Charles kimseye görünmeden evden çıkmayı başardığında yalnız kalıp düşünmeye başladım.
Sebastian değildi düşündüğüm, falcının yaptığım seçimin yanlışlığından bahsedişindeydi. Eğer Helena olsaydı hala William'ın peşinde olurdu. Oysa William çoktan yolumdan çekilmişti. Evlenip evlenmediğini bile bilmiyordum. Umurumda da değildi. Emre Mert'i düşündüğümde nasıl acı hissetmiyorsam aynısı William için geçerliydi. Charles ise doğru seçim miydi? Bu umurumda bile değildi artık. İster yanlış ister doğru onunla olmak istiyordum.
Charles sözümü dinlemiş ertesi sabah kahvaltıdan sonra eve gelerek planladığımız gibi Edward'a her şeyi anlatmıştı. Bu planda ummadığım tek şey abimin tepkisi olmuştu.
"Bu asla olmayacak," diye bağırdığında oturduğum koltukta irkilmiştim. Gözleri öfkeyle Charles'a odaklanmıştı. Odanın bir köşesinde dikilen Arthur gözlerini devirirken John sakince brendisini yudumluyordu.
Charles cevap vermeden hemen ayağa kalktım. "Bunun için bana kızmalısın Ed, Charles bu plana karşı geldi ama ben onu ikna ettim."
Ed yumruğunu masaya vurduğunda irkilmemek için kendimi zor tuttum. "Bunu yaptığın an ne olacak farkında mısın? Sosyetenin ne kadar acımasız olduğunu bilmiyor musun?"
"Biliyorum," dedim Charles'ın bana bakışlarını hissediyor ama ona bakmaktan kaçınıyordum. En ufak bir zayıflık gösterirsem bu planı iptal edeceğinin farkındaydım. "Senin bildiğinden daha iyi biliyorum Ed o yüzden umurumda değil ne düşündükleri. Sevdiğim insanla huzurla yaşamak istiyorsam bunu yapmak zorundayım."
Edward benim söylediklerime cevap veremeyince hemen bakışlarını Charles'a çevirdi. "Bunun olmasına izin mi vereceksin?"
Charles dirseklerini dizlerine dayayıp öne doğru eğildi. "Benim planımı Helena beğenmedi Edward. Ben karım olarak seçtiğim kadının düşüncelerine önem veririm. Biliyorsun ki bu zamanda kendi düşüncelerine sahip kadın tanımak oldukça zor."
Edward bir an gülecek gibi oldu ama hemen gülümsemesini engelledi. Koltuğuna geri otururken yüzü bir dakika öncesine göre daha sakin bir ifadeye sahipti. Elini yüzünden geçirip bir an konuşmak için dudaklarını araladı ama tek kelime etmeden Arthur önüne bir bardak brendi koydu. Edward ona minnetle bakıp bardağın içindekileri bir dikişte içti.
"Daha gün ortasındayız Ed," dedim onu uyarırcasına. Bana yan yan baktığında susmam gerektiğini anladım. Hemen koltuğa geri oturdum.
Arthur bardağı yeniden doldururken, "Biraz daha sakin olduğumuza göre bunun gerekli olduğunu anlamalısın," dedi abime.
Edward ikinci bardağından büyük bir yudum aldı. "Şimdi senin kuzeninin kardeşimin senden senden," dedi ve sustu. Hamile kelimesini söylemekte zorlanıyordu. Derin bir nefes aldı. "Her ne ise onu duyduğunda varis olmasının imkansız olduğunu düşünecek ve ortaya çıkıp zarar vermeye çalışacak değil mi?"
"Planımız öyle," dedi Charles.
Arthur abimin masasından uzaklaşıp arkadaşının yanına gitti. Sanki arkadaşına destek olduğunu hissettirmek istiyordu. Kont Greenwood ise ağır ağır içkisini yudumluyordu.
"Yeniden Helena'ya zarar verebilir."
Konuşmak için ağzımı açsam da Charles benden önce davrandı. "Onun böyle bir fırsatı olmayacak."
Kont Greenwood, "Helena'nın yanından ayrılmayacağız."
"Her adımında yanında olacağız," diyerek arkadaşını destekledi Newsbury kontu.
Eğer bu sorunun çözülmesini istiyorsak önümüzdeki birkaç haftalık süreçte dikkatli olmalıydık. Sebastian'ın ne kadar kötü biri olduğunu biliyordum. Charles'a bir kere zarar vermeye kalkmıştı. Varis olabilmek için her şeyi yapardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dük ile Beş Çayı
Ficção HistóricaGeçmiş hayatınızı yaşama şansınız olsaydı ne yapardınız? On yıllık ilişkisi büyük bir ihanet ile son bulduğunda Eda artık bir gerçeği kabul etmek zorunda kalmıştı. Gerçek aşk diye bir şey yoktu. Varsa da onu bulmak gibi bir niyeti olmamıştı. Arkad...