Tam bana doğru geliyordu ki yerden bir şey aldığını fark ettim. Neyse ki beni görmemişti. Sonra ilerideki kadına doğru yaklaşmaya başladı. Kadının yüzünü şimdi tam olarak görebiliyordum. O Selma idi!
Kafamdaki soru işaretleri giderek artıyordu. Selma bu adamla, sabahın erken saatinde, bu gizli yerde ne yapıyordu?
Aklımda bir sürü soru olsada şuanda onlara görünmeden oradan uzaklaşmam gerekiyordu. İkisinin beni görmeyeceklerinden emin olduktan sonra hızlı adımlarla sahile doğru ilerledim. Sahile geldiğimde bir banka oturdum ve kafamda Mine kaybolduktan sonra olanları canlandırdım.
Mine'nin kaybolduğu gün Selma yanıma gelerek telaşla olayı anlatmıştı. Ertesi gün Mine'yi aradık. Fakat bir iz bulamamıştık. Akşam evdeyken Ali Amca'nın evinden bir adamın çıktığını görmüştüm. Şimdi de aynı adamla Selma gizlice buluşuyorlardı. Olaylar iyice karışmıştı.
Telefonumun çalmasıyla bu düşünceler beynimden buhar olup uçtu. Arayan Mert'ti. Ofise gelmemi ve Ali Amca hakkında konuşmamız gerektiğini söyledi.
Evet hala daha onun katilini bulamamıştık. Aradan 4 ay geçmişti. O kadar zaman geçmesine rağmen ümidimi kaybetmiyordum. O katili mutlaka bulmalıydım.
Yarım saat sonra ofisime geldiğimde Zeynep ve Mert beni bekiyorlardı.
Zeynep:
-" Geldiğine göre başlayabiliriz. Ali Amca'nın evinde tuhaf şeyler olduğunu söyleyen komşular var. Mesela dün gece evden bir adam çıkmış. Ama Ali Amca'nın bir akrabası olmadığını sanıyorduk. Bu adamı sen gördün mü Sevde?"
Dün akşamdan itibaren gördüklerimi onlara anlattım. Hepsi şaşırmıştı.
Mert:
-"İkisini gördüğün yere biz de gitmeliyiz. Belki bir iz bırakmışlardır."
Evet haklısın Mert. Bence de oraya gitmeliyiz. Ama oraya gitmeden önce bir şey soracağım. Mine'den haber var mı?
Zeynep:
-"Az kalsın unutuyordum. Polisler Mine'nin günlüğünü bulmuşlar. Günlüğe baktık ama bir şey bulamadık. Günlüğün son iki sayfası yırtılmıştı. Sanırım önemli bir şey vardı ki birisi onu yırttı. Bu arada günlük Mine'nin resim atölyesindeymiş."
Mert:
-" Önümüzde iki olay var. Biri "Ali Amca'nın katili veya katilleri" diğeri ise" Mine nerede?". Atölyeye gitmek yerine öncelikle Ali Amca'nın katillerini bulmamız gerekiyor. Çünkü Sevde'nin söylediği yerde bir ipucu bulma olasılığımız daha fazla. Ama zaman kaybetmemek için Zeynep ve Kerem atölyeye gitsin. Bizde Selma'yı gördüğün yere gidelim."dedi. Bende olur dercesine başımı salladım.
Hepimiz Mert'in sözlerine katılıyorduk. Sabah gördüğüm şeyler mantıklı gelmiyordu. Selma gizli işler çeviriyordu. Belki de sandığımız gibi kendi halinde sadece bir öğretmen değildi. Ali Amca'nın ölümünden sonra bulduğumuz broş, onun bize verdiği ifade, gece vakti arabaya binip gitmesi ve bu sabah olan olay katile yaklaştığımızı hissettiriyordu. Çünkü hepimiz Selma'nın katil olabileceğinden şüpheleniyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİM?
AdventureHiçbir şey uzaktan göründüğü gibi değilmiş. Bunu yaşadığım yerde daha iyi anladım. İnsanlar göründüklerinden daha farklıymış. Bu bir yıl boyunca en iyi anladığım şey kimseye güvenmeyeceğimdi. Bu güzel mahalleye ilk taşındığım gibi bakamıyorum artık...