9

693 70 30
                                    

"Seungmin hasta mısın?"
Sabah olduğunda Chan üçüncü defa Seungmin'in yanına gitmişti. Bi durum olduğunu anlamıştı ama ne olduğunu çıkartamıyordu.

Seungmin üstündeki yorganı kollarının üstüne kadar çekti.
"Bişey yok Chan. Sadece canım yemek istemiyor."

Chan en sonunda çaresiz aşağıya inmeye karar verdi. Seungmin durumu atlatabilmiş değildi. Hala aklında Minho'nun şaşkın şekilde söylediği sözler ve surat ifadesi vardı. Onun suratına bakamazdı...

Chan aşağıya indiğinde Minho da dahil olmak üzere çocuklar suratına endişeyle baktı.
Hyunjin konuştu.
"Nolmuş köpüşe?"
Chan omuz silkti.
"Canı istemiyormuş sözde ama inanmadım. Bişeye morali bozulmuş ama neye?"

Minho dayanamayıp az önce oluşan sessizlikten çıktı ve yukarı kata çıkmaya başladı. O ayakları titreyerek çıkarken, Changbin ve Felix olayın daşgasındalardı.
Changbin Felix'in kolunu dürttü.
"Nolcak dersin?"
"Küçük bi sevişmeden sonra banyoya girerler, sonra da mutlu mesut buraya gelirler diye düşünüyorum."

Minho yukarı çıktığında geri dönmek ve kapıyı tıklatmak arasında kalmıştı. En sonunda derin bir nefes aldı ve kapıya iki kere vurdu. İçerden cevap beklemeden girdi ve kapıyı kapattı. Seungmin suratını dönmeden konuştu.
"Chan gelmiyceğimi söyledim."

"Neden?"
Seungmin duraksamıştı. Hala arkası dönüktü ama kafasını yastıktan kaldırıp öylece kalmıştı. Sonra tekrar eski pozisyonuna geldi.
"Minho git lütfen."

Minho, Seungmin'in yatağının yanına geldi ve oturdu. "Kahvaltıya gelmeme nedenin ne?"
"Bilmiyormuş gibi yap-"
"Önce ayağa kalk ve suratıma bak Kim Seungmin!"

Minho hafifçe bağırdığında Seungmin yatakta oturmaya başladı. Kafası hala yere eğikti ve elleriyle oynuyordu.
"Ne-nedenini biliyorsun Minho. Bilmiyormuş gibi yapma."
"Dün geceki olay mı?"

Seungmin'in yine gözleri dolmuştu.
Kafasını salladı.
"Utanıyorum senden."
Minho kaşlarını çattı.
"Beni öptüğün için mi utanıyorsun?"
"Hayır tek taraflı olduğu için utanıyorum. Kendimi platonikmiş gibi hissediyorum."

Minho Seungmin'in yere eğik duran kafasını kaldırdı ve gözlerini gözlerine kenetlemesini sağladı.
Bir süre bakıştıktan sonra Minho gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Seungmin ağladığı için şişen dudaklarıyla kendi dudaklarını birleştirdi. Seungmin şaşırırken, Minho onun alt dudağını çekiştiriyordu.

Seungmin'in şaşkınlığını atmasını beklemeden ayrıldı. "Artık eşitlendik. Bu yüzden şimdi, hemen aşağıya gel ve kahvaltıya otur. Aksi takdirde bu sadece bir öpüşmeden ibaret kalmaz."

Seungmin ağzı açık kalmış şekilde kafasını salladı ve Minho'nun çıkmasını izledi. Hala şaşkındı ve bu şaşkınlığını üstünden atabiliceğini sanmıyordu.

~~~~

O günün üstünden bir hafta geçmişti ve bugün maç günüydü. Çocuklar Minho'yla Seungmin'i izlemeye gidemiycekleri için üzülüyorlardı ama yapıcak birşey yoktu.

İkili yolda yürürken bir haftadır olduğu gibi yüz yüze gelmemek için farklı taraflara bakıyorlardı. Minho'da aynı Seungmin gibi onu öptüğü için pişman olmuştu ama fark ettirmek gibi bir niyeti yoktu.

Maç bölgesine geldiklerinde önlerini magazin ekipleri sarmıştı. Kafaları karışık olduğu için ikiside arka taraftan dolaşmaları gerektiğini hatırlamıyorlardı.

Kameralar çalışmaya başlayınca Seungmin'in kalbi hızlanmaya son hız devam ediyordu. Bi röportaj cının ağzının içine kadar mikrofonu sokmasıyla kafasını çevirmişti.

Stay Away/2MinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin