2023
Tzuyu kabanına daha çok sokulup merkeze girdi ve iş arkadaşlarına selam verip odasına çıktı. Eşyalarını yerleştirip masasına oturdu ve bilgisayarını açtı. Bugün aldığı kayıp vakasının ikinci ayıydı. Elindeki ipuçları bir avuç kuruntudan ibaretti ve ilk kez ne yapacağını, nasıl bulacağını bilmiyordu. Önündeki dosyayı açtı ve her gün yaptığı gibi Yoongi'nin dosyasını okudu.
"Nerede olabilir?" Taehyung'la birlikte yaptıkları araştırmalar sonuç getirmemişti. Zaten artık Taehyung da buldukları bilgilere inanmıyordu. İç çekti ve dosyayı kapatıp saçlarını çekiştirdi. Böylesine bir vaka ilk kez oluyordu ve her şey çok garipti. Önündeki bilgisayardan Jennie ve Yoongi'nin beraber oldukları fotoğrafa baktı. "Neredesin Yoongi?"
1774
JennieSoğuktu, buz gibiydi. Üzerimdeki battaniyeye sokuldum ve yanımda uyuyan Yoongi'ye baktım. Uyurken çok masum görünüyordu. Gülümsedim ve onu izledim. Saçları uzamıştı ve alnına dağılmıştı. Dudaklarının rengi gitmişti ve tıpkı benim gibi hasta görünüyordu. Günler geçiyordu ve her geçen günde vücudum yanıyor, donuyor ve tüm uzuvlarım acıyordu. Benim acımı görmek Yoongi'nin de canını yakıyordu. Bu yüzden ikimiz de hasta görünüyorduk.
Irene sayesinde o kulübeden ayrılmış, saraydan çok uzak başka bir ormana geçmiştik. Yolculuk zor geçmişti. Eski kulübeden farkı biraz daha küçük olmasıydı.
Yavaşça sola doğru dönüp Yoongi'nin göğsüne sokuldum. Uyanmadan kollarını bana sardığında dudaklarıma bir tebessüm yerleşti. Onu hatırlamak ve böyle dokunmak çok güzel bir histi. Kaybettiğin bir şeyi bulmak gibi. Uzun süre sonra eve varmak gibi.
Onu hatırlayana kadar geçmiş yaşama inanmıyordum ama Yoongi her şeyi değiştirmişti. Dengemi alt üst etmişti, aşkımızı hatırlatmıştı. Onu hatırlamak güzeldi, birbirimizi yeniden bulmak mucize gibiydi.
Ama bendeki lanet her şeyi mahvedecekti. Kötü hisler vardı içimde. Sonum geliyormuş gibi hissediyordum. Ama bunu ona belli etmemeye çalışıyordum çünkü umut onun tutunacağı tek şeydi. Beni zaten bir kez kaybetmişti. Yeniden kaybederse ne yapardı? Dudaklarımı ısırdım. Belki de bu bizim lanetimizdi. Kavuşamamak. Bir türlü sona ulaşamamak.
Irene bize yardım ediyordu ama ondan ürküyordum. Garip bir enerjisi vardı ve bazen korkunç bakıyordu. Yine de ona güvenmek zorundaydım çünkü başka çarem yoktu.
Yoongi uyanana kadar düşündüm, düşündükçe kafayı yiyecek gibi oldum. En sonunda uyandı. Beni görünce gülümsedi uykulu bir halde. "Günaydın." Gülümsedim. "Günaydın." Yavaşça doğruldu ve esnedi. "Ne zamandır uyanıksın sen?"
"Bilmem, belki birkaç saattir?"
"Acıkmışsındır, yemek yiyelim." Yataktan kalkıp bir şeyler hazırlamak için şöminenin önüne yürüdü. Sırtıma battaniyeyi alıp yanına gittim ve oturdum. Tatlı patates ve pilav yaptıktan sonra karnımızı doyurduk. "Biraz yürüyelim mi?" diye sordu. Başımı salladım. "Olur." Üzerime pelerinimi geçirdim ve Yoongi'nin koluna girdim. Birlikte ormana doğru yürüdük.
"Hayatımız nasıldı?" diye sordum bir süre sonra. Hava almak iyi gelmişti. Hafifçe gülümsedi. "Çok güzeldi. Pek hatırlamıyorsun sanırım, her gün birlikteydik."
"Birazcık anımsıyorum." Ne garipti. Ben bu yüzyılda doğup büyümüştüm. O bana çok uzak bir yüzyılda doğmuştu. Ama onu hatırlıyordum. Bizi biliyordum. Yaşanılanlar ikimiz arasındaydı. İnanması güçtü ama öyleydi. "Senin içindi her şey." dedi. "Üniversiteyi bırakacaktım."
"Ne?" dedim şokla. Sırıttı. "Çalışıp biraz para biriktirecek sonra da canım nereye isterse oraya gidecektim. Ama sonra seninle tanıştım. İlk görüşte âşık oldum sana. Nasıl oldu hiç anlamadım ama kör kütük vuruldum. Okula senin için devam ettim. Şirketi senin için kurdum. Mükemmel bir hayatımız olması için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
for us || yoonnie
Fanfiction"Benim sevgim yeter mi kavuşmamıza çiçeğim?„ Yoongi, intihar ettiği gece geçmiş hayatına döner.