:
"RUTHERFOR-" diye bağırmaya kalmadan havada bir elma kasesi uçuştu ve oğlanın burnunu sıyırdı. Sirius şaşkın bakışlarını Marlene'e çevirdi, Marlene ise tehditkar bir şekilde:
"BUNU SABAHIN YEDİSİNDE MERAK EDEN KİMSE YOK, İNAN BANA!" dedi ellerini havada öfkeyle sallayarak. Sirius somurttu, tek kelime etmemek üzere dudaklarını birbirine bastırıp önüne döndü ve hızla gevreğini yemeye başladı.
"Harika!" diye söylendi Alice.
"Şimdi onu küstürdün."
Frank masanın öteki tarafından:
"Üstelik Cadılar Bayramı arefesinde!" diye seslendi ve birkaç genç hayal kırıklığıyla sitem etmeye başladı.
"Ateş viskilerimizi elinden aldın McKinnon!"
"O gece Sirius ile çıkmayı planlıyorum, sorunlu musun kızım sen?"
"TÜM YILIMIZ MAHVOLDU!"
Lily Marlene'i sakince kenara çekti, Marlene fazla gürültü dolayısıyla bıkkınlıktan masanın altına girmiş Dorcas'ı çıkarırken Lily Evans bir kupa alıp kaşığıyla tıklattı ve:
"Buna devam ederseniz tüm gizli planlarınızı bina başkanı olarak miyavlarım!" diye anons etti. Gryffindorlar içlerinden söylenseler de sonunda sustular ve Lily bardağını bırakıp Marlene'in omzunu sıvazladı.
"Bakma sen ona, küçük bebek gibi hâlâ." diye fısıldadı Sirius'u kast ederek. Marlene omuz silkti, Sirius kasesindeki gevreği bitirmiş ve Remus'un koluna girip ayaklanmıştı.
Bu Cadılar Bayramı Gryffindorlular için artık lanetliydi, ta ki James gitmeden hemen önce:
"İki numaralı bina başkanınız olarak hepinizin taze sütleri benden!" diye anons edene dek. Lily ciddi anlamda öfkeden kızarsa da tüm masa canlandı ve ateş viskisi anlamına gelen taze süt kodu için tezahürat etmeye başladılar. Masada "Potter! Potter! Potter!" nidaları atılırken James gülümseyip Evans'a göz kırptı. Arada biri:
"ÇATLAK ZAMBAK!" diye bağırınca ise atılıp çocuğun yakalarına yapıştı. Eh, McGonagall'ın o an gelip James'ı ufak bir bakışıyla hizaya sokması ise sadece Merlin'in Lily için olan bir lütfu olabilirdi.
Dorcas Meadowes
Çizer (Instagram): @greenlights33Selam!
Naber?İyidir benden de işte yuvarlanıp gidiyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlarımız Kayana Dek
FanfictionKöşe başında sarı, kırmızı ve yeşil tonları birbirine karıştı. Genç bir kızın durgun, hoş tınılı sesi duyuldu. "Pişman olmadan yaşayalım." Gryffindor kızı kocaman gülümsedi ve Hufflepuff kızı elini aralarındaki boşluğa uzattı. "Göz açıp kapayınca...