5

36 4 37
                                    

Pazartesi sabahı Gryffindor ve Slytherin öğrencileri Kehanet kulesindeki dersleri için yola koyulurlarken hâlâ bir önceki günü atlatamamış olan Amelia huzursuzca yatağında dönüyordu. Dersin sonuna kadar Bay Brooke komik olmayan şakalarla üçlüyü neşelendirmeye çalıştıysa da boşunaydı. Regulus başını parşömenlerden kaldırmadan notlar almış ve Sirius gözlerini masaya dikip tüm ders dizini sallamıştı. Amelia'nın stresten ciddi anlamda başı çatlıyordu ve derse on dakika vardı. Koşması gerekti, açtı, yine de yüzünü yastığa gömüp güçlükle ayaklandı. Üç dakika hazırlanmasına yetti, ortak salona indiğinde ise beklenmedik biriyle karşılaştı. 

"Peter?"

Peter bir an onu görünce şaşırmış gibi oldu, sonraki an ise gergince ama kocaman gülümsedi ve:

"Amy." diye karşılık verdi. Amelia da başıyla selam verdi. İkili konuşmadan yan yana Kehanet sınıfına yürümeye başladığında ikisi de bunu beklemiyor gibiydi. Peter Amelia'nın yanında ufak tefek kalıyor ve tablolar bu konuda aralarında dalga geçiyorlardı. Peter epeyce ezilip büzülmüş olsa da Amelia aklındaki sorular arasında bunu fark etmemişti. Çapulcular muhtemelen diğerlerine göre daha pısırık göründüğü için Peter'ı yalnız bırakmazdı, bu sabah farklı olan neydi?

"Ah, gerçekten yerden bitme!"

Amelia 15. yüzyıldan kalma bir tablonun alayla bunları söyleyip güldüğünü duydu, kaşlarını çattı ve tabloyu hafifçe ittirdi. Tablodaki kadın oluşan açıyla çerçevenin kenarına toslarken Amelia:

"Kibar ol Leydi!" diyerek tabloyu bıraktı. Leydi beyaz elbisesine takılıp düşerken kıza yüksek sesle tehditler savurdu ama Amelia ve Peter oradan uzaklaştı ve yol boyunca diğer tablolar sessiz kaldılar. Kehanet sınıfının önüne gelene dek Amelia yaptığı inceliği fark etmemiş olsa da sınıfa girmeden önce Peter onu durdurdu.

"Amy..."

Amelia gözlerini oğlana çevirdi ve Peter kızarmış yanaklı yüzünü eğip:

"Teşekkür ederim." diye fısıldadı. Amelia'nın anlaması bir saniyesini aldı, kocaman gülümsedi ve dirseğiyle oğlanın kolunu dostça dürtüp:

"Sadece onu uyardım. Yapılması gereken, ha?" dedi nazikçe. Peter'ın dudakları kızaran yanaklarına kıvrıldı ve Amelia sınıf kapısını tıklattı. Profesör uzun mor pelerinini düzeltirken gözlükleri üstünden ikisine içeri girmelerini işaret etti. Amelia merakla ona bakan arkadaşı Ophelia'nın yanına geçerken Peter da hızla Çapulcular'ın arasına karıştı. Sirius Black arka minderlerde rahatça yayılmıştı, James Sirius'a yaslanmış kahvesini yudumluyordu; Remus fincanına eğilmişti. Peter da çantasını bırakıp Remus'un fincanına eğildi. Amelia ise kendine kahve doldururken Ophelia sormadan:

"Uyanamadım." diye sordu. Ophelia iç çekip tatlı bir kızgınlıkla:

"Dün geceki çay partisini erken bitirmeliydik." diye fısıldadı. Amelia gülümsedi. Bir önceki gün kızların dersten hemen sonraki çay partileri yasaklı saatten sonrasına kadar sürmüştü. Hagrid sayesinde keşfettikleri ve Hogwats'ın tozlu köşelerinin birinde girilmesinin yasak olduğu kocaman, eski şeylerin yığıldığı bir çeşit gardırop vardı. Üç kız içeriye rahatlıkla sığıyor ve Hailey'nin büyük annesinden kalma eski, işlemeli çay takımıyla çay gecesi yapıyorlardı. Bu alışkanlıklarını da dün gece geç saatlere kadar inatla sürdürmüşler, gecelere dek kendi kendilerine dedikodu edip okuldakilerin taklitlerini yapıp eğlenmişler ve ailelerinden gelen mektuplardan bahsetmişlerdi. Yatağa dönüş saatinde yakalanmaktan kılpayı kurtulsalar da gece geç bir saatte yatağa döndüklerinde bu durumdan oldukça memnunlardı ancak Amelia epey yorgundu. Sabah uyanamamasıyla sonuçlanan bu olaydansa gram pişman değildi.

Yıldızlarımız Kayana DekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin