~ 1. Bölüm ~

141 45 64
                                    

Hayat çoğu zaman zorluklar ve acı ile doludur fakat yanınızdaki insanlar o acıyı biraz da olsa hafifletmenize yardımcı olur. Sanırım hayatta ki tüm şansımı Abel ile tanışmakla kullandım. Ya da ben öyle sanıyordum...

"Off Abel hadi ya! Zaten uykum var birde derse geç kalıp hocaların dırdırını çekmek istemiyorum." Kantin sırasında olan Abel, evet benim en yakın arkadaşım. Her zamanki gibi tıkınmadan duramıyor. "Aman be kızım bir kere de dırdır etmesen öleceksin sanki tost hazır olsun çıkacağız şimdi." Yemek yemek en büyük aşkı resmen. Gülümsedim "Tamam tamam sustum. Hem kızım ne oğlum?" Gözlerini kırpıştırarak bana baktı. Böyle yaptığında ne kadar tatlı olduğunun farkında mı bu? Küçük bir kahkaha attım. " Küçük çocuklar gibi görünüyorsun böyle yapınca." Gülümsedi ağzını açıp tam cevap vereceği sırada yanına gelen sinir bozucu şeye döndü.

" Merhaba sevgilim" Abel'i yanağından öpen Nora , ben ona kısaca sinir bozucu şey diyorum, bana döndü "Sana da merhaba Amaris" yüzüme zoraki bir gülümseme kondurdum " merhaba Nora".

Onlar arasında konuşurken ben de etrafı inceliyordum. Her şey aynıydı. Bu okulda ne zaman yeni bir değişiklik olacak bilmiyorum. Nora'yı sevmiyordum. Nedense o kız aşırı sinir bozucu ve sinsi geliyordu. Arkadaşımı kıskandığım için değil, onun mutlu olmasını kimse benden fazla isteyemez ama o kızla mutlu olacağını sanmıyorum. Belki bana öyle geliyordur bilmiyorum. Bugün hem durgun hemde kıpır kıpır hissediyorum aslında. Nora bile keyfimi kaçıramaz.

"Amaris?" İrkilerek bana seslenen Abel'e baktım. "Efendim?" Koluna girmiş olan Nora ile bana anlam veremeyen gözlerle bakıyorlardı "Az önce bana hadi geç kalacağız diyordun iki saattir sesleniyorum neye daldın kaldın? Hadi güzelim sınıfa gidelim." Başımı salladım ve sınıfa giden koridora doğru yürümeye başladım.

Sınıfa girdiğimizde henüz öğretmenin gelmediğini görünce biraz olsun rahatladım. Her dönem ilk gün geç kalmanın ne kadar zor olduğunu bilemezsiniz. Duvar tarafında en arkanın bir önündeki sıraya geçtim. Önüme de Abel ve Nora oturdu. Nora bir şeyler anlatırken Abel dinliyor gibi yapıyordu ama aslında tek derdi elindeki tostu yemekti. Kıkırdadım. Abel dönüp neye güldüğüme baktı. Bir şey yok dercesine kafamı salladım geri önüne döndü.

Hoca neden hâlâ gelmedi diye düşünürken bir yandan da defterimi ve kalemliğimi masanın üzerine koydum. Umarım hiç gelmez, bu hocayı dinlemek beni gerçekten çok yoruyor. Ve hoca içeri girer haha mükemmel. Arkasından üç kişi daha girdi. Sanırım yeni öğrenciler nakil olmuş. Üzerlerindeki formadan öğrenci oldukları anlaşılıyor.

Kalbim sanki saatlerdir koşuyormuş gibi atmaya başladı. Uykusuzluktan olduğunu düşünüp öğrencilere baktım. Esmer ve siyah dalgalı saçları olan kız çok güzel görünüyordu. Yanındaki kumral çocuk grubun en komiği benim diye bağırıyordu resmen. Kızın diğer yanındaki çocuğa baktığımda ise kalbimde bir ağrı hissettim. Öyle bir ağrıydı ki, hançer ile kalbimi parçalıyorlar gibi hissettim.

Ensesine kadar uzanan kahverengi saçları, siyah gözleri çok farklı bir havası vardı. Bir anlık olduğum tarafa baktı. Gözleri sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissettiriyordu, sıcacıktı. Daha fazla gözlerine bakarsam yanlış anlaşılacağım için konuşan hocaya baktım. " Evet sınıfınıza yeni gelen arkadaşlarınız var. Onları tanıyalım ve sonra derse geçelim." Hoca kendini tanıt dercesine kumral çocuğa baktı. "Merhaba Lucas ben ama güzel kızlar bana numaranı alabilir miyim diyebilir." Sınıftaki bir kıza göz kırptı. Bu davranışı ile kıkırdadım. Söylemiştim grubun komiği benim diye bağırıyor diye .

Siyah saçlı kız onun koluna dirsek attı. Gerçekten çok güzel görünüyordu ama bir o kadar da asi bir havası vardı. "Merhaba ben Dina." Kendini tanıtmaktan pek memnun değilmiş gibi görünüyordu. Biran önce yerine oturmak istiyordu sanki. Ve sıra gözlerine bakınca karanlıkta kaybolacak gibi hissettiğim çocuk kendini tanıtmak için konuşmaya başladı. " Merhaba ben de Sam. Mümkünse iyi geçinelim diyeceğim bu kadar."

İKİZ ALEVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin