10

647 65 20
                                    

"abicim sikerler böyle işi! Nerde kaldı bu çocuk!?"

Seungmin hâla gelmemişti ve hiçbir aramalarına cevap vermiyordu. Minho en sonunda sinirden patlamış şekilde ayağa kalktı.

" 'Kalma' dedim. 'gerek yok' dedim. Saat gecenin biri olmuş. Hala ortalıkta yok."
Minho ayakta sinirli sinirli dışarıya bakıp konuşurken, diğerleri çaresizce onu dinliyordu.

Chan odaya elinde bi bardak suyla girdi ve Minho'nun omzuna elini koyup bardağı uzalttı. Minho geriye çekilince hatırlamıştı.
Konuyu kapatmak için akşındakini söyledi.
"Hadi Minho sakinleş, merak etme gelicek köpüş."

Minho, Chan'nın elindeki suyu aldı ve bardağı elinde sıkmaya başladı. Sonrasında sabrı taşmış şekilde bardağı masaya restçe bıraktı ve kapıya doğru ilerledi.

"Ben gidiyorum. Böyle oturup bekleyemem."
Chan "Bende geliyorum." Dediğinde elini salladı.
"Hayır. Sen çocuklara sahip çık."

Changbin lafa girdi.
"Biz çocuk değiliz. Siz gidebilirsiniz."
Minho umursamadan kağıyı açtı ve çıktı.
Hızlı adımlarla basketbol sahasının kestirme yollarından geçti ve sahaya ulaştı. Önce etrafına bakındı bir ümitle.

Sonra içeriye bakmaya karar verdi. Eğerki Seungmin hâla içeride çalışıyorsa, koç anahtarı ona vermiş demektir.

İçeriye daldı ve Seungmin'in adını haykırdı bi kaç kere. Cevap gelmeyince aynı ses tonuyla ard arda küfürlerini saydı.

Arkasında bi el feneri ışığı görmesiyle dönmüştü. Güvenlik sinirli suratıyla yanına geliyordu.
"Minho. Senin ne işin var burda, bu saatte?"

Minho anında lafa girdi. Güvenliğin onu görmüş olma ihtimali vardı.
"Abi kusura bakma bu saatte geldim ama Seungmin burdan saat kaçta çıktı?"

Güvenlik biraz düşünür gibi yaptı.
"Yaklaşık bi yarım saat falan önce yeni gelen oyuncuyla çıktılar. Mutlu görünüyorlardı."
Minho kafasını yere eğdi. Sinirinin yerini sinir almıştı ama bu sinir, endişenin getirdiği bir sinir değildi. Bu sinir, aşk duygusunun verdiği sinirdi...

"Anladım abi teşekkürler ve iyi geceler."
Yanından ayrılırken oldukça yavaş gidiyordu. Acelesi yoktu. Bütün morali alt üst olmuştu. Sanki sevgilisinden ihanet yemiş gibi hissediyordu.

Ara sokaklarda yürürken, bir tanesinden yoğun seslerin geldiğini duydu. Bunlar acıyla inleme seslerine benziyordu. Eve gitmesi için ordan geçmesi gerekiyordu.
Aynı yavaşlıkta yürümeye devam etti Minho.

Sokağın ortalarına doğru geldiğinde, tanıdık iki silüeti gördüğünde şaşırmıştı. Bunlar Seungmin ve Gaon'du. Gaon Seungmin'i duvara yapıştırmış, sanki bi daha ayrılmak istemiycekmiş gibi öpüyordu.

Minho'nun gözünden o anda bi yaş gelmişti. Seungmin de ondan hoşlandığını düşünüyordu. Hatta bugün belki bir adım bile atabilme ümidi vardı. Şimdi bütün ümitleri sönmüştü. Yanlarından geçerken, Gaon'un omzuna dokundu. O şaşkınlıkla Gaon Minho'ya dönerken, Seungmin
Hızlıca Minho'nun arkasına saklanmıştı. Ağladığı burnunu çekmesinden belli oluyordu.

"İyiki geldin Minho."
Minho'nun gözleri açılmıştı.
"Ne yaptın lan sen çocuğa!?"
"B-ben-"

Minho ona aval aval bakan çocuğun suratına yumruğunu geçirmişti. Seungmin'i zorla öpen bu çocuğun cezasını kendisi kesmek istiyordu.

Yere yatırdığı çocuğu güzelce yumrukladıktan sonra, arkalarında onları çaresiz izlerken ağlayan Seungmin'e döndü.
Seungmin'in üst bedeni çıplaktı. Nedeni şu anda Minho için hiç önemli değildi.

Kollarını sıvarlarken konuştu.
"İyi misin?"
Seungmin ağnında kafasını iki yana salladı. Minho aynı şekilde karşılık verirken, üstündeki montu çıkarttı ve Seungmin'e giydirdi.

Ona sıkıca sarıldı. Bu sarılma hem onu avutmak hem de güvende olduğu kollarda olduğunu hissettirmek için yapılmış bir sarılmaydı. Belki içinde birazcıkta aşk olabilirdi...

Seungmin'den ayrıldığında suratına baktı.
"Daha iyi misin?"
Seungmin aşağı yukarı kafasını salladığında içi rahatlamıştı. Saçlarını öptü ve kendiyle birlikte ayağa kaldırdı. Boynundaki derin morluğu o an fark etmişti.
Umursamadan kolunu onu ısıtmak istermişçesine koluna attı ve yürümeye devam etti.

Yolda bir gram konuşmuyorlardı. Seungmin güvenli kollarda olduğunu biliyordu.
En sonunda konuşma gücünü bulduğunda
"Minho, sen olmasan beni orda.." dediğinde Minho eliyle ağzını kapattı.
"Şşşşt. Tamam hadi unutmaya çalış tamam mı? Birdaha onu görmiyceksin."
Seungmin cevap vermeden yürümeye devam etti.

Eve vardıklarında kapıyı çaldı Minho. Bir kaç dakika sonra, Hyunjin ve Jisung birlikte kapıyı açmışlardı. Minho'nun yanında Seungmin'i gören çocuklar, derin bir nefes almışlardı.

Sanki biraz kısa oldu ama bölüme daha ne yazıcağımı bilmiyorum

Artık bunları sevgili yapasım var ama sevgili yaptıktan sonra hikâyelerin genelde devamını getiremiyorum

Nasıldı bölüm, umarım beğenmişsinizdir. Yprum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın

Yt/minjaenayisi
İnstagram/ k_seungmoo

Stay Away/2MinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin