chapter 4

49 3 3
                                    

2023, Seul

Jungkook, nefes nefese yere oturup aynadan kendisine baktı. Neredeyse dört saattir pratik yapıyordu ve artık kolunu kaldıracak gücü kalmamıştı. Yine de eve gitmek ve pratik yapmayı bırakmak istemedi. Eve giderse gerçekleri hatırlardı. Eve giderse gerçek yüzüne bir kez daha inerdi.

Biraz gevşeme hareketleri yapıp dansa başlayacaktı ki odanın kapısı açıldı ve sevgilisi göründü. Lisa siyah saçlarını ensesinde toplamıştı. Üzerinde rahat kıyafetler vardı ve ağlamış görünüyordu. Jungkook kaşlarını çatıp hızlıca yanına gidip ellerinden tuttu. "İyi misin sen? Neden ağladın?"

Lisa ne olursa olsun her şeyi bu kadar kolay anlamasına tebessüm etti. Elini Jungkook'un yanağına götürdü ve yavaşça okşadı. "Yorulmadın mı artık? Eve gidelim." Jungkook Lisa'nın dokunuşuyla biraz gevşedi ve gözlerini kapattı. "Yoruldum." dedi. "Ama eve gitmek istemiyorum."

"Seninle geleceğim. Biraz dinlenmen gerek, böyle gidersen yorgunluktan bayılacaksın." Jungkook hafifçe gülümsedi ve onun güzel gözlerine baktı. "Burada kalalım mı biraz? Müzik dinleyip dinlendikten sonra gideriz." Lisa başını salladı. Aynanın önüne yan yana oturdular ve müzik kutusundan yavaş bir müzik açtılar. Bir süre sessizce müziği dinlediler.

"Çok üzülüyorum." dedi Lisa kısık sesiyle. "Jennie gitti... Yoongi de ortada yok. Nerede onu bile bilmiyoruz. Ne ara böyle paramparça olduk? Jisoo o kadar üzgün ki evinden bile çıkmıyor. Biz sürekli işle meşgul ediyoruz kafamızı. Ne olacak böyle Jungkook?" Her şey değişmişti. Her şey değişirdi ama o değişimden nefret ediyordu.

Jungkook sessizce onun elini tuttu ve avuç içini öptü. "Keşke bilsem." diye fısıldadı. "Keşke her şeyi düzeltmenin bir yolu olsa sevgilim." Lisa dolu gözleriyle ona baktı. Hafifçe tebessüm etti. "Beni bırakıp bir yere gitme sakın." Jungkook gülümsedi ve onun başını omzuna yasladı. Sessizce oturdular ve müziği dinlediler pratik odasında. Geçmiş geldi gözlerinin önüne ve kalplerini kırdı bir kez daha.

1774, Kore
Yoongi

Hoseok'un beni saraya sokma işi hâlâ sürüyordu. Ondan haber bekliyordum. Bu sırada da Jungkook ve diğerlerine de işlerinde yardımcı oluyordum. Sebze dağıtma işi bittiğinde Jungkook'la birlikte eve döndük. Birkaç gündür buradaydım ve onlar beni tanımamalarına rağmen sanki onlardan biriymişim gibi davranıyorlardı. Bu içimi sıcacık yapıyordu. Belki de geçmiş geleceğimize bağlıydı ve onlar da benden iyi bir enerji alıyorlardı.

"Yarın kraliyet ailesi şehre inecek."dedi Jungkook eve doğru yürürken. Merakla ona baktım. "Neden üzgün görünüyorsun?"

"Lisa'ya ona olan hislerimden bahsetmek istiyorum ama bir türlü konuşamıyorum onunla. Sanki kendisi prenses, kıza hiç boş vakit vermiyorlar."

"Onun sana ne hissettiğini biliyor musun peki?" Bir anda gerçek kafama dank etti. Kendi zamanımda da Jungkook Lisa'dan hoşlanırken gelip benden akıl istemişti. Bu ana çok benziyordu. Kafam karıştı, geçmiş hayatımız mıydı bu olanlar yoksa paralel evrende miydim bir türlü emin olamıyordum.

"Bana bakarken gözlerindeki ışıltıyı görüyorum." dedi gülümseyerek. Bakışlarını gökyüzüne çevirmişti. "Gülümsemesi diğer insanlara göre bana çok farklı. Bence o da benden hoşlanıyor."

"Umalım da Hoseok beni saraya sokabilsin. O zaman siz ikinizi bir araya getirmek daha kolay olabilir."

"Bunu gerçekten de yapar mısın?" dedi heyecanlı gözlerle. Gülümsedim ve elimi omzuna götürüp sıktım. Bu dünyada da aynı olması hoşuma gitmişti. "Evet."

"Tanrım," dedi elini kalbine götürüp. "Onunla Seonim Köprüsünde yürümek için nelerimi vermezdim..."

"Seonim Köprüsü mü? Orası nerede?"

for us || yoonnie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin