2023, Seul
"Hâlâ bir haber yok mu?" diye sordu Taehyung bilgisayar ekranına bakan Tzuyu'ye. Saat dokuzu geçiyordu, ikisi birlikte karakoldaydılar. Tzuyu'nin işi uzamış, bu yüzden bir türlü randevuya çıkamamışlardı.
Belgeleri düzenlemeyi bitirip Taehyung'a baktı. "Sabah Jisoo'yla görüştüm." dedi. Taehyung dikkatle onu dinlemeye başladı. "Jennie ve Yoongi'nin hayatları hakkında konuştuk. Bana garip şeylerden bahsetti." Tzuyu şakaklarını ovdu. "Jennie bir süre garip rüyalar görmüş. Bundan sadece Jisoo'ya bahsetmiş." Taehyung kaşlarını çattı. "Nasıl rüyalar?"
"Geçmiş yaşamından olduğunu düşündüğü rüyalar." İç çekti. "Veya paralel bir evrenden. Kan, gözyaşı, ölüm ve aşk. Bir süre sürekli bunlarla ilgili araştırma yapmış ve kafayı yiyecekmiş gibi davranmış. Hiçbir şeyi Yoongi'ye belli etmemiş. Ama ona da geçmiş yaşamla alakalı bir şeyler söylemiş olmalı."
"Bunlar soruşturmaya ne gibi bir fayda sağlayacak?" Tzuyu yumuşak bakışlarını onun gözlerine çevirdi. Söz konusu Yoongi olduğunda güzel bakan gözleri sert bakıyordu. "Belki de Yoongi kendi isteğiyle ortadan kaybolmuştur."
"Ama bu çok saçma. Gitmek isteseydi bize söylerdi."
"Yatak odasında bulduğumuz uyku hapları," dedi Tzuyu. "Neredeyse yarısı yoktu kutuda. Bu da oldukça garip bir detay. Belki de uyku haplarını alıp bir şekilde kimseye görünmeden gitmiştir. Bir yerlerde uyuyakalmış ve uyandığında da eve dönmek istememiştir."
"Hayır." Taehyung sinirlenerek ayağa kalktı. "Doğru düzgün araştıracağım demiştin. Söylediklerin sana mantıklı geliyor mu gerçekten? Yoongi hyung kimseyi habersiz bırakmazdı. Gitmek isteseydi en azından Jin hyung'a haber verirdi."
"Bir şeyi unutuyorsun Taehyung." dedi Tzuyu de ayağa kalkarak. "Yoongi nişanlısını kaybetti. Sağlıklı düşünmüyordur. Ondan eskisi gibi davranmasını bekleyemezsin."
Başını iki yana salladı. "Hayır. Hiçbiri mantıklı değil." Tzuyu sessizce derin bir nefes aldı. Onu anlıyordu, ne de olsa sevdiği biri kayıptı. "Tamam, merak etme. Araştırmayı bırakacağım demedim. Her şey ortaya çıkana kadar devam edeceğim." Hafifçe gülümsedi ve yanına gidip ona sarıldı. On gündür beraber vakit geçiriyorlardı ve sanırım ondan hoşlanıyordu. Taehyung'un kolları beline dolandı. "Teşekkür ederim." diye fısıldadı.
Tzuyu yavaşça geri çekilip gülümsedi. "İşim bitti. Gidebiliriz." Birlikte karakoldan çıktılar ve arabaya bindiler. Radyoda haberler oynuyordu. "Bugün ünlü ceo Min Yoongi'nin ortadan kayboluşunun üçüncü haftası. Nerede olduğuna dair hiçbir iz yok. Polis henüz açıklama yapmadı. Ünlü ceo ve nişanlısı Kim Jennie için haftaya bir anma töreni yapılacak."
Taehyung dudaklarını ısırıp radyoyu değiştirdi ve ortama hoş bir müzik sesi doldurdu. Tzuyu dalgın gözlerle yolu izlemeye başladı. Bulduğu ipuçları hiçbir yere götürmüyordu onu. Hep bir şeyler eksikti... "Taehyung," dedi ona ciddi bir ifadeyle bakıp.
"Hım?"
"Geçmiş yaşama inanır mısın?"
1774, Seul
YoongiBir haftadır burada saraydaydım. Jennie ailesiyle kahvaltı yaptıktan sonra kendisini yine odasına kapatmıştı. Dün gece ve bu sabah da tuhaftı. Üzgün görünüyordu ve ona ne olduğunu soramıyordum. Odasının kapısının önünde dikilirken hizmetlilerin fısıldaşmalarını duydum.
"Kral, Prenses Jennie'ye yine birini bulmuş."
"Eh, evlenme vakti geldi de geçiyor."
"Nasıl da üzgün olduğunu görmedin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
for us || yoonnie
Fanfiction"Benim sevgim yeter mi kavuşmamıza çiçeğim?„ Yoongi, intihar ettiği gece geçmiş hayatına döner.