*Jane cevap vermeden öylece yüzüne bakakaldı, bağırması ve sinirlenmesi gereken oydu, Severus haklıydı ama bu derecede önemli bir şeyi bunca zaman saklaması güvenini kırmıştı. hava almak için dışarı çıkmayı düşündü ve hiç bir şey söylemeden çıktı************
Ertesi gün
Saat akşam saatlerine yaklaşıyordu, jane'in kafası karışıktı neye inanması gerektiğini sorgularken olduğu yerde çemberler çizerek tur atıyordu, snape'ten haber yoktu peşinden gelmesini beklemişti ama adam tek bir adım dahi atmamıştı. Bir kaç gün sonra hermione ve diğerleri geri dönecekti, en azından kafasını dağıtmak için güzel bir haberdi
Tüm gün odanın içinde dolanıp durmuştu, kahvaltıya bile inmediği için vücudu halsiz hissediyordu akşam yemeği için üzerine rahat bir kıyafet giyerek odadan ayrıldı
Yemek salonuna geldiğinde kimseyle konuşacak hali yoktu, masada oturan yemeğe gömülmüş ron'u ve onu seyreden harry'i görünce yanlarına gitti
"Selam"
"Selam jane, biraz bitkin görünüyorsun hasta mısın?"
"Evet, karda fazla ıslanmış olmalıyım"
"Kahvaltıda seni göremeyince yemeğe gelmezsin sanmıştık"
Ron ağzındaki kocaman et parçasıyla birlikte harry'e katıldığını belirtmek için başını salladı
Jane başını öne eğmiş tabağındaki bezelyelerle oynuyordu, ağzına bir kaç kaşık yemek dışında hiç bir şey götürmedi. Bu sırada profesörlerin olduğu masaya hiç bakmamıştı, bir kaç gün onu görmemek ve sadece düşünmek istiyordu
Öte yandan Harry'nin profesör Snape'in dim dik bir şekilde onlara doğru baktığını fark etmesi uzun sürmemişti. Bu genelde normal ve alışkan olduğu bir durum olduğundan garipsemedi
Jane yemeğini didikleyip dururken Ron lafa girdi
"Hastayken yemek yemeyen insanları anlayamıyorum, ders çalışamayabilirsin ama nasıl yemek yemeden durabilirsin ki"
"Hiç iştahım yok, istersen benim yerimede yiyebilirsin Ronald ben gidip dinleneceğim"
Jane kapıya doğru yürümeye başlamıştı bile
Ron harry'e doğru eğilerek kulağına fısıldadı
"Kızlar gerçekten çok garipler, tüm gün yemeğe inmedi ve aç olmadığını söylüyor bu imkansız"
Harry başka bir şey düşünüyordu, profesör snape nihayet gözlerini onlardan çekmişti izlenmediğini bilmenin rahatlığıyla yemeğe devam etti .
Jane doğruca odaya çıktı, hermione'nin yokluğunda dertleşebileceği birini bulamamıştı, Ron ve Harry'e de anlatamazdı. Bilen (en azından bildiğini bildiği) ve her şekilde destekleyen tek kişi hermione'ydi.
Bu sırada kendi kendine düşünüyordu
"Sanırsam yarın buraya dönmek için yola çıkacaktı, ama gelse bile anlatamazdım ki. Anlatmak istiyorum, ama her ne kadar haksız olsada snape'in başına henüz kendim bile çözemediğim belalar açmam doğru olmaz"
Gece yarısına kadar camın önünde durdu ve bazen dışarıyı seyrederek, bazende elindeki asayla bir kaç ufak büyü deneyerek günlerdir kaçmış olan uykusunun gelmesini bekledi, uyku problemleri tekrar peşini bırakmıyordu ne zaman en ufak bir şeyi bile kafasına taksa uyuyamazdı.
Gün ağarmaya başladığında nihayet uykusu baskın gelmişti ve göz kapakları pes etmişti.
Sabah kahvaltı için kalkmadı, öğlen yemeğinde dün akşam olduğu gibi profesörlerin olduğu masaya hiç bakmamıştı, son günlerde kendini fazla saldığını biliyordu bu sürede çalışmalarınıda aksatmıştı bu yüzden eline bir kaç kitap alarak bahçedeki büyük ve yaşlı ağacın gövdesine oturdu.
2 saat sonra
Hava gittikçe kararıyordu, güneşin etrafını saran ve gri bir atmosfer yaratan bulutlara bakılırsa yağmur yağması an meselesiydi. Bir kaç yağmur damlası yüzünü ıslatmaya başladığında dışarıda kalmanın güzel bir fikir olmadığını fark etti, şatoya girmek yerine kendini toparlamak ve tüm gün sıkkın olan canını biraz neşelendirmek için hagrid'in kulübesine gitmeye karar verdi.
Hala erimemiş olan karın üzerine düşen yağmur damlaları yeri kayganlaştırmıştı, dikkatlice yürüyerek Kulübenin önüne geldi ve kapıyı tıklayarak açılmasını bekledi
"Oh jane, içeri gel"
"Selam hagrid"
İçerisi her zaman ki gibi sıcaktı ve masanın üzerinde duran bardaklar oranın olmazsa olmazıydı
"Sanada selam fang!"
Tatlı köpeği severken jane'in yüzü çoktan gülmeye başlamıştı
"Tembel köpek, seni gördüğüne sevindi"
Hagrid'e gülümseyerek yanda duran sandalyeye oturdu
"Olamaz, sormayı unuttum çay alır mısın jane?"
"Buna hayır diyemem"
Hagrid eski çaydanlıktan büyük fincanlara çay doldurdu ve jane'in karşısına oturdu
"Seni bu saatte buraya hangi rüzgar attı"
"Seninle konuşmanın ve fang'i görmenin iyi geleceğini düşündüm"
"Gelmene sevindim, öğlen Harry ve Ron buradaydı seni yanlarında göremeyince şaşırdım"
"Sadece bahçede dolanıyordum"
"Bir kaç gündür ortalıkta yoksun "
"Biraz yalnız kalmak istedim, hermione'de henüz dönmedi"
"Yakında burada olur"
Bunu duymasına rağmen bir değişiklik olmadığını fark edince;
"Yoksa canını sıkan başka bir şey mi var?"
"Hagrid, daha önce çok sevdiğin birini bir anda hiç tanışmamışsın gibi hissettiğin oldu mu"
"Aslına bakarsan tam olarak öyle sayılmaz ama evet, neden sordun"
"Bazen fazla can yakıcı olabiliyor"
"İnsanları asla tamamen tanıyamazsın jane, sadece sana göstermek istedikleri taraflarını görürsün"
"Ama bu kötü bir şey o zaman asla tamamen güvenemezsin"
"Biliyorum, bunun için fazla üzülme zaman er yada geç onları tanımana yardımcı olur"
"Beklemeyi sevmiyorum ya zamanı geldiğinde öğrendiğim şeyler öğrenmek istemeyeceğim şeyler olursa? O zaman boşuna beklemiş sayılmaz mıyım?"
"Tabi, tabii öyle olur doğru zamanı sen belirlersin. İstediğin zaman git ve gerçeği öğren"
"Sanırım öyle yapmalıyım, bazen sorunun bende olduğunu düşünüyorum"
"Hayır, kendini suçlamamalısın jane insanları tanımak istiyorsan yaptıkları şeylerin hatalarını kendi üzerine atmamalısın"
"Biliyorum ama gitmeyeceğimi söyledim ve sonra hiç bir şey söylemeden öylece gittim, geri döneceğini sandım ama olgun davranması gereken bendim aslında bilmiyorum sanırım hatalıyım"
Neyden bahsettiğini anlayamadığı için üstü kapalı bir şekilde devam eden hagrid;
"Herkes hata yapabilir önemli olan doğru zamanda düzeltmen"
"Etrafta bir zaman döndürücü olsa fena olmazdı, ama sanırım bazı şeyler için geç değil"
Bulutlar yavaş yavaş dağılmaya ve yıldızların gökyüzündeki yeri görünmeye başladığında hagrid sıkılmadan uzun uzun tavsiyeler vermeye devam ediyordu, Etrafta hiç ses kalmadığında jane uykusu kaçmış olsa bile gitmesi gerektiğini anlamıştı
"İyiki varsın hagrid"
"Buraya her zaman gelebilirsin, fang'da sevinir"
"Saat geç oluyor, sanırım artık gitmeliyim iyi geceler"
"İyi geceler jane"
**********
Selam, naber
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Severus Snape
Fanfictionçok mu küçüktüm yoksa evren onun yarım kalan yaralı kalbini tamamlamam için beni doğru zamanda mi göndermişti? yaptığım şey doğru muydu yoksa hayatım boyunca onun aynı lily'e karşı duyduğu aşk acısını benimde yaşamam, duygularımı kendime saklamam ve...