8

28 4 34
                                    

Amelia, Sirius'a peşinden gelmesini fısıldayarak okul duvarları boyunca yürürken ve Sirius elleri cebinde rahat adımlarla kızı takip ederken ikisinin de aklında okuldan bir an önce çıkıp Hogsmeade'e varmak vardı. Sirius bunu nasıl yapacaklarını merak ediyordu, özellikle de mutfağın olduğu alt kattayken. 

"Sana gel dediğimde gelmezsen ve yakalanırsak geceki muhtemel Yasak Orman cezamızda seni sırf zevkine köpeklere yem ederim Black!" diye fısıldadı kız. Sirius güldü, onu taklit edip duvara yaslandı ve genç kızın peşinden mutfağa girdi. Birkaç ev cinini atlattılar, mutfak rafları altından ve tezgahların arasından sıvıştılar ve en sonunda köşeye dayalı fıçıların yanında durdular. 

"İstediğim şey bira değildi." diye fısıldadı Sirius. Oysa Amelia onu duymazdan geldi ve:

"Koca Helga!" diye fısıldadı. 

"Birkaç çorabım ıslandı." diye devam etti ve bir fıçı yavaşça kaydı. Amelia yüz üstü uzandı, sürünerek koca fıçıdan açılan alçak boşluğa girdi ve az sonra fısıldadı. 

"Buraya gel."

O daha fısıldamasını bitirmeden çoktan peşine takılmış olan Sirius da karşı tarafa çıktı. Burası rutubet kokan, başınızı eğerek ayakta durabileceğiniz ancak iki kişinin yan yana durmak için birbirine dayanması gerekecek kadar dar bir tüneldi. 

"Burası..."

"Sonra anlatırım." 

Amelia asasını çıkarıp "Lumos." diye fısıldarken Sirius ilgiyle tünele bakındı. Haritayı yaparken burayı gözden kaçırmaları zordu ama olmuştu işte. İkili uzun bir süre yürürken Sirius sağ elini duvara sürterek ilerledi ve tüneli haritaya doğru şekilde geçirebilmek için aklına not etti. Pekala bir sürü tünel biliyordu, Hogwarts'tan animagusuyla ya da Marlene verseydi pelerinle de çıkabilirdi. Ama o an kendini bunlardan herhangi birini yapmadığı için şanslı hissetmişti. Hogwarts'ın karşınıza neler çıkaracağını bilemezdiniz. 

"İşte burada." 

Amelia ikisi için de birer hava baloncuğu oluşturdu ve ağır görünen yosunlu bir kapağı ittirdi. İçerisi su ile dolarken bunu ilk yapışı olmadığını belli eden bir ustalıkla kendini yukarı ittirip elini Sirius'a uzattı. Sirius yardım almadan kızın yanına geçince Amelia kapağı kapatıp ayakları ile iyice ittirerek yerine oturduğundan emin olurken Sirius yüzeye çıkmıştı. Burası küçük bir göletti. Dışardan bakıldığından sizi içine çekecek bir bataklığa benziyordu ve otları uzamış bir ormanlığın ortasındaydı. Buraya pek bir kimsenin uğramadığı belliydi.

"Merlin!" diye bağırdı Sirius. Amelia onu ayağından tutup suya çekerek susturdu ve nefes nefese yüzeye çıktığında bağırırcasına bir öfkeyle:

"Sus!" diye uyardı ancak sesi kısıktı. Sirius tekrar yüzeye çıktı, nefes nefese bir şekilde saçlarını geriye yatırırken heyecanla:

"BURASI HARİKA!" dedi. Amelia oğlanın başını bir kez daha suya sokmak için üzerine abandıysa da Sirius geriye doğru yüzdü ve ayak çırpıp su fışkırtarak Amelia'yı savurdu. Ardından hızlıca göletten çıktı, ıslak kıyafetlerini ve soğuk havayı takmadan koşuşturarak ormana daldı ve Amelia da peşinden:

"Kaybolacaksın!" diyerek koşturdu. Genç kız akıllanmaz oğlanı yakaladığında ikisi ormanın bitiminde, Hogsmeade'e yukarıdan bakan ufak bir tepenin eğiminin hemen önündelerdi. Sirius aniden durunca Amelia hızını alamayıp kıç üstü eğimin başladığı çimenliğe düşmüş ve Sirius da gözlerini hayranlıkla baktığı kasabadan kıza çevirip gülmeye başlamıştı. Amelia homurdandı, proje ödevi olmasaydı ona asla yardım etmeyeceğini söylerek ayaklanmak için elini yere attı ve tam o sırada Sirius kızı arkasından ittirince genç kız çığlık çığlığa aşağıdaki mezarlığın çitlerine doğru kaymaya başladı. Az sonra beyaz adidasları yeşilleşmiş bir şekilde mezarlığın çitlerine çarparak durduğunda Sirius'un da biraz ilerisinde durduğunu gördü. Derin bir nefes aldı ve:

Yıldızlarımız Kayana DekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin