Stay Away/2Min

3

Seungmin, hastanede uyandığında başında dikilen doktoru görünce irkilmişti.
"O ne be!"
dediğinde doktor kafasını salladı ve "Hastamız kendine geldi" dedi.

Seungmin hafifçe doğruldu ve yarı oturur pozisyona geldi. Başında yoğun bir ağrı vardı ve burnu sarılıydı.

Doktor gittikten beş dakika sonra arkadaşları içeri girmişti. Hepsi bir ağızdan geçmiş olsun derken Changbin gülüyordu.

Jisung ona baktı.
"Changbin."
"Efendim."
"Afedersinde komik mi?"

Changbin kafa salladı ve Seungmin'e döndü. Nah çekip konuşmaya başladı.
"Seungmin burnun bende. Lazım olduğunda alırsın." dedi ve tek başına esprisine gülmeye başladı.

Seungmin karşısında altı kişi saydığında eksik kişiyi aradı ve Minho olduğunu tespit ettiğinde sordu.
"Minho nerde?"

Chan konuştu.
"Jonho'yla konuşuyordu dışarıda ama ne konuşuyor bilmiyorum."
Seungmin cevap olarak mırıldandı ve bir anda sızlayan kafasını tuttu.

Burnundaki sargıları fazla hissetmiyordu. Ayağa kalkmaya çalıştığında Felix omzundan itti.
"Hooop nereye!"

"Ayağa kalkıcam Felix ne oluyor?"
Tekrar denediğinde Felix tekrar omzundan itti.
"Kalkarsan başın döner. Yat şuraya."

Seungmin sonunda yatakta oturmaya karar verdi. "Hastaneden çıkabiliyor muyum?"
Chan'a sorduğu soruyu Hyunjin cevapladı.

"Çıkabiliyormuşsun."
Seungmin kafa salladı.
"Hadi o zaman gidelim. Boğuyor beni hastane."

Onlar hastaneden çıkmaya hazırlanırken Minho Jongho'yu azarlıyordu.

"Elinin ayarını sikiyim senin Jongho!"
Minho bağırırken Jonho'nun sabrı taşmıştı.
"Sende bu kadar bağlımıydın lan Seungmin'e!?"

"Evet! Evet bağlıyım! Ona bağlı olmiycamda kime bağlı olucam, sana mı!?"
Minho ilk defa bunları söylüyordu. Sözlerinin hepsi doğruydu.

Seungmin'le ne kadar anlaşamasada, aralarında en sevdiği oydu ve ona zarar gelmesini istemiyordu. Geldiğinde de zararı verenin canını okuyordu.

Minho hızla kapıya doğru ilerledi ve kapıyı açtığında son kez konuştu.
"Bir daha Seungmin'le karşı karşıya geldiğinde önce seslen sonra pas at."
Kapıyı çarptı ve çıktı.

O evin yolunu tutmuşken, Seungmin'ler eve gitmişlerdi bile.
Seungmin gördüğü ilgiden hoşnut değildi. İlgi görmeyi sevmiyordu o yüzden sonunda daraldı.
"Ay tamam yeter! Ölmedim merak etmeyin ama boğuluyorum."

Felix yanına oturdu ve saçlarıyla oynamaya başladı. Flörtöz şekilde konuşuyordu.
"Ne yapmamızı istersin tatlım?"

Seungmin iğrenir gibi ses çıkarttı ve zorla oturtulduğu koltuktan kalktı.
"Yanlız kalmak istiyorum. O yüzden odama çıkıcam ve kapıdan girerken söylediğim gibi gitar çalıcam."

Yanlarından ayrıldı ve odasına gidip masasına oturdu. Gitarını kucağına almadan önce bir kaç not yazdı ve gitarın akortlarını ayarlayıp çalmaya başladı.

Biraz günün ardından sonunda gitar çalmaya zaman bulabilmişti. Yeni bulduğu bir şarkıyı Cover yapıyordu.
Çalması bittiğinde arkasında duyduğu alkış sesiyle irrkildi.

Döndüğünde gördüğü suratla şaşırmıştı. "Vay be! Baya gelişmişsin, tebrik ederim."

Seungmin hala Minho'nun onun yanına gelmesinin şaşkınlığını yaşıyordu. "Minho? Senin ne işin var burda?"

Minho omuz silkti.
"Hastaneye gelemedim. Geçmiş olsun demeye geldim."
Seungmin kafa salladı.
"Jonho'nun yanına gitmişsin. Tebrik mi ettin?"

Minho kaşlarını çattı.
"Aynen amına. Madalya taktım. Azar attım ne tebrik etmesi?"
Seungmin gözlerini açtı ve kendini işaret etti.
"Sen benim için mi azarladın?"

"Kavga ediyor olabiliriz ama aynı zamanda arkadaşızda. Birbirimizin arkasını kollamıycaz da kimin kolluycaz."
Seungmin gülümsedi ve teşekkür etti.

"Kaptan benim hakkımda bişey söyledi mi?"
"Söyledi. Yaklaşık 3 ay antireman ve maçlara katılamıycaksın."

Seungmin dudağını büzdü.
"Tüh yaa. Maçlara katılamıycam."
Minho güldü ve oturduğu yerden ayağa kalktı. "Malesef. Neyse ben duşa gidiyorum."

Seungmin el salladı ve kucağındaki gitarı bırakıp yatağa uzandı. Yanlış zamanda sakatlanmıştı. Maçlar yeni başlamıştı ve bu malları iple çekiyordu. Şimdi oynayamayıpta izlemek fazla koyucaktı.

Seungmin'in burnu Changbin'de, lazım olursa onda isteyin
Jsjsjs

Nasıl buldunuz?

Yprum yapmayı unutmayın ve oy vermeyi...

.