1

1.9K 100 61
                                    

(3. Kişiden)

"Yok arkadaş ben özür falan dilemem o yavru köpekten!"
Chan alnını kaşıdı. Sekizli arkadaş grupları vardı ve iki yıl önce konuşmaya başlamışlardı. Bu iki yıldır da Seungmin ve Minho hiçbir şekilde birbirleriyle uyuşamıyorlardı. Birbirlerini seviyorlardı ama kafa yapıları uymuyordu. İkisininde inatçı keçiden farkları yoktu.

Şimdi ise konu Seungmin'in, Minho'ya omuz atıp atmamasıydı. Minho ona omuz attığını iddia ederken, Seungmin yanlışlıkla olduğunu söylemişti. İkiside haklı çıkamayınca birbirlerini dövmeye başlamışlardı.

Chan alnındaki eli indirdi ve Seungmin'e döndü.
"Bari Seungmin sen özür dile. Yada ne bilim Kusura Bakma falan de."

Seungmin omuz silkti.
"Banane arkadaş istemiyorum. Yanlış anlaşılan benim, yanağı morartılan benim, bide ben özür diliycem. Hadi canım! Gerçekten mi!? Zaten nasıl bir beden varsa, salladığım bütün yumruklar boşa gitti."

Changbin ayağa fırladı.
"Ne sikim yiyorsanız yiyin, isterseniz birbirinizi yiyin ama benim kafa daha basmaz. Ben odama gidiyorum. I.N'e biraz bulaşıyım moralim yerine gelsin."

Sekizide aynı evde kaldıkları için, herkesin bi oda arkadaşı vardı ve Changbin de I.N'le birlikte kalıyordu. Bir ara Seungmin ve Minho'yu aynı odaya koymuşlardı ama bir hafta bile dayanamadan tekrar odalarını ayırmışlardı.

Minho'da, Changbin'in arkasından ayağa kalktı ve kapıya doğru giderken konuştu. "Bende gidiyorum."

Chan kolundan tuttu ve sinirli bir bakış attı. "Sen nereye! Öpüşüp barışmadan ikinizde hiçbir yere gidemezsiniz!"

Felix ellerini çırptı ve heyecanla konuşmaya başladı.
"İşte istediğim an! Hadi öpüşün de şahit olalım barıştığınıza!"

Minho, Felix'e doğru bir adım attıcağı sırada geriledi. Sinirini ondan çıkartamıycağının farkındaydı. Zaten Hyunjin'de buna izin vermezdi.

Önceden Hyunjin ve Felix sevgili olmuş, sonradan da kardeş olmanın daha iyi bir karar olduğunu anlayıp arkadaş olarak devam etmişlerdi ama Hyunjin'in hala birşeyler hissettiği kesindi.

Seungmin ayağa kalktı ve Minho'ya doğru ilerledi. Yanında durdu ve Minho'ya beklemediği bir anda sarıldı. Sonrada hemen ayrıldı.
"Boktan bir neden yüzünden işlerimi aksatamam."Yanlarından ayrıldı ve üst kattaki odasına çıktı.

Felix ellerini açtı.
"Ama öpüşme..?"
Chan elini kaldırdı.
"Tamam Felix! Abartma sende!"

Chan en büyükleri olduğu için aralarını onun yapması gerekiyordu.
Gruplarının dağılmasını hepsinden çok o istemiyordu. Arkadaş kaybetmenin kolaylığını ve arkadaş kazanmanın zorluğunu çok iyi biliyordu. Bulmuşken, Jisung'un tâbiriyle 'boktan nedenler' yüzünden
Sekizlik arkadaş gruplarını dağıtmaya izin vermezdi, veremezdi...

Hyunijn yanında uyuyan Jisung'un kolunu dürttü. "Hadi kalk kavga bitti, yatağına yat!"
Jisung mırıldandı ve sağına doğru dönüp uyumaya devam etti.

"Boş ver sen onu Hyunjin, siz Felix'le odanıza çıkıp yatın. Ben onun üstünü örterim."
Hyunijn ve Felix, Cihanın dediğine kafa sallayıp ayağa kalktılar ve Jeongin'lerin odasının yanında olan odalarına gittiler.

Chan'da Jisung'un üstünü örttükten sonra odasına, Seungmin'in yanına çıktı. Saat gece 02.30'tu ve Seungmin yeni gitar çalmaya hazırlanıyordu.

"Sen bu saatte gitar çalmayı düşünmüyorsun demi?"
Seungmin kafa salladı.
"Neden çalamam mı?"

Chan yanına gitti ve gitarı elinden alıp  standına koydu.
"Ama Chan... Sabahları basketboldan fırsat bulamıyorum ki!"

Chan parmağını salladı.
"O zaman bırak basketbol'u yada eve gelince uyumak yerine gitar çal. Hem yarın senin maçın yok mu? Uyuman lazım."

Minho ve Seungmin ne kadar istemeselerde aynı Basketbol kulübünde C2 seviyeoyunculardı. Başlayalı ikisininde 4 yıl olmuştu ve iki yıl geçtikten sonra aynı takımda başlamışlardı. Kaptan da anlaşamadıklarını bildiği için ikisini de gıcıklığına aynı takımda tutmaya devam ediyordu."

Chan kolundan tuttu ve Seungmin'i çalışma masasından kaldırdı.
"Hadi uyu. Söz yarın çalarsın."
"E yarında Cuma, hafta sonu işe gidicem! Oohoo... çok (bok) çalarım ben gitarı."

"Tamam yeter bu kadar. Yat uyu!"
Chan artık zıvanadan çıkmıştı. İki saattir ikisine laf anlatmaya çalışırken, şimdi bide Seungmin'in saçma sapan çocukça mızmızlanmasına katlanamıyordu.

En sonunda ikiside üstlerini değiştirip yatağa girdiler. Seungmin'in aklında çalamadığı gitarı ve yarınki maç varken, Chan'ın aklında sadece baş ağrısı ve uyuma isteği vardı.

Bütün hepsi mışıl mışıl uyurken tek uyumayan ikili Jeongin ve Changbin'di. Normalde Jeongin uyuyordu ama yaklaşık yarım saat önce Changbin'in enerji patlaması yüzünden onu gıdıklamasıyla uyanmıştı.

"Ya siktir git Changbin! Uyuyucam ya!"
Changbin gıdıklarken, aynı zamanda cevap verdi.
"Şşş! Ben senden büyüğüm küfür etme!"
"Ya git, başlatma büyüklüğüne!"

Onlar sesli sesli kavga ederken Jisung alttan sesleri duyup uykunun getirdiği öfke patlamasıyla kapıyı çarparak açtı.
"Susun amına koyum yeter yaa! Rahat yokmu ikinizden! Bi uyutmadınız becerdiğimin herifleri!"

Onların susmasını sağlayan, Chan'ın yan odadan karışan çıldırmasıyla olmuştu. "Ben oraya gelirsem, üçünüzünde kafasını birbirine tomuştururum! Yatın lan artık!"

Hepsi sustu ve Jisung, Mimho'nun yanına odasına giderken, Jeongin Changbin'e 'Sen görüceksin şerefsiz'
der gibi parmağını salladı ve eski pozisyonunu alıp uyumaya çalıştı.

Büyük ihtimalle Changbin uyuyamıycaktı ve bunu oda bildiği için yatmak yerine masa lambasını açtı ve birşeyler yazmaya çizmeye karar verdi.

Şimdi evdeki tek ışık Changbin'in masa lambasıydı. Koca bir çekişmeli günün sonunda hepsi derin bir uykuya dalmışlardı. Straykids evi her günün sonunda olduğu gibi huzurla dolmuştu...

_________________

Yanlışlıkla Best Ship'leri aynı odaya koymuşım ksksms


Nasıl buldunuz arkadaşlar?
Hikaye eylenceli olsun istedim ama fazla eylenceli yazamadım kusura bakmayın<3

Önceki hikayem
(hala devam ediyor)
Hiç yorum almamıştı, sizden tek istediğim bu fic'e elinizden geldiğince yprum yapmanız ve oy vermeniz<3

Neyse söyliyceklerim bu kadar umarım benim yazarken eğlendiğim kadar sizde eylenirsiniz<3

Kendinize iyi bakın ve mutlu kalmaya çalışın...

~Yt/minjaenayisi~

Stay Away/2MinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin