-10.Bölüm-

384 20 11
                                    

Duyduğum şeyden emin olmak için bir kez daha sordum;

"Annen mi?"

"Evet, Aylin annem çok hasta. Son günlerini yaşıyor diyebilirim. Ben tek çocuğum ve annemin de tek hayali benim mutluluğumu görmek,ona bir sevgilim olduğunu söylemiştim çok önceden,ama tabii ki öyle biri yoktu. Şimdi son günleri olduğu için sevgilimle tanışmak istedi. Doğal olarak ortada öyle biri olmayınca bende sana geldim. Eğer bana yardım edersen ne istersen yaparım Aylin. Yeter ki annem benim mutlu olduğumu görsün. Sadece bir akşam bize gelip annemle tanışacaksın hepsi bu. Ne diyorsun? Kabul edecek misin?"

"Sırf annen için kabul ediyorum. Hala sana kızgınım affettiğimi falan düşünme."

"Çocuk gibi küsecek misin yani?"

"Evet,çocuk gibi küseceğim Batuhan bey."

"Saat kaç?"

"Konumuzla ne alakası var?"

"Bir kere de soruya soruyla karşılık verme." diyerek cebinden telefonunu çıkarıp saate baktı.

"Üçe geliyor. Sence parti bitmiş midir?" diye konuşmaya devam etti.

"Bilmem,istersen Bartu'yu arayıp sorayım?" diye sordum.

"Gerek yok. Hadi kalkalım."

"Tamam." dedim ve birlikte hastaneden çıktık. Bir taksi çağırıp bindiğimizde taksiciye bilmediğim bir yerin adresini verdi.

"Nereye gidiyoruz?"

"Bak,seninle bir anlaşma yapalım. Sen yol boyunca hiç soru sorma ve konuşma bende karşılığında sana bardaki işlerine bir günlüğüne yardım edeyim."

"Demek konuşmamı bu kadar istemiyorsun. Peki o zaman,teklifin kabul edilmiştir." deyip elimle ağzıma fermuar çekmiş gibi yapıp sustum. Ve yol boyunca da hiç konuşmadım. Taksi, bir sitenin önünde durdu. Batuhan parayı ödeyip arabadan indiğinde onu takip ettim. Siteden içeri girdi ve bir evin ziline bastı. Nereye gittiğimizi çok merak ediyordum fakat sormaya korktuğum için sesimi bile çıkaramıyordum. Kapı açıldığında beraber içeri girdik. Asansöre bindiğimizde 5 numaraya bastı. Hala konuşmuyorduk. Herhalde benim konuşmamı bekliyor diye düşünüyorken 5. kata gelmiştik bile. Kapıda daha önce hiç görmediğim, 20li yaşlarında bir erkek üstüne montunu geçirmiş, evden çıkıyordu. Batuhan'ı görünce gülümseyerek konuştu;

"Hoşgeldiniz kardeşim. Ben de tam çıkıyordum. Anahtar da burda, dolapta ne isterseniz var. Kendi eviniz gibi rahat olun. Hadi görüşürüz."

"Tamam kardeşim çok sağol. Görüşürüz." dedi ve tokalaştıktan sonra çocuk asansöre binip gitti. Neler olduğunu yavaş yavaş anlıyordum fakat emin olmak için sordum;

"Bu gece burda mı kalacağız?"

"Ben de ne zaman soru soracak diye bekliyordum. Sandığımdan daha zekiymişsin." diyerek sırıttı. Bu sırada ikimiz de eve girmiştik. Kapıyı kapattıktan sonra oturma odasına geçti. Hala soruma cevap vermemişti. Sıkıntıyla soluyarak peşinden gittim.

"Neden burada kalıyoruz?"

"Çünkü bara geri dönersen Utku sana kötü şeyler yapabilir. Burda, benim yanımda güvende olursun. Hem yarın annemle tanışacaksın sevgilim." dedi ve burnumu sıkarak odadan çıktı ve beni de son kelimenin şokuyla baş başa bıraktı. Az önce "sevgilim" mi demişti? Tabi annesiyle tanışacaktım ve annesi de beni onun sevgilisi sanıyordu bu da bir nevi prova gibiydi.

"Böyle provaya can kurban." diye kendi kendime mırıldandım. Ardından mutfaktan gelen sesle mutfağa doğru yürüdüm. Sanırım Batuhan yemek yapmaya çalışıyordu ve bir bardak kırmıştı. Yanına gidip;

"Ben yaparım." deyip yerdeki cam parçalarını toplamaya giriştim.

"Sen yemek yapmasını biliyor musun?" diye alayla sordu. Bu sırada yerdeki cam parçalarından biri parmağıma battı ve acıyla inledim.

"İyi misin?" diyerek elimi elinin arasında aldı. Kanıyordu fakat çok önemli bir şey değildi.

"İyiyim,önemli bir şey yok." diyerek elimi çektim ve kanayan parmağımı suyun altına tuttum. Çekmecelerden birini çekip bir kutudan yara bandı çıkardı ve parmağımı sardı.

"Her kızı buraya getiriyorsun herhalde. Bu evi çok iyi bildiğine göre." dediğimde güldü.

"Kızları eve çağırmam genelde onlar beni evlerine çağırır." deyip göz kırptı. Gözüne sıçsınlar.

"Banane." deyip gözümü devirdim.

"Sananeyse sorma." dedi ve dolabı açtı.

"Ben yaparım, çekil." dediğimde kafasıyla elimi göstererek;

"Bu parmakla bana yemek yapabileceğini mi düşünüyorsun?" diye sordu.

"Sana değil, kendime. Ama eğer istersen sen de yiyebilirsin." deyip sırıttım.

"İçeri geç. Ben hallederim." diye otoriter bir sesle konuştu. Beni dövebileceğinden korktuğum için tıpış tıpış oturma odasına geri döndüm. Koltuklardan birine oturup etrafı inceledim. Ev çok şirindi. Kumandayı alıp televizyondan bir şeyler açtım. Bir süre sonra mutfaktan Batuhan'ın sesi duyuldu.

"Kendime yemek yaptım, istersen sen de yiyebilirsin." diye bağırdı.

"Aptal." diye mırıldanıp gülümsedim. Mutfağa girdiğimde Batuhan'ın çok güzel bir makarna yaptığını gördüm.

"Harika görünüyor." dedim ve oturdum. Çatalı elime alıp tadına baktığında tadının görüntüsünden daha harika olduğunu anladım.

"Yavaş,boğulacaksın. Yarına kadar sapasağlam olman lazım, yarından sonra boğuluyor musun,yanıyor musun naparsan yap." dedi ve sırıttı.

"Tamam ama çok güzel olmuş ellerine sağlık."

"Kızlara özel tarifim bu." dediğinde elimdeki çatalı bırakıp aptal aptal suratına baktım.

"Zaten iğrençti. Doydum ben kalkıyorum." diye kalkmaya kalkıştığımda kolumdan tutup geri oturttu.

"Aylin, sokturma şimdi kıskançlığına otur yemeğini ye." dediğinde susup çatalı tekrar elime aldım ve yemeye devam ettim. İkimizin de yemeği bittiğinde tabağını kaldırıp konuştu;

"Bulaşığı yıka. Çok yorgunum ben uyuyacağım. Sende koridorun sonundaki misafir yatak odasında uyursun ben oturma odasında koltukta."

"Sen yatak odasında uyu, hem yorgunmuşsun." dediğimde,

"Bir kere de sorun çıkartma." diye sinirle konuştu.

"Tamam." deyip tabakları toplamaya başladım. Bozulmuştum ve bu öküz hiçbir şey anlamayıp uyumaya gitmişti. Aptal.

Bulaşıkları bitirdiğimde oturma odasına gittim. Uykum yoktu fakat televizyon da izleyemezdim çünkü Batuhan uyuyordu. Batuhan'ın ayak ucuna oturup onu izlemeye başladım. Gerçekten mükemmel görünüyordu. Ama öküzdü hem de katıksız bir öküz. Acaba annesinin yanında bana nasıl davranacaktı? Bir an önce uyumalıydım. Kalkıp koridorun sonundaki misafir yatak odasına girdim. Kapıyı her ihtimale karşı kilitledim. Yatağa yattım ve gözümü kapattım fakat uykum olmadığı için uyumam zorlaşıyordu. Böyle durumlarda hep hayal kurardım. Yine hayal kuracaktım. Batuhan'la evlendiğimizi ve böyle bir evde yaşadığımızı hayal ettim. Sonra bu hayalime ben bile güldüm. Artık uyumam gerekti. Yarın Batuhan'ın annesiyle tanışacaktım.

Öncelikle uzun bir aradan sonra merhaba, bu hikayeden hatta diğer hikayelerimden kısacası yazmaktan tamamen vazgeçmiştim ama sonra gelen birkaç yorum üzerine bu hikayelere şans vermem gerektiğini anladım. Yorumlarınız benim için çok önemli, lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. Şimdiden teşekkürler

DEĞİŞEN HAYAT (YALNIZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin